Kafkaslarda seçim maratonu başlıyor
Güney Kafkasya ülkelerinde 2013 yılı içerisinde gerçekleştirilecek olan cumhurbaşkanlığı seçimleri bölge dengeleri açısından büyük önem taşıyor. Seçimler arifesinde ilgili ülkeler dış sorunlardan ziyade, iç meselelerle daha fazla ilgilenmekteler.
Azerbaycan ve Ermenistan, Dağlık Karabağ'la ilgili çözüm sürecini iç siyasete daha fazla enerji harcamak için askıya almışlar, Gürcistan'da ise yeni hükümet yapıcı bir dış siyaset için iç dengelerin oturtulması yönünde mücadeleye girişmiştir.
Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde bölgeye yönelik bir diğer önemli gelişme ise eski Sovyet coğrafyasında Rusya öncülüğünde oluşturulmaya çalışılan Avrasya Birliği konusudur. Rusya, Kazakistan ve Belarus tarafından imzalanan gümrük birliğinin yürürlüğe girmesiyle diğer eski Sovyet ülkelerinin de birliğe katılımı öngörülmektedir. Rusya'nın bu tür girişimleri, Kafkasya'daki yönetimlerin dış politika önceliğini de etkilemekte ve seçim sürecini şekillendirmektedir.
Ekim 2013'te Azerbaycan'da gerçekleştirilecek olan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde mevcut lider İlham Aliyev'in üçüncü kez aday olarak gösterilmesi bekleniyor. Yeni Azerbaycan Partisi üyeleri ve milletvekilleri Aliyev'in adaylık sürecini tamamen desteklediklerini ifade ediyorlar. Azerbaycan'ın denge politikasını Haydar Aliyev'den devralan İlham Aliyev bölgedeki tüm ülkelerle eşit mesafede ilişki kurmaya özen gösteriyor. Her ne kadar denge politikasına öncelik verilse de, Aliyev'in ikinci döneminde Azerbaycan dış politikası İran ve İsrail'le ilişkiler konusunda çeşitli sorunlar yaşadı. Elbette bu; tek taraflı olmayıp, İran dış politika karar alıcılarının büyük etki gösterdiği bir süreçtir. Bununla birlikte, Dağlık Karabağ sorunuyla ilgili herhangi bir olumlu gelişmenin yaşanmadığını da belirtmek gerekir. Tarafların ve AGİT Minsk Grubu'nun çözüm üretememesi Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki gerilimi daha da artırmıştır.
Aliyev'in Türkiye ve Ermenistan ilişkilerinin normalleştirilmesi yönündeki siyasi sürece olumsuz yaklaşımı statükonun devamını sağlamıştır. Aliyev, Ermenistan'a yönelik izolasyon politikasının devam etmesi gerektiğine ve olumlu sonucun ancak bu şekilde elde edileceğine inanmaktadır.
Vladimir Putin'in yeniden iktidara dönüşünde ise Rusya-Azerbaycan ilişkileri umulduğu kadar parlak bir sürece girmemiştir. Azerbaycan'ın Gebele Radar Üssü'ne yönelik talep ettiği yüksek kira bedeline Rusya'nın karşı çıkması ve İlham Aliyev'in Avrasya Birliği konusuna sıcak bakmaması ikili ilişkilerdeki havayı olumsuz etkilemiştir.
2013 cumhurbaşkanlığı seçimleri için İlham Aliyev'in en şanslı aday olarak görünmesinin en önemli sebebi muhalefetin henüz güçlü bir aday üzerinde anlaşamamış olmasıdır. Buna rağmen Müsavat Partisi'nin lideri İsa Gamber aday olarak sürece dahil olmuştur. Hatırlatmak gerekir ki, 2003 yılında gerçekleştirilen cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de İsa Gamber aday olmuş ancak İlham Aliyev karşısında mağlubiyet yaşamıştır. Bununla birlikte, bağımsızlık döneminde yetişmiş olan yeni parti liderlerinin seçimlere katılması beklenmektedir. Bunlar, farklı vizyonlara sahip olan Adalet ve Kalkınma Bloku'ndan Vatandaş ve Kalkınma Partisi lideri Ali Aliyev ve REAL Hareketi başkanı İlgar Mammedov'dur. 4 Şubat tarihinde Azerbaycan'ın İsmayıllı şehrinde halka iktidara karşı ayaklanma çağrısı yaptığı için hapsedilen Mammedov, 5 Şubat tarihinde REAL Hareketi'nden resmen cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilmiştir.
Ali Aliyev muhafazakâr olup, milli ve dini değerlerin korunması konusunda Türkiye'nin AK Parti modelini örnek almaktadır. İlgar Mammedov ise Azerbaycan'ı AB ve NATO'ya üye bir ülke olarak görmek isteyen yaklaşımlara sahiptir. Her iki lider Türkiye ile ilişkilerin daha da ilerletilmesinden yanadır. Bu figürlere ek olarak, Ebulfez Elçibey'den miras kalan Azerbaycan Halk Cephesi lideri Ali Kerimli'nin de aday olarak sürece katılması beklenmektedir.
İç siyasetin ısındığı Gürcistan ve Ermenistan
Gürcistan'da Ekim 2012'de gerçekleştirilen parlamento seçimlerinden zaferle çıkan Gürcü Rüyası koalisyonu lideri Bidzina İvanişvili, kurduğu yeni hükümetin denge politikası izleyerek tüm bölge ülkeleriyle ortak menfaat üzerine ilişki kuracağını açıklamıştır. Nitekim hükümetin attığı adımlar da bu söylemi desteklemektedir. Öncelikli olarak Cumhurbaşkanı Mihail Saakaşvili'ye ait tüm izleri silmeye çalışan hükümet, bunun ülkede yozlaşmaya yol açmış olan zengin bürokrasiye vurulan bir darbe olduğunu açıklamıştır. Saakaşvili'ye yakın olan eski hükümet görevlilerinin yolsuzluk ve görevini kötüye kullanma suçlarından dolayı tutuklanmasının NATO ve AB'ye karşı herhangi bir olumsuz politika oluşturmayacağının garantisini veren Gürcü Rüyası koalisyonu, aynı zamanda Rusya ile ilişkilerin geliştirilmesini amaçlamaktadır. Rusya ile ilişkileri geliştirerek ekonomik anlamda büyümeyi hedefleyen Gürcistan'ın bir diğer hedefi ise Abhazya ve Güney Osetya gibi sorunlu bölgelerle barışı tesis etmektir.
Brüksel, Bakü ve Erivan'a gerçekleştirdiği resmi ziyaretlerde tamamen işbirliği temelinde öneriler sunan İvanişvili'nin Ekim 2013'te gerçekleştirilecek olan cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday olarak katılmayacağı belirtilmektedir. Gürcistan anayasasına göre üçüncü dönemde cumhurbaşkanı olamayacak olan Saakaşvili yerine, kendi yönlendirmesine tabi bulunan Birleşik Ulusal Hareket'ten farkı bir ismin aday olarak gösterilip gösterilmeyeceği ise bilinmemektedir. Ancak İvanişvili ve Saakaşvili bu süreçte yer almasa da, iki lidere yakın isimlerin yarışacağı cumhurbaşkanlığı seçimleri Gürcistan özelinde bölgenin kaderini değiştirecek öneme sahiptir. Şu anki hükümetin yakın döneme etki edecek olan adımları, yeni cumhurbaşkanının izleyeceği politikalarla vücut bulacak ve başta Abhazya, Güney Osetya, Dağlık Karabağ meseleleri olmak üzere Rusya, Azerbaycan, Ermenistan ve Türkiye'ye yönelik ne tür yaklaşımların meydana geleceği görülecektir.
Ermenistan'da 18 Şubat 2013'te gerçekleştirilecek olan cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday olan mevcut Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan ise en güçlü aday olarak görülmektedir. Seçim kampanyalarının başlamasıyla birlikte, Sarkisyan'ın aday olarak sürece katılmasının gerçek bir demokrasiyi göstermediğini belirterek adalet talep eden diğer aday Andreas Ghukasyan açlık grevine girmiştir. Ghukasyan'a destek olan diğer aday Paruyr Hayrikyan da göstermelik demokrasinin Ermenistan'a yakışmadığını belirterek üç günlük açlık grevine girdiğini açıklamıştır. Bu eylemden kısa bir süre sonra silahlı saldırıya uğrayan Paruyr Hayrikyan, olayın Rusya'nın Ermenistan üzerindeki etkisiyle ilgili olduğunu ve bunun Moskova tarafından gerçekleştirildiğini iddia etmiştir. Bir kısım siyasetçi ise bu tür açıklamaların Ermenistan-Rusya ilişkilerini bozmak isteyenlere fırsat vereceğini belirterek olumsuz düşüncelerini bildirmişlerdir.
Protestocu yönleriyle bilinen Miras Partisi lideri Raffi Hovhannisyan'ı ise Sarkisyan'a karşı güçlü aday olarak gösteren siyaset bilimciler, Hovhannisyan'ın Dağlık Karabağ'ı resmi olarak tanıyacağı ve 2015 yılında Türkiye ile sınırları açacağı yönündeki vaatlerinin tatmin edici olduğunu söylemektedirler. Fakat halihazırda yapılan anketlerde, Serj Sarkisyan'ın yeni dönemde de cumhurbaşkanlığını sürdüreceği yönünde tahmin yürütülmektedir. Bu durumda, Ermenistan'ın bölgedeki yalnızlaşması devam edecek, Türkiye ve Azerbaycan'a yönelik herhangi bir olumlu politika oluşturulmayacaktır. Sarkisyan'ın sürekli dile getirdiği 2015 yılı ise, Ermenistan'ın dayanacağı güçlü bir duvar olarak belirtilmektedir.
Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan'da gerçekleştirilecek olan cumhurbaşkanlığı seçimleri bölgenin kısa ve orta vadede sahip olacağı sorun veya çözümleri ortaya çıkaracaktır. Azerbaycan ve Ermenistan'da aynı liderlerin göreve devam etmesi Dağlık Karabağ'a yönelik statükonun devam etmesini sağlayabilir ancak Gürcistan'da yeni hükümete yakın bir ismin göreve gelmesiyle Abhazya ve Güney Osetya ile ilgili olumlu gelişmeler yaşanabilir. Buna ek olarak Gürcistan'ın bölge ülkelerine yönelik izleyeceği denge politikası ancak yeni cumhurbaşkanı ve hükümetin mutabakatıyla sağlanabilecektir.