NATO eski Genel Sekreteri: Türkiye Rusya'yla barışmak zorunda

NATO'nun eski genel sekreterlerinden Javier Solana, Avrupa Birliği ülkelerinin IŞİD'e karşı mücadelede Rusya'nın işbirliğini artırdığını, Türkiye'nin Suriye'deki kriz bağlamında güçlenen riskleri yönetebilmek için Rusya'yla barışması gerektiğini vurguladı.

1995-1999 döneminde NATO genel sekreterliğini yapan Javier Solana, Project Syndicate için kaleme aldığı yazıda, sığınmacı krizi yüzünden Türkiye'yle yakınlaşmaya giden Avrupa Birliği için terör örgütü IŞİD'e karşı mücadelenin başlıca öncelik olduğunu ve bu mücadelede Rusya'yla işbirliğine ihtiyaç olduğu gerçeğini kabul ettiğini belirtti.

‘BU SÜRECE KATILMAK ZORUNDA'

Solana, "Paris saldırılarının ardından Fransa ile Rusya dahil teröre karşı mücadelede ülkelerin işbirliğini artırma çabaları aktif hale geldi. Eğer Türkiye, AB ile ilişkilerinin iyileşmesini istiyorsa bu sürece katılmak zorunda" dedi.

‘BARIŞ SÜRECİNE ENGEL OLDU'

"Suriye'ye komşu olması nedeniyle Türkiye, bu bölgede barış sürecinin biçimlenmesinde önemli rol oynayabilirdi" diyen Solana, ancak Türkiye'nin Suriye'de Rus savaş uçağını düşürüp Rusya'yla ilişkileri bozarak buna engel olduğunu kaydetti.

‘TÜRKİYE'NİN ETKİSİNİ ZAYIFLATIR'

Rusya'yla ilişkilerdeki gerilimin yaptırımlara yol açmanın yanı sıra, Türkiye'nin Suriye'deki konumunu da vurduğunu belirten Solana, "Rusya'nın Suriye'deki uçaklarını havadan havaya füzeleriyle donatması Türkiye'nin Suriye sınırındaki etkisini zayıflatabilir" yorumunda bulundu.

BU DURUMDAN NASIL ÇIKILIR?

Türkiye'nin düştüğü mevcut durumu ‘arapsaçına' benzeten Solana, "Bu durumdan ancak stratejik yaklaşıma uyması halinde çıkabilir, yani Suriye'deki durumun normalleşmesi gerektiğini kabul etmesi ve IŞİD'e karşı mücadeledeki rolüne kesin olarak açıklık getirmesi gerekiyor" ifadelerini kullandı.

‘TÜRKİYE CİDDİ KRİZLERDEN BAŞARIYLA ÇIKTI'

Türkiye'nin geçen yıllarda ciddi krizlerden başarıyla çıkma yeteneğini sergilediğini kaydeden Solana, bu yüzden Rusya'yla barışma fikrinden vazgeçemeyeceğini belirterek, "Böyle bir yaklaşım, hiç şüphesiz, Suriye'deki çatışma bağlamında güçlenen sayısız risklerin yönetimini kolaylaştırır" dedi.