Peskov: Türk-Rus dostluğu kimseye karşı değil

Rusya Başbakanlık Basın Söcüsü  Dmitri Peskov, Rusya'nın Sesi radyosunun Rusya Başbakanı Vladimir Putin'in İstanbul'da gerçekleşen "Asya’da İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler" zirvesine katılmak üzere gerçekleştireceği Türkiye ziyareti ile ilgili soruları yanıtladı. Rusya ve Türkiye ortaklığının son dönemde hızla geliştiğini, bunun kimseye karşı olmadığına değinen Peskov, gelişen ilişkilerin iki ülkenin, bölgenin ve uluslararası toplumun yararına olduğunu söyledi. Peskov kendisine yöneltilen soruları şu şekilde cevapladı:

Muhabir: Memnun oldum. Teşekkür ederim. Rusya Başbakanı Vladimir Putin Asya’da İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler Konulu 3.zirve toplantısına katılacak. Asya bölgesi aktif olarak gelişmektedir ve bu durum küresel ekonomik krizin sonuçlarını belli bir ölçüde yumuşatıyor. Rusya hem ikili düzeyde hem de bölgesel düzeyde bu gelişmenin önemli bir motor gücü olarak nitelendirmek doğru olur. Acaba bu süreci engelleycek her hangi bir sorun var mı? Eğer varsa bu konular İstanbul’da masaya yaratılacak mı?

Peskov D.S.: Şimdi şöyle aslında. Biz birlikte hatırlayalım. 1992 senesinde sayın Nazarbayev tarafından ortaya atıldı bu inisiyatif. Ve şu an konferans tabii ki ileriye doğru bir şekilde gelişmektedir. Uluslararası bir mekanizma haline gelmek üzeredir. Rusya bu konferansa ve bu konferansın faaliyetlerine büyük bir önem vermektedir ve bu önemin ifadesi olarak ta tabii ki Putin’in İstanbul’a gelişini değerlendirmek mümkündür. Asya’daki durum tabii ki şimdi şöyle ihtilaflı durumlardan maalesef uzak değil ve bütün dünyada da olduğu gibi Asya’daki ekonomik durumu aslında şimdi ekonomi krizinin değişik göstergeleriyle gebedir. Bu dünyada kaç ekonomi uzmanı varsa hepsi yani bazen çelişkili tahminlerde bulunmaktadır. Şimdi kriz kokusu halen var, bazı olumlu göstergeler olmakla birlikte ve hiç şüphem yok ki liderlerimiz İstanbul’da bütün bu durumları görüşecekeler.

Muhabir: Asya İşbirliği Konferasına bizzat Türkiye’nin ev sahipliği yapması kaydeder bir husustur. Karşılıklı faydalı işbirliğinin yerleştirilmesine en iyi örnek olarak ta bugünkü Rus-Türk ilişkilerini göstermek mümkün. Sizce bu konunun başbakanlar Putin ve Erdoğan arasında yapılacak ikili görüşmelede de ele alınması bekleniyor mu?

Peskov D.S.: Hiç şüphem yok ki bekleniyor. Rusya ile Türkiye arasındaki ilişkiler hem siyasi ilişkiler hem ticari, yatırım ilişkileri aslında çok hızlı bir şekilde stratejik ortaklık düzeyine ulaşmaktadır. Ve her seferinde bizim başbakanlarımız, cumuhurbaşkanlarımız bir araya geldiğinde bu görüşmeler çok önemli bir ivme kazandırmaktadır. İlişkiler örnek ilişkiler halindedir bütün bölge ülkeleri için ve devletler için. Geçen sefer yani bir şekilde dünya ekonomik krizinin kurbanı olmuştuk. Bizim ticari hacmimiz azaldı. Ancak bu yılın ilk üç dört ayının gösterdiği gibi, çok hızlı bir gelişme söz konusudur. Dolayısıyla ümit ederiz ki önümüzdeki bir yıl içinde biz bu zaafı, geçen yılınki zaafı iyileştireceğiz. İlişkiler gerçekten her alana kadar uzamaktadır. Hakikaten hem enerji alanında, Güney Akım konusunda Türk tarafına çok müteşekkiriz, Türk tarafı üzerinde anlaşılan tüm taahhütlerini yerine getirmektedir. Aynı zamanda Samsun-Ceyhan boru hattı konusunda çalışmalar hızla devam etmektedir. Cumhurbaşkanlarımız, başbakanlarımızın aralarında anlaştıkları gibi full tempoyla çalışmalar devam ediyor. Gümrükler konusunda, ticaret konusunda bizim inşaatçılarımız, tüccarlarımızın hepsi artan bir süratle çalışıyorlar. Tabii bu ümit verici bir şey.

Muhabir: Evet, ben zaten bu Samsun-Ceyhan boru hattı konusunda bir soru sormak istiyorum. Başlagıçta bu projenin gerekçesi olarak başta boğazlara düşen yükü hafifletmek olmak üzere ekolojik nedenler ileri sürdürülüyordu. Oysa bu proje ekonomik açıdan da çok çekici bir proje olarak nitelendirilebilir. Kuşkusuz böyle omasaydı hem Türkiye hem Rusya hem Avrupa bu kadar aktif destek göremezdi. Rusya’nın bu projede çıkarları Sizce nelerdir? Ve projenin Sizce Avrupa için temel kozları nelerdir?

Peskov D.S.: Şimdi şöyle tabii ki projenin ne kadar fizibel olduğunu tespit etmek lazım. Gerçekten oldukça karlı görünüyor. Önemli olan ne? Önemli olan şu an boğazları çok aktif bir şekilde çalıştıran şirketlerin yeni bir boru hattına yönelmeleridir. Bu açıdan ne lazım? Yeni boru hattının boğaz yolundan daha karlı olmasıdır. Daha karlı olursa yani petrol taşıyıcıları için Samsun-Ceyhan daha karlı olmak şartıyla tabii ki bu boru hattının istikbali parlaktır ve daha karlı olabilmesi için Rusya ve Türkiye ortak çalışmaları yapacaklar.

Muhabir: Siz de belirttiniz Rus-Türk ekonomik işibirliği hızlı gelişmektedir. Ve bu işbirliğinin hacminin yılda 100 milyar dolara çıkarılması planlanıyor. Bu oldukça yüksek bir rakamdır. Bilindiği gibi Rusya, Avrupa Birliği gibi büyük ortak ile toplam 200 milyar dolarlık işbirliği yapıyor. Yani Rusya, Sizin de belirttiğiniz gibi, Türkiye ile bir nevi ekonomik müttefikliğe doğru ilerliyor. İki ülke ekonomileri arasında bu kadar güçlü cazibenin nedeni Sizce nedir? Bazıları Türkiye’nin Avrupa konusunda hayal kırıklığına uğradığını ve bu boşluğu Rusya ile ilişkilerle doldurmaya çalıştığı kanısındadır.

Peskov D.S.: Şimdi şöyle yani. Uluslararası ilişkilerde her zaman olumlu eğilimler maalesef olmuyor bazen olumsuz eğilimler oluyor. Olumsuz eğilimler neden kaynaklanıyor? Bazen kriz durumlar söz konusu. Bazen işte yapılan yanlışlıklar söz konusu olabilir. Bazen değişik istikametlerde daha karlı perspektiflerin açılmış olması olabilir. Avrupa Birliği’nin tabii ki şu an kendi problemleri var. Oldukça açık bir şekilde krizli durumlar yaşanıyor değişik ülkelerle ki onların hepimiz gayeti biliyoruz. Bu durumda tabii ki bazı ülkelerle zorlamlar ve yavaşlamlar söz konusu olabilir. Ama aynı zamanda birkaç yıl sonra durum gene iyileşebilir. Bu konuda bence iyimser olmamız lazım.

Hakikaten Türkiye’nin çok önemli coğrafik ve siyasi bölgesel durumunu gözüne alırsak ve Rusya’nın aynı şekilde önemli olan bir durumla birleştirirsek bizim iki ülkemizin ticari ve ortaklık potansiyelinin son derecede önemli ve son derecede geniş olduğunu farkına varacağız. Dolayısıyla bence bizim ikili ilişkilerimizin potansiyeli kimseye karşı değldir, bizim iki ülkemizin menfaatlerine uygundur ve her iki halkımızın gerçekten yaşama düzeyinin artırılmasına gayet müşterek rol oynamaktadır.

Yaşar Niyazbayev, Moskova, Cihan