Rusya, Suriye’de operasyonlara neden dahil oldu?

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in BM Genel Kurul toplantıları için New York’a hareketinden önce Rusya’nın Suriye’de terör örgütü IŞİD hedeflerine yönelik operasyon yapacağı netleşmişti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le Moskova’da 23 Eylül’de yaptığı görüşmede bu bilgiyi edindiğini ifşa etti. Rusya’nın bölgeye askeri kargo uçaklarını göndermesi ve 50 kadar savaş uçağının Azerbaycan, İran ve Irak üzerinden Suriye’ye ulaşması askeri müdahalenin geleceğinin habercisi idi. Yine de Rusya’nın eski Sovyet ülkeleri dışında bir coğrafyada ilk kez savaşa dahil olması dünya kamuoyu için sürpriz oldu.

Rusya’yı yakından takip edenler için beklenen operasyonu, öncelikle Soğuk Savaş sonrası dönemde üçüncü ülkeler üzerinden devam eden jeopolitik mücadelenin bir parçası olarak görmek gerekiyor. ABD öncülüğündeki NATO ve AB’nin Rusya’nın arka bahçesine doğru ilerlemesi ve renkli devrimler Moskova’da kuşatılmış hissi uyandırdı. Rusya Devlet Başkanı ilk kez 2007’de Münih’te düzenlenen Güvenlik Konferansı’nda bu gidişe tepki gösterdi ve çok kutuplu dünya çağrısı yaptı.

Gürcistan’ın Güney Osetya’yı merkeze bağlamak için Ağustos 2008’de operasyon başlattığında dönemin başbakanı olan Vladimir Putin, yaz olimpiyatları için dünya liderleri ile birlikte Çin’in başkenti Pekin’de bulunuyordu. Rusya beklenmedik bir karşı operasyonla Gürcistan’a müdahalede bulunmuş, Güney Osetya ve Abhazya’nın bağımsızlıklarını tanımıştı. Rusya’nın Batı ile güven sorununun derinleşmesine neden olan ikinci problem ise Arap Baharı ile yaşanan gelişmeler. Rusya Devlet Başkanı Putin, Libya’da hava sahasının kapanması ile ilgili kararda Moskova’nın kandırıldığını düşünüyor. Libya’ya müdahale için gerekçe olan karar Muammer Kaddafi yönetiminin devrilmesine neden oldu ve “Arap Baharı’nın” Suriye’ye doğru ilerlemesini tetikledi. Diğer Ortadoğu ülkelerinden farklı olarak Suriye’nin Tartus kentinde Rusya’nın deniz üssü bulunması Moskova’nın endişelerini artırdı. Suriye’nin Libya olmaması için krizin başladığı ilk günden itibaren Beşşar Esed yönetimine destek verdi.

Ortadoğu’da bu gelişmeler yaşanırken, Rusya’nın Turuncu Devrim sonrası yeniden ilişki kurmayı başardığı Ukrayna’da olaylar patlak verdi. Kremlin’e göre Viktor Yanukoviç yönetiminden memnun olmayan halk kitleleri dışarıdan yönlendirilerek Kiev’de yönetim değişikliği yapıldı. Moskova yine beklenmedik bir operasyonla stratejik bölge Kırım ve Sivastopol’un Rusya ile birleşme kararını onayladı ve Doğu Ukrayna’da ayrılıkçı gruplara destek verdi. 8 bin kişinin hayatını kaybettiği, 1 milyon kişinin göçmen konumuna düştüğü Ukrayna’da Minsk Anlaşması uzun süren müzakereler sonunda imzalanabildi. Normandiya Dörtlüsü olarak bilinen Rusya, Ukrayna, Almanya ve Fransa liderleri dün yaptıkları Paris zirvesini pozitif değerlendirdi. Kiev ve Donbas hafif silahlarını cephe hattının 15 kilometre gerisine çekiyor. Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi konusunda anlaşma sağlandı. Çıkar savaşlarının sonucu olarak parçalanmış bir Gürcistan’dan sonra bölünmüş Ukrayna dünya sorunlarına eklendi.

Moskova, Batılı ülkelerin Rusya’yı kuşatmaya yönelik hedeflerinden vazgeçmediğini düşünüyor. İran nükleer sorununda anlaşma imzalanmasına rağmen ABD’nin küresel füze savunma sisteminden vazgeçmemesi Moskova açısından tehdit olarak görülüyor. Esed’in düşmesi ile oluşacak güç boşluğu ve dalganın nerelere kadar gideceği konusunda Moskova tedirgin. Gürcistan ve Ukrayna’da olduğu gibi, Suriye’de de Batıya rağmen kendi çıkarlarını korumak isteyen Rusya 4 yılın sonunda uçaklarını bölgeye gönderdi. Moskova Batılı ülkelerin terör örgütlerini siyasi çıkarları için kullandıklarını düşünüyor. Afganistan ve Irak’ta olduğu gibi, Suriye’de de askeri müdahale için IŞİD bir gerekçe oluşturdu. Bu kez Rusya’dan da 2 binden fazla militanın IŞİD’e katılması ve bunların daha sonra ülkelerine döndüklerinde büyük tehdit oluşturacağı ihtimali Moskova’yı adım atmaya zorladı.

Rusya, Suriye’de meşru hükümetin talebi ile hava operasyonu başlattıklarını ve uluslar arası hukuka uygun tek askeri gücün kendileri olduğunu savunuyor. Rusya’nın bölgede operasyonları en az 3-4 ay sürecek. IŞİD dışında En Nusra Cephesi ve diğer terör örgütleri de Rus savaş uçaklarının hedefi olacak. En büyük sorunun da burada patlak verme ihtimali var. Rusya’nın Batılı ülkelerin silahlandırdığı ılımlı muhalif grupları da hedef alması durumunda savaş genişleyebilir. İran, Irak, Suriye ve Rusya’nın ortak istihbarat paylaşım merkezi kurması ve Kürt yönetimlerin de burada temsilci bulundurmaları Batı karşıtı yeni bir cephenin işaretleri olarak yorumlanıyor. Rusya ve ABD’nin cephe hattında karşı karşıya gelmesi ise Üçüncü Dünya Savaşı’nı tetikleyebilecek birikime sahip. Suriye’de Esed’li geçiş hükümeti için bir an önce masaya oturulması ise tansiyonu düşürecek tek hamle olarak görülüyor.