Erdoğan: Rusya iki tane pilota Türkiye gibi bir dostunu kaybetti

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, uçak krizinde Rusya’nın Türkiye’yi anlamadığını söyledi. Erdoğan, “Rusya iki tane pilota Türkiye gibi bir dostunu ne yazık ki kaybederek böyle bir hamleye girdi" değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin 11 ilinden gelen mahalle ve köy muhtarı ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde bir araya geldi. Amasya, Ankara, Antalya, Bolu, Gaziantep, İstanbul, Kahramanmaraş, Muğla, Niğde, Sakarya ve Şanlıurfa’dan gelen 400’e yakın köy ve mahalle muhtarı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın misafiri olarak Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde verilen öğle yemeğinde ağırlandı.

Burada muhtarla hitaben konuşmasında gündemdeki konulara değinen Erdoğan, Suriye’deki sorunun çözümüne yönelik uluslararası girişimlerin, bilinçli olarak rayından çıkartıldığına ve çıkmaza sürüklendiğine vurgu yaptı. Erdoğan, Rusya ve ABD’nin anlaşmaya vardığı ateşkesi de şöyle değerlendirdi: “Son olarak ateşkes meselesinde, tarih de verilerek, somut bir sonuca varıldığı intibaı uyandırılmaya çalışılıyor. Suriye’de ateşkes için varılan uzlaşma, ilkesel olarak elbette olumludur. Biz de Suriyeli kardeşlerimize nefes aldıracak bir ateşkesi destekliyoruz. Ancak bu ateşkesle, ülkesinde yarım milyona yakın vatandaşının katledilmesinden sorumlu Esed rejimi ile onu destekleyen güçlere açık ve güçlü bir destek verilirken, muhalifler konusunda hala ikircikli bir dil kullanılması endişe vericidir. Bölgede kimin hangi muhalefet grubundan olduğunun tespitini, şayet Rusya, Esed rejimi ve PYD-YPG gibi yapılar gerçekleştirecekse, ortada vahim bir durum var demektir. Cellatlarla kurbanların aynı kefeye konduğu, kontrolün de cellatlara verildiği intibaı doğuran bu durumun, yeni ve daha trajik gelişmelerin kapısını açmasından endişe ediyoruz. Şayet bu, DAEŞ’le mücadele kılıfı altında bölgeye geldiğinden beri, Esed rejimi ile bir olup ılımlı muhaliflere acımasızca saldıran Rusya’nın insafına terk edilmiş bir ateşkesse, korkarız masum insanların tepesine düşen ateş hiç kesilmez. Suriye’nin gerçek sahiplerinin dışlandığı, onların fedakârlıklarının ve beklentilerinin karşılanmadığı bir ateşkes, sadece Esed rejimine ve onunla birlikte hareket edenlerin ekmeğine yağ sürecek demektir. Zaten bu konuda rejim ve destekçilerinin sicili bozuktur. Daha önceki teşebbüsler, bu kesimler tarafından göz boyamanın, yeni yerler işgal etmenin, daha fazla masumu öldürmenin aracı olarak kullanılmıştır.”

PYD ve YPG’inin, tıpkı PKK DAEŞ ve El Kaide gibi bir terör örgütü olduğunun söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin ‘terör örgütü’ dediği ve buna ilişkin bilgi ve belgeleri paylaştığı bir bir örgüte, ısrarla ‘terör örgütü değildir’ denmesinin, müttefikliğin ruhuna yakışmadığını aktardı ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz, imkânlarımızın en sınırlı olduğu dönemde müttefiklik sorumluluğumuzun gereği olarak, binlerce kilometre uzaktaki Kore’ye gittik ve yüzlerce şehit verme pahasına üzerimize düşenleri yaptık. Binlerce kilometre uzaktaki Vietnam’a, Afganistan’a, Irak’a kendi güvenliği için müdahale eden bir ülkenin, Türkiye’den, sınırının 100 metre ötesindeki tehditler karşısında sessiz kalmasını beklemesini anlamakta zorlanıyoruz. Bu iş, Türkiye için bir beka meselesidir. Müttefiklerimizin artık bu konuda bir yol ayrımına geldiklerini görmeleri için, meseleyi daha açık nasıl anlatabiliriz, inanın bilmekte zorlanıyorum.” dedi.

“PKK İLE YAPAMADIKLARINIZI, PYD VE YPG İLE Mİ YAPMAK İSTİYORSUNUZ?”

Gelinen noktada PYD-YPG’inin, Esed rejimi ve Rusya’yla bir olup muhaliflerin gücünü kırarak, DAEŞ’e en büyük desteği veren odak haline dönüştüğünü ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son Ankara saldırısını ve güney bölgelerimizdeki bazı ilçelerde yaşanan eylemleri, PKK ve PYD-YPG’nin birlikte gerçekleştirdikleri, cümle âlemin malumudur. Herhangi bir delile, ispata gerek yoktur; zira her iki örgüt de bunu açıkça ilan etmektedir” ifadelerini kullandı.

“Bu örgütün, terör örgütü olduğunun kabulü için illa PKK-PYD’nin bombalarını Ankara’da değil de başka başkentlerde mi patlaması lazım?” diye soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Paris’te patlayan bombalar için gösterilen tepkiyle, Ankara’daki bomba için gösterilen tepkilerin dozu ve samimiyeti arasındaki farkı biz görmüyor muyuz? Başsağlığı dileyelim güzel; ama tedbirler nerede? ‘PKK’yı biz terör örgütü olarak ilan ettik’ diyorlar, güzel. Peki PYD’yi ve YPG’yi neden terör örgütü olarak ilan etmiyorsun? Hadi bunları da ilan edin. PKK ile yapamadığınızı, PYD ve YPG ile mi yapmak istiyorsunuz? Olayın şu anda geldiği nokta budur. Ama şundan emin olunuz: Yarın, asla temenni etmeyiz; Vaşington’da, Moskova’da, Brüksel’de benzer olaylar yaşandığında, biz en az Ankara’daki kadar üzüntü duyarız, bundan kimsenin şüphesiz olmasın. Çünkü biz, terör örgütleri arasına ayrım yapmadığımız gibi acılar arasında da asla ayrım yapmıyoruz.”

“Ben PKK’yla birlikte hareket ediyorum” diyen bir örgüte, “Hayır, senin PKK’yla bir ilgin yok” demenin, tüm dünyanın da aklıyla alay etmek olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha önce yayımlanan kimi belgelerin ve açıklanan raporların iki örgüt arasındaki ilişkiyi net bir şekilde ortaya koyduğunu, birkaç sene öncesine kadar aynı organizasyon şeması içinde yer alan örgütlerin, bugün birbirinden farklı değerlendirilemeyeceğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Birkaç sene öncesine kadar aynı organizasyon şeması içinde yer alan örgütler bugün nasıl birbirinden farklı değerlendirilebilir? Aynı şekilde bölgeye geldiğinden beri Esed rejimiyle bir olup muhalifleri ve sivilleri insafsızca bombalayan Rusya'ya, 'DAEŞ ile, terör örgütleriyle mücadele ediyor' demek komedinin ta kendisidir" değerlendirmesinde bulundu.

“PYD MOSKOVA’NIN GÖBEĞİNDE OFİS AÇTI”

PYD/YPG'nin ofisini Moskova'nın göbeğinde Rusya'nın açtırdığını söyleyen Erdoğan, "Hadi bakalım ey Rusya, sen şimdi neyle bunu izah edeceksin? Yarım milyon insanı öldüren bir rejimle bunun karşısında hayatta kalma mücadelesi veren insanları aynı kefeye koymak için herhalde vicdansız olmak gerekir" ifadesini

RUSYA, BUYUR GEÇ DER MİYDİ?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Diyorlar ki 'Rus uçağını düşürmeseydiniz işler bu dereceye gelmezdi'. Peki niçin Rusya'ya dönülüp 'Türkiye'nin sınırlarını ihlal etmeseydiniz işler bu hale gelmezdi' denmiyor? Bir değil, iki değil, üç değil. Niçin bu sorulmuyor? Biz o uçağı durup dururken yere düşürmüş değiliz ki? Sınır ihlali olmasaydı, yaptığımız ikazlar dikkate alınsaydı uçak düşürme hadisesi de kesinlikle yaşanmazdı.” şeklinde konuştu.

RUSYA YOLCU UÇAKLARINI DÜŞÜRDÜ

"Acaba Rusya'nın kendisine bu tür bir hamle yapılmış olsaydı, Rusya 'Buyur geç' der miydi?” diyen Erdoğan, Rusya'nın düşürdüğü uçakların olduğunu, bunların içinde yolcu uçaklarının da bulunduğunu söyledi.

Rusya'nın sınır ihlallerini tekrarladığını da belirten Erdoğan, Türkiye'nin ne Rusya'ya ne de Rus halkına düşman olduğunu kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, o ana kadar Rusya ile dostluğun ileri noktada olduğunu, yüksek düzeyli stratejik konsey çalışmalarını başlattıklarını anımsattı.

RUSYA İKİ TANE PİLOTA…

Rusya ile Türkiye arasındaki ticaret hacminin 35 milyar dolara ulaştığına işaret eden Erdoğan, "Hedefimiz 100 milyar dolara bunu ulaştırmaktı. Herkes yaptırım uygularken biz bu yaptırıma uymadık. 'Hayır' dedik. Biz yine göndermeye devam edeceğiz, göndermeye devam ettik. Ama ne yazık ki Rusya bizi anlamadı. Rusya iki tane pilota Türkiye gibi bir dostunu ne yazık ki kaybederek böyle bir hamleye girdi" değerlendirmesinde bulundu. Erdoğan, Suriye meselesinin Rusya için uzak diyarlardaki bir çıkar operasyonu olabileceğini ama kendileri için hayat memat meselesi olduğunun altını çizdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Suriye halkının yüzde 90'ı rejime karşı özgürlük mücadelesi içinde olmasa, Esed ile ilişkilerimizi niye bozalım ki? AB bize karşı ayrımcı ve sözünde durmayan bir yaklaşım sergilemese biz Birliği niye eleştirelim ki? Temenni ederim ki şu anda atılan adımlar süratle daha iyi bir noktaya gelir. Görüldüğü gibi gerginleşen ilişkilerin sorumlusu Türkiye değil. Türkiye'nin hassasiyetlerini dikkate almayan diğer taraflardır. İstiklalimiz ve istikbalimiz söz konusu olduğunda kimsenin kaprisine boyun eğmeyiz, eğemeyiz."