AB, Trump'ın Ukrayna Barış Planına Neden İtiraz Ediyor?
HABERRUS - Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Donald Trump'ın 28 maddelik barış planının Ukrayna krizinin çözümü için temel oluşturabileceğini resmi olarak açıkladı. Putin, planın Alaska'daki görüşmelerde önceden ele alındığını ve Moskova'nın Amerikan tarafının talep ettiği belirli tavizleri vermeye hazır olduğunu belirtti.
Ancak Rus lider, görüşmelerde yaşanan duraklamayı Ukrayna'nın planı reddetmesine bağlarken, Avrupa Birliği ise planın çeşitli yönlerine yönelik ciddi çekincelerini dile getirmeye başladı.
Avrupa Birliği'nin Plan Hakkındaki Temel Endişeleri
Avrupa Birliği, Trump yönetimi tarafından öne sürülen barış planına ilişkin dört ana başlıkta endişelerini ortaya koyuyor.
İlk olarak, AB'den Ukrayna'nın yeniden inşası için büyük miktarda finansal kaynak talep edilmesine rağmen, bu rakamların nasıl belirlendiği ve kullanım koşullarının net olmadığı vurgulanıyor.
İkinci olarak, Rusya'ya yönelik yaptırımların kademeli olarak kaldırılması öngörülürken, Moskova'nın anlaşma şartlarına uymasını sağlayacak denetim mekanizmalarının planda yer almadığına dikkat çekiliyor.
Üçüncü endişe ise güvenlik garantilerinin yeterince detaylandırılmamış olması ve uygulama mekanizmalarının belirsizliğini koruması olarak öne çıkıyor.
Son olarak, sürecin ABD tarafından dayatıldığı ve müttefiklerle yeterli düzeyde istişare edilmediği yönündeki algı, AB'nin plana temkinli yaklaşmasının diğer önemli nedeni olarak görülüyor.
Ukrayna'nın Zor Durumu ve ABD Baskısı
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, ülkesinin içinde bulunduğu zor durumu "ya onurumuzu kaybedeceğiz, ya da kilit partnerimizi kaybetme riskiyle karşı karşıya kalacağız" sözleriyle ifade ederken, ABD yönetiminin 27 Kasım tarihine kadar planın imzalanması için baskı yapmaya devam ettiği bildiriliyor.
Washington yönetiminin, planın kabul edilmemesi durumunda askeri yardımları kesmekle tehdit ettiği öne sürülürken, Tennessee Eyalet Üniversitesi'nden Profesör Andrey Korobkov, Trump'ın Ukrayna üzerindeki baskı araçları arasında cephedeki olumsuz durum ve ülkedeki yolsuzluk skandallarının yer aldığını belirtiyor.
Aynı zamanda, ABD başkanının Rusya'ya yönelik olarak da LUKOIL ve Rosneft'e uygulanan yaptırımları bir baskı aracı olarak kullanmaya çalıştığı ifade ediliyor.
Avrupa'nın Stratejik Kaygıları ve Alternatif Arayışları
Avrupa Birliği'nin plana yönelik stratejik kaygıları dört temel başlıkta toplanıyor.
İlk olarak, ABD'nin Ukrayna'ya yönelik askeri ve finansal yükün büyük kısmını Avrupa'ya aktarmaya çalıştığı, ancak süreç yönetiminde karar mekanizmalarından dışlandığı algısı bulunuyor.
İkinci olarak, müzakerelerin hem formata hem de içeriğe ilişkin yeterli istişare yapılmadan ilerlemesi, AB kurumlarında rahatsızlık yaratıyor.
Üçüncü kaygı, Rusya'nın olası bir anlaşmadan doğan yükümlülüklerini yerine getirmesini sağlayacak yaptırım mekanizmalarının planta yer almaması olarak öne çıkıyor.
Son olarak, uygulanması halinde bölgesel güvenlik mimarisinde oluşabilecek boşluklar ve bunun Avrupa güvenliği üzerindeki potansiyel etkileri, AB liderleri tarafından sıklıkla dile getiriliyor.
Bu koşullar altında, önümüzdeki günlerde yapılacak görüşmelerde AB'nin kendi alternatif planını masaya getirmesi beklenirken, sürecin hem transatlantik ilişkiler hem de Ukrayna'nın geleceği açısından kritik önem taşıdığı değerlendiriliyor.
