Bağlama Rus ve Türk halklarını birleştiriyor
Moskova’da Rus oyunculuk okulunun kurucusu Mihail Şepkin’in ev müzesinde, Bahruşin Devlet Merkez Tiyatro Müzesi ve piyanocu Kseniya Blinkova’nın ortak projesi çerçevesinde “Her Elden Bir Ses” dünya halkları müzik festivali düzenlendi. Rus şarkıcı ve bağlamacı Darya Teplova tarafından bu yıl ilk kez festivalde Türk müziği sunuldu.
Moskova’nın merkezinde tarihi ahşap binada çeşitli ülkelerin müziği seslendirildi. Müzik seyahati, dinleyicilere Brezilya’dan Çin’e, Hırvatistan’dan Arjantin’e, Japonya’dan Gürcistan’a neredeyse tüm dünyayı gezme fırsatını sundu. Konserde toplam 23 ülke “seslendirildi”. Ancak müzik programının en ilgi çekici tarafı, Rusya için sıra dışı çalgı olan bağlama performansı oldu. Derya (bağlamacının sahne ismi), “Çarşıya vardım”, “Çanakkale içinde”, “Uzun ince bir yoldayım” ve diğer türküleri söyleyerek dinleyicileri Türkiye’nin müzik kültürüyle tanıştırdı. Müzisyen, her türkü öncesinde kısa bir tarihi bilgi verdi. Kseniya Blinkova ile birlikte bağlama ve fortepiyano için hazırlanan bir beste icra edildi. Aslında bu iki enstrümanın birleşimi, Türk müziği gelenekleri için yaygın değil. Ancak sıra dışı seslendirme hem müzisyenleri hem de minnettar dinleyicileri memnun etti. Dinleyiciler, muhteşem programdan ve kaliteli performanstan hoşnut kaldı ve bu tür konserlerin daha fazla yapılması isteğini dile getirdi.
Darya veya sahne adıyla Derya, henüz 13 yaşındayken Türk kültürüne ilgi göstermeye başladı. Derya şunu anlattı: “Türkiye ziyareti, hayatımın dönüm noktası oldu. Çocuk yaşıma bakmayarak benim ilgimi, Türkiye’nin meşhur olduğu doğası, denizi, güzel hediyelikleri ve giysileri değil, öncelikle Türk kültürü, müziği ve dili çekmişti. Hayatımı müziğe adayacağımı daha önce de biliyordum, ancak o dönem, Türk şarkılar ile halk çalgılarının mutlaka ilgi alanıma gireceğini anlama fırsatını verdi! Bir mucize eseri halk müziği icracısı Fatih Kısaparmak’ın konserini ziyaret ederek bağlamaya aşık oldum. Ancak bu denli nadir çalgı elbette satışta yoktu ve Moskova’da bağlama öğretmenini de hemen bulamadım. Buna rağmen kaderim beni yetenekli müzisyen Erken İpek ile rastlattı. O, benim bu muhteşem Türk enstrümanına olan ilgime inandı ve benden gerçekten de iyi bir bağlamacı olacağına karar verdi. Moskova’dan ayrılıncaya kadar Erkin Bey’den bağlama dersleri aldım. Eylül ayından bu yana Türk-Rus Kültür Merkezi’nin “İstanbul” müzik grubunun solistiydim. Ancak dün, sorumluluk isteyen ve onurlu bir pozisyon olan bağlamacı olarak atandım. Sanat yönetmenimiz Ahmet Yılmaz’ın söylediğine göre Moskova’da bir şarkıcı bulmak bir bağlamacıdan daha kolay. Gelecek planlarımda, hem şarkıcı eğitimimi tamamlamak hem de türkü ve bağlama konusunda uzmanlaşmak var. Ayrıca, müziği ve sözleri bana ait birkaç Türkçe şarkım var. Geçenlerde Türkiye’den düzenlemeler aldım. Yakında albüm çıkararak bir klip çektirmeyi umuyorum.
Bu zamana kadar Rusya’da Türk enstrümanlar hakkında çok az bir şey biliniyordu, ancak bu durum değişiyor. Konserlerde, Türk müziği ve özellikle de bağlama olağanüstü ilgi görüyor. Her bir konserin ardından izleyiciler bana yaklaşarak bağlamanın tarihini ve özelliklerini anlatmamı istiyor. Böylece sadece Türk müziğini icra etmiyor, aynı zamanda kültürlerarası misyon taşıdığımı söyleyebilirim. Umarım, bu tür konserler sayesinde ülkemizin sakinleri, güzel ve çok yönlü Türk kültürünün daha önce bilmedikleri tarafını keşfedecekler.
Benim için bağlama, sadece bir çalgı değil, güç kaynağıdır. Öyle oldu ki bağlama çalmayı öğrenmem, hayatımın çok zor bir dönemine rastladı. Bağlama ve sesi, ümitsizliğe kapılmamaya yardımcı oldu. Bağlama, sakinleştirme ve güç verme gibi harika bir özelliğe sahip. Halihazırda, Türkiyeli profesörlerin yönetiminde tekniğini geliştirmeye çalışıyorum. Umarım, benim mütevazı katkım, Rus ve Türk kültürler arasındaki yakınlaşmaya ve geçişmelere yardımcı olacak.”