Kremlin: Ukrayna’nın Batı Füzelerini Kullanması Nükleer Tepkiyi Tetikleyebilir

HABERRUS - Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov, Rusya’nın güncellenmiş nükleer doktrini çerçevesinde Ukrayna’nın Batı kaynaklı nükleer olmayan füzelerle saldırılarının nükleer bir yanıtı tetikleyebileceğini belirtti.

TASS’ın haberine göre Peskov, gazetecilerin Rusya’nın yeni nükleer doktrini hakkında yönelttiği bir soruya “Evet, bu söyleniyor” diyerek yanıt verdi. Bu açıklama, Batı’nın Ukrayna’ya sağladığı uzun menzilli ve hassas güdümlü füzelerin Rusya tarafından ciddi bir tehdit olarak görüldüğünü ortaya koyuyor.

Peskov’un bu ifadeleri, özellikle Batı’nın Ukrayna’ya yaptığı askeri yardımları hedef alırken, Moskova’nın bu tür eylemleri nükleer bir yanıt gerekçesi olarak değerlendirebileceğini vurguluyor.

Yeni Doktrinin Ana Hatları

Rusya’nın güncellenmiş nükleer doktrini, potansiyel bir düşmana yönelik caydırıcılığı merkeze alıyor ve aşağıdaki temel unsurları içeriyor:

1.  Koalisyonlara Yönelik Yanıt:

Bir askeri blok ya da ittifaktan gelen saldırı, bir bütün olarak o birliğin saldırısı olarak değerlendirilecek.

2.  Nükleer ve Nükleer Olmayan Tehditler:

Doktrin, nükleer olmayan bir devletin, nükleer bir devletin desteğiyle Rusya’ya yönelik saldırısını ortak bir saldırı sayıyor. Bu, Batı ülkelerinin Ukrayna’ya sağladığı desteğin kapsamına alınabileceğini gösteriyor.

3.  Batı Silahlarına Karşı Tedbir:

Ukrayna tarafından Batı füzelerinin kullanılması, doktrine göre Rusya’nın nükleer yanıt vermesi için bir gerekçe oluşturabilir.

Rusya’nın Mesajı ve Stratejik Dengeler

Peskov’un açıklamaları, Rusya’nın Ukrayna çatışmasında Batı’nın rolüne karşı artan tepkisini ve nükleer caydırıcılığı bir tehdit unsuru olarak daha açık bir şekilde kullanmaya başladığını gösteriyor.

Bu durum, NATO ve ABD gibi Batılı aktörlerin Ukrayna’ya yönelik askeri desteğini artırdığı bir dönemde, Moskova’nın stratejik sınırlarını çizme çabasını yansıtıyor.

Putin’in onayladığı yeni doktrin, yalnızca caydırıcılık işlevi değil, aynı zamanda Rusya’nın güvenlik endişelerine hızlı ve sert yanıt verebileceği mesajını içeriyor.

Ancak bu, bölgesel ve küresel güvenlik açısından ciddi riskler barındırıyor. Batı ve Rusya arasında artan gerilim, nükleer silahların olası bir çatışmada kullanılma riskini daha somut bir tehdit haline getiriyor.

Uluslararası Yansımalar

Rusya’nın doktrini ve Peskov’un açıklamaları, Moskova’nın Batı’ya yönelik doğrudan bir uyarısı olarak okunabilir. Bu adım, uluslararası arenada nükleer strateji ve caydırıcılık tartışmalarını yeniden alevlendirebilir.

Özellikle Ukrayna’ya sağlanan Batı silahlarının bu çerçevede değerlendirilmesi, çatışmanın daha geniş çaplı bir boyuta ulaşma riskini artırabilir.