Türkiye’de en çok Rus turist, en az Rus öğrenci var
Rusya’nın başkenti Moskova’da Türk ve Rus akademisyenler, Rusya Haklar Dostluğu Üniversitesi’nde (RUDN) düzenlenen uluslar arası forumda üniversiteler arası eğitim işbirliği ve Rusya-Türkiye ilişkileri ele alındı.
Uluslar Arası Bilimsel Kalkınma İşbirliği Enstitüsü’nün (MİRNAS) katkıları ile “Rusya ve Türkiye arasında Bilim ve Eğitim İşbirliği” başlıklı uluslar arası forumda konuşan İpek Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Gökhan Bacık Türkiye’de az sayıda Rus öğrenci ve akademisyenin çalışma yapmasını eleştirdi.
RUDN Rektör Yardımcısı Olga Andreyeva üniversitede çeşitli hakların temsilcilerinin eğitim aldığını ve eğitim sayesinde dostluk ve ülkeler arasındaki ilişkilerin geliştiğini söyledi. Türkiye ile bilimsel ilişkilere önem verdiklerini kaydeden Rus akademisyen, “Yüksek kültür olmadan yüksek teknolojiler olamaz. Kültürün gelişmesinde eğitimin katkısı büyük. Ortak eğitim programları sayesinde dünyayı savaş, doğal felaket, nükleer tehditlerden koruruz. Yetiştirdiğimiz çok uluslu öğrencilerimiz küresel ve bölgesel barış ve istikrara katkı sağlıyor.” dedi.
MİRNAS Başkanı ve Rusya’nın etkin üniversitelerinden MGİMO öğretim görevlisi Prof.Dr.Yelena Ponomaryova da ülkenin gelişmesi açısından eğitimin gereken düzeyde olmasını ifade etti. Ponomaryova, “Rusya ve Türkiye halkları arasında iyi bir düzeyde bilimsel eğitim işbirliğinin yapılması için muazzam bir potansiyel var. Bu potansiyelden faydalanmamız lazım. Bugün oluşan siyasi koşullar nedeniyle Rusya ve Türkiye arasında işbirliğinin artırılması için yeni olanaklar ortaya çıkıyor. Batı eğitim sisteminde milyonlarca öğrencinin eğitim aldığı bir gerçek. Rusya eğitim sistemi eski Sovyet eğitim sisteminin devamı. Batı’da çoğu akademisyen Rusya’nın teknik eğitimde bir numara olduğunu söylüyor. Türk eğitim sisteminin kaliteli olduğunu düşünüyoruz. Rusya ve Türkiye arasında eğitim işbirliğini artırmak için ortak çalışmalar yapmamız lazım.” şeklinde konuştu.
Rusya ve Türkiye öğrenci değişim programlarını artırmalı
İpek Üniversitesi Rektör Yardımcısı Gökhan Bacık, “Rus siyasal eğitim sisteminde Batı ve Ortadoğu’da yaşanan olaylara nasıl bakış açısının olduğunu bizler de merak ediyoruz. Rus sosyal düşüncesini öğrenmek istiyoruz. Rusya dünyayı nasıl algılıyor, eğitim felsefesi nedir? Ana sorunlardan biri de şudur: Türk üniversite kampüslerinde en az karşılaşacağınız öğrenci Rus gençlerdir. Türkiye’de en çok Rus turist vardır, en az da Rus öğrenci vardır. Onun kadar Rus akademisyen de azdır. Bu da bir problem. Türk-Rus ilişkileri ekonomi, turizm ve doğalgaz. Biraz da strateji üzerine kurulu. Ama buna mutlaka öğrenci ve akademisyen, hoca boyutunu eklememiz gerekiyor. Rusya’da büyük bir Türkoloji geleneği var. Rus öğrenciler ise Türkiye’ye gelmiyor. Bunun altyapısını kurmak zorundayız. İkinci sorunumuz da şu: Türk üniversitelerinde Rusça dil sorunu. Türkiye’de büyük şirketler için Rusça artık üçüncü dil olmalı. Çünkü Türkiye’nin en önemli ticari ortağı Rusya. Master öğrenci değişimi programını da artırmamız lazım.” önerisinde bulundu.
Türkiye ve Rusya toplumları Batıya karşı kuşkulu
Batı ile ilişkiler bağlamında Türk-Rus ilişkilerini de değerlendiren Türk akademisyen, “Her iki toplumda batıya karşı bir toplumsal, sosyolojik bir kuşku var. Rusya süper bir devlet. Türkiye ise bölgesel bir lider olmaya çalışan bir devlet. Rusya’nın uluslar arası sisteme direnme kapasitesi Türkiye’den daha fazla. Türkiye uluslar arası sistemi Rusya kadar direnemez. Türkiye’nin uluslar arası ilişkiler kimliğini, karakterini belirleyen kurum NATO’dur. Bu önemli konu. Bunu sosyolojik sonuçları var. Bazı konulara farklı bakabiliyorsunuz, tepkileriniz farklı oluyor. Dolayısıyla Türkiye Rusya kadar uluslar arası sisteme direnecek bir ülke değil. Örneğin Türkiye çok çok uzaklardan Çin’den füze almaya çalışırken, sınırlarını NATO Patriot sistemi koruyor. Bu konuda NATO çok katı, Çin füze sisteminin NATO sistemine kaptırmayacağını söylüyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin dış politikada kendini güçlü gördüğü zaman alternatif arayışına girdiğini ifade eden Bacık şu tespitlerde bulundu: “Bunları başaramadığı zaman batıya geri dönüyor. Yani şöyle: ben ekonomik olarak güçlendim, İslam ülkeleri, Orta Asya veya Rusya olabilir. Eğer bunlardan bir şey olmazsa, tatmin edici bir şey çıkmazsa bu refleks geriye kadar gidiyor. 4 aydır Türkiye batıya geri dönme sinyalleri veriyor. Türk-Rus siyasi ilişkilerinde uyumsuzluğun uyumu ortaya çıkmış bulunuyor. Politik büyük konularda Rusya ve Türkiye farklı yerlerde durmakta. Örneğin Gürcistan ve Suriye konusunda. Buna rağmen ekonomi ilişkileri gelişiyor. Bu da aslında bir yetenek.”
İslam dünyasının sorunları Rusya’sız çözülemez
İslam dünyasının sorunlarının Rusya’sız çözülemeyeceğine dikkat çeken Bacık, “Batı-İslam denklemi içerisinde Rusya’yı güçlü bir şekilde katmak gerekiyor. Bir kaç nedenden olayı. Öncelikle Rusya’da çok sayıda Müslüman yaşıyor. İslam jeopolitiğinin önemli yerlerinde Rusya’nın etkisi var. Dolayısıyla burada Rusya’nın etkisini kullanmadan ilerleme yapmak mümkün değil. Radikalizme karşı Rusya ile İslam dünyasının diyalogu kaçınılmaz. Rusya bir modeldir. Bazı sorunlara rağmen Rusya çok kültürlü bir yapıdır. Farklı dini ve etnikleri barındırmakta. Dolayısıyla İslam ile dünyanın ilişkisi nasıl olacak sorusuna-tabi Türkiye dışında-yanıt verilecekse Rusya örneğini mutlaka çalışmamız gerekiyor. Burada Rusya’nın biraz inisiyatif almasını düşünüyorum. Bu İslam ve uluslar arası ilişkiler konusunu sadece Amerika’ya sadece batıya havale etmek bence sorunu çözme konusunda sorun doğuracak. Rusya’nın fevkalade önemli olduğuna inanıyorum.” dedi.