Freedom House: Türkiye'de basın özgürlüğünde kısa zamanda büyük gerileme

Düşünce kuruluşu Freedom House yeni açıkladığı raporda, dünya genelinde basın özgürlüğünün gerilemekte olduğunu, Türkiye gibi baskıların yoğun olduğu ülkelerde gazetecilerin kurduğu alternatif platformların giderek daha fazla ilgi gördüğünü bildirdi.

Washington merkezli düşünce kuruluşunun “Özgürlük ve Basın 2019” başlıklı raporu kamuoyuna açıkladı.

Raporda, Türkiye gibi basın özgürlüğünün kısa zamanda çok büyük gerileme gösterdiği ülkelerde, artık halkın sadece dörtte birinin basına güven duyduğu vurgulandı. Bununla birlikte, son dönemde internet haberciliğinin öneminin giderek daha da arttığına işaret edildi.

DW Türkçe'nin aktardığına göre raporda Türkiye’de, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Olağanüstü Hal (OHAL) süreciyle birlikte yaklaşık 150 medya kuruluşunun kapatıldığı, yüzlerce gazetecinin hukuki dayanak olmaksızın teröre destek suçlamasıyla yargılandıkları hatırlatıldı, bu gelişmeler sonucunda çok sayıda gazetecinin online gazeteciliğe yöneldiği belirtildi.

Örnek olarak gazeteci Ünsal Ünlü’nün evinden yaptığı podcast yayınları, Dokuz8’in dijital habercilik çalışmaları, Türkiye’den ayrılmak zorunda kalan Yavuz Baydar’ın internetteki Ahval, Can Dündar’ın da Özgürüz platformları ile yürüttükleri çalışmalar sıralandı.

Dünya genelinde birçok hükümetin denetleyemediği için internet haberciliğini istemediği, bununla birlikte uluslararası dijital platformların sansürü önlemede son derece etkili olduklarının vurgulandığı raporda, Medyascope’un YouTube Kanalı üzerinden yaptığı yayınlar örnekler arasında gösterildi.

Raporda +90'a da yer verildi

Freedom House tarafından yayımlanan basın özgürlüğü raporunda Deutsche Welle'nin BBC, France24 ve Voice of America ile birlikte kurduğu YouTube kanalı +90 da yer aldı. Raporda, +90 kanalının bağımsız ve doğru bilgi aktarma hedefine vurgu yapıldı. Türk makamlarının, aralarında ABD hükümeti tarafından finanse edilen Voice of America'nın da bulunduğu kuruluşların yaptığı bu yayından rahatsız olması durumunda, bir başka ABD'li kuruluş olan YouTube'un kapısını çalmak zorunda kalacağına dikkat çekildi.

HABERRUS