DA platformundan 'Beni bul anne!' toplantısı
Dialog Avrasya (DA) Platformu'nun 'Moskova Buluşmaları' toplantısında sokağa terk edilen çocukların sorunları ele alındı. Farklı kesimden akedemisyen, sanat ve düşün insanlarını bir araya getiren toplantıda, anne şefkati ve baba terbiyesi çocuk için iyiliğin tohumu olarak tanımlandı. Rusya genelinde çocuk esirgeme kurumlarında yaklaşık 700 bin çocuğun bulunması problemin büyüklüğünü ortaya koyuyor.
Toplantıda Tacik asıllı yönetmen ve 'Anne Beni Bul' Vakfı Başkanı Memoşo Memoşev'in aynı isimli belgeseli gösterildi. Belgeselde kimsesiz çocukların, bırakılan trajedisi anlatıldı. Aynı zamanda belgeselde farklı zorluklara rağmen çocuklarına sahip çıkan ve yetiştirmeyi başaran annelere de yer verildi. Tamamen insani duygulara hitap eden belgesel, izleyenler arasında büyük beğeni topladı.
DA Platformu Rusya Koordinatörü Ali Sami Yıldırım bu tür gelişmeleri desteklemek amacıyla DA dergisinin aile ile ilgili çıkacak yeni sayısıyla birlikte tüm abonelere 'Anne beni bul' film CD'sini vereceklerini söyledi. Yıldırım, kimsesiz çocuklara destek konusunda her dinin ve kültürün birbirine destek olması gerektiğine vurgu yaptı.
"Sokağa terk edilen çocuklar" konusunun çok aktüel olduğunu belirten Yönetmen Memoşev, kendisinin de evlatlık edindiğini anlattı. 'Beni bul anne!' belgeselin yönetmenliğini yapan Memoşev, "Filmi bu konuyla yakından ilgilenen sivil toplum kuruluşuyla tanıştıktan sonra çekmeye karar verdim. Her ne kadar ben tamamen farklı şeyler yapmak istesem de, gördüğüm fotoğraflar ve okuduğum makaleler bu sorunla yakından ilgilenmemi sağladı." diye konuştu.
Terk edilen çocuklar için üzgün olduğunu belirten Memoşev, "Ne zaman yetimhaneye girsem ve orada beşikte yatan bebekleri görsem, bulundukları korkunç durumlar aklıma geliyor. Anne şefkati bekleyen bu çocuklar artık hayatı boyunca önemli eksiklik yüzünden mahkum olmuş durumda. Ne yazık ki yine bu çocuklar tuzağa düşüyor ve hapise düşen yine onlar oluyor. Biz toplum olarak onları koruyamıyoruz." ifadelerini kullandı.
Günümüzde birçok bebeğin çöpe atıldığı, öldürüldüğü ve terk edildiği ile ilgili haberler duyduğumuzu ifade eden Memoşev, bu tür anneleri anlamadığını kaydediyor. Belgeselde zorluklara rağmen çocuklarını asla bırakmayan anneleri anlatan Memoşev, "İyi örneklerle yola çıkmak istedik. Onların karşısında saygı ile eğiliyorum. Çocukların hasta, rahatsız, engelli olduklarını bile bile bu anneler çocuklarını asla bırakmadı." dedi.
DA'nın toplatısına katılan yönetmen Davlat Nazaroviç da terk edilmiş çocukların dünya çapında ciddi bir konu olduğunun altını çizdi. İnsanın doğar doğmaz bir çok zorluktan geçtiğini belirten Nazaroviç, "Yaşananlar bir hayat tecrübesi gibi kalıyor. Ancak Anne şefkatı, baba terbiyesi iyiliğin tohumu niteliğindedir. Olması gereken kesin bir ihtiyaçtır. Çocuk doğuran veli evladını düşünmeli. Bu duygu yoksa, körelmişse insan yanlış yöne gidiyor demektir." açıklamalarında bulundu.
Oturumda gösterimi gerçekleştiren belgeselin çok sayıda insana izletilmesi gerektiğinin altını çizen Nazaroviç, "Ki bu konu konuşulsun. Belgesel sayesinde çocuklara verilen acı hissedilsin, bir nevi temas gerçekleşsin ve insanların soruna bakışları değişsin. Ve terk edilen çocukların sayısı azalsın." diye konuştu.
Belgeseldeki olumlu örneklere değinen Nazaroviç sözlerine şöyle devam etti: "Korkunç örneklerin ekranda gösterilmesi halinde bizde merhamet duygusunun uyanmasına neden olmazdı. Burada gördüğümüz olumlu örnekler ise zor kaderi yaşayan kahraman annelerin, zorlukların nasıl üstesinden geldiklerini gördük. Belgesel sona eriyor, ancak ışığı içimizde saklı. Ve bu ışık terkedilen çocuklara yardım etme niyetlerimizi sürekli tazeleyecek."
Yaşar Niyazbayev, Moskova, Cihan