Rusya'da gizemli Dyatlov Geçidi Olayı'nın yaşandığı yerde bir ceset bulundu

İçerdiği gizemden dolayı Rusya’nın “John F. Kennedy” olayı olarak da tanımlanan, 9 kayakçının sırrı hala çözülemeyen bir şekilde hayatını kaybettiği Ural Dağları’nda Dyatlov Geçidi Vakası’nın gerçekleştiği yerde bir ceset bulunduğu bildirildi.

Dyatlov Geçidi’nin bulunduğu Sverdlovska bölgesinde yaklaşık 9 kişilik bir turist kafilesinin, Cuma gecesi Rus acil güvenlik birimlerini arayarak bir ceset bulunduğunu bildirdikleri belirtildi. Grupla uydu telefonu üzerinden temas kurulduğu; ancak kötü hava koşullarından dolayı yetkililerin bölgeye gidemedikleri kaydedildi. İddialara göre cesedin 50 yaşlarında bir erkeğe ait olduğu belirtiliyor.

Olayı ilginç kılan ise cesedin, 1959 yılında bugün hala sır perdesi aralanamamış Dyatlov Geçidi Vakası'nın yaşandığı yerde bulunmuş olması.

DYATLOV GEÇİDİ OLAYI NEDİR?

Dyatlov Geçidi vakası ya da Dyatlov Geçidi kazası, 9 kayakçının Ural Dağları'nda tahminen 2 Şubat 1959 gecesinde gizemli ölümlerini belirtmek için kullanılıyor. Olay, Kholat Syakhl dağının doğusunda bulunan ve bu olayın ardından grubun lideri olan Igor Alekseievich Dyatlov'un soyadını alan Dyatlov Geçidi'nde gerçekleşiyor.

12 Şubat'ta en yakın şehre haber vermeleri gereken kayakçılardan haber alınamaması üzerine arama kurtarma çalışmaları yapılıyor ve ilk olarak olaydan 24 gün sonra 26 Şubat günü kayıkçıların çadırı bulunuyor. Yapılan incelemede kayakçıların olay gecesi bilinmeyen bir nedenden dolayı çadırlarını içeriden kendileri yırtarak -30 derece sıcaklıkta ve ağır kar yağışında yalın ayak çadırı terk ettiğini saptanıyor.

İlerleyen günlerde bulunan cesetlerden ikisinin üzerlerinde sadece iç çamaşırları olduğu halde kaçtığı, kayakçıların hiç birinin botlarını giymedikleri anlaşılıyor.

Bulunan cesetlerden ikisinin kafatasında; diğer iki tanesinin ise kaburgalarında kırıklar bulunmuş olmasına rağmen yapılan incelemelerde hiçbir darbeye ya da şiddete maruz kalmadıkları tespit ediliyor. Kayakçılar arasında yer alan Lyudmila Alexandrovna Dubinina’nın ise dilinin, gözlerinin ve dudaklarının olmadığı kaydediliyor.

Ancak olayın bir diğer ilginç yanı ise, olay yerinde kayakçılardan başka kimsenin ayak izine rastlanmaması.

Olayın hemen ardından Rus makamları inceleme başlatsa da cesetler üzerinde yapılan otopsi işlemlerinde net bir sonuca ulaşılamıyor. Adlî tıp uzmanları, beş cesedin hipothermi (yani soğuk etkisi ile donarak) neticesi öldüğünü açıklıyor. Ancak dosya ölüm sebeplerine “zorlu doğal güç” yazılarak çözülmeden gizli bir şekilde rafa kaldırılıyor.

ÖLÜMLERDEKİ GİZEM ÇÖZÜLEMEYİNCE YERİNİ KOMPLO TEORİLERİNE BIRAKTI

Gizemi çözülemeden dosya rafa kaldırılınca, gerisinde birçok komplo teorisini bıraktı.

Grubun son kamp yerinin Baykonur Uzay Üssü'nden (R-7 roket testinin yapıldı alan) Novaya Zemlya'nın (Sovyet Rusya'nın nükleer araştırmalar yaptığı yer) arasında kurulu olması, gizli silah testleri yapıldığına dair komploların ortaya atılmasına neden oldu.

Bölgede yaşayan Mansi halklarının saldırısına uğramış olabilecekleri iddia edildi.

Bazı bilimadamları hipotermiden ölen kişilerde, yanma hissi duyduklarından dolayı “paradoksik soyunma” vakasına rastlandığını açıkladı.

Bazı araştırmacılar, çığ düşmüş olabileceği ve kayakçıların çığdan kaçmak için o şekilde çadırı terk etmiş olabilecekleri tezini ortaya attı.

Bölgede kızılötesi sesle duyulduğu veya Rus ordusunun paraşüt mayın bombaları test ettiği iddiaları da komplo teorileri arasında yer aldı.

RUS ‘YETİ’Sİ Mİ?

Ancak gizlenen dosya, 1990 yılında tekrar açıldı ve olayla ilgili toplanan bütün deliller kamuoyu ile paylaşıldı. Bu deliller arasında ise kayakçıların çektiği bir fotoğraf çok dikkat çekti.

Söz konusu fotoğrafta ne olduğu belirlenemeyen ama bir Yeti veya popüler tabirle Kocaayak’a benzetilen bir yaratık görülüyordu. Resmin orijinal olduğu tespit edilirken, kayakçıların “katillerinin” fotoğrafını çekmiş olduğuna dair birçok iddia ortaya atıldı.

Bugün bu fotoğraf “Rus Yeti”sinin gerçekten yaşadığına dair en güçlü kanıt olarak hala yerini koruyor. Dağcıların hayatını kaybettiği ayda, Rus hükümetinin desteği ile sürdürülen “gizemli kar adamının bulunmasına dair araştırmaların” da hiçbir sonuç rapor edilmeden bitirilmiş olması iddiaları güçlendiriyor.

Birçok araştırmacıya göre kayakçıların ölümü gizemli değil; zira adli tıp raporlarına göre kayakçıların beşi hipotermi, 4’ü ise aldıkları şiddetli darbelerden dolayı ölmüştü. Gizemli olan kısım ise gecenin o soğuğunda botlarını dahi giymeden onları çadırlarından çıkmaya zorlayan şeyin ne olduğuydu.

Gizemi hala çözülememiş bu olay bugün hala Rusya’nın “John F. Kennedy” vakası olarak da nitelendiriliyor. Olay birçok filme, belgesele de konu olmuş ve olayla ilgili birçok kitap yazılmıştır.