Putin BM Genel Kurulu’nda, Covid-19 aşısında tüm ülkelerle işbirliği çağrısı yaptı, isterlerse BM personeline ücretsiz aşı teklif etti
HABERRUS - Birleşmiş Milletler 75. Genel Kurulu'nda bir konuşma yapan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Nazizm'e karşı kazanılan zaferin ve BM'nin kuruluşunun 75. yılının uluslararası toplumun ilkelerinin hatırlanması için bir vesile olduğunu söyledi.
18 dakika süren konuşmasında Putin, Birleşmiş Milletler'in değişen dünyaya adapte olması gerektiğini kaydetti.
BM Güvenlik Konseyi daimi üyelerinin sahip olduğu veto hakkının çalıştığını ve gerekli olduğunu belirterek bu hakkın dünyadaki gerçek askeri-siyasi dengeyi yansıttığının altını çizdi.
Geride kalan 10 yıllık sürecin BM'nin ana görevi olan barışı koruma ve lokal krizlerin aşılmasına yardım etme görecini hakkıyla yerine getirdiğini gösterdiğini söyleyen Putin, BM Tüzüğü'nün uluslararası hukukun temel kaynağı olmaya devam ettiğini kaydetti.
Rus lider BM Genel Kurulu'ndaki hitabında şu ifadeleri kullandı:
* 1945'te Nazizm yenildi, saldırganlık ve nefret ideolojisi çöktü. İttifak deneyimi ve ruhu, barış ve ortak zafer için ödenen büyük bedelin anlaşılması, savaş sonrasındaki dünya düzenini inşa etmeyi mümkün kıldı. Bu düzenin temeli, bugüne kadar uluslararası hukukun ana kaynağı olarak kalan BM Tüzüğü oldu.
* Geride kalan on yıla baktığımızda, Soğuk Savaş döneminin tüm karmaşıklıkları, köklü jeopolitik değişimler, günümüz küresel siyasetindeki entrikalar dikkate alındığında BM'nin dünyayı korumak, halkların ve kıtaların sürdürülebilir kalkınmasını teşvik etmek ve yerel krizlerin üstesinden gelmeye yardım etmek olan ana misyonunu hakkıyla yerine getirdiğini söyleyebiliriz.
* BM'nin bu muazzam potansiyeli ve deneyimi, ilerlemek için gereklidir ve iyi bir temel teşkil etmektedir. Elbette yaşanan değişikliklerin BM'nin ana organı olan Güvenlik Konseyi (BMGK) üzerinde, BMGK'nın reformuyla ilgili yaklaşımlara ilişkin tartışmalar üzerinde etkili oldu. Güvenlik Konseyi, tüm ülkelerin çıkarlarını daha bütüncül şekilde gözetmeli ancak daha önce olduğu gibi küresel yönetim sisteminde kilit unsur görevi görmeli. Bu, daimi üyelerin veto hakkı korunmadan sağlanamaz.
* Tarih derslerinin unutulması dar görüşlülük ve sorumsuzluktur. Tıpkı 2. Dünya Savaşı'nın nedenlerini, seyrini ve sonuçlarını keyfi bir şekilde yorumlamak için politize edilen, gerçeklerin aksine spekülasyonlara dayandırılan girişimler gibi. Bu sadece Nazizme karşı savaşanların anısına karşı işlenen bir suç değil. Bu, savaş sonrası dünya düzeninin temellerine doğrudan vurulan yıkıcı bir darbedir. Bu, küresel istikrarın ciddi testlerden geçtiği, silah kontrol sisteminin işlevsiz hale geldiği, bölgesel çatışmaların azalmadığı ve terörizm, organize suç ve uyuşturucu kaçakçılığının oluşturduğu tehditlerin arttığı dönemde özellikle tehlikelidir.
*Genel olarak dünya ticaretini engellerden, yasaklardan, kısıtlamalardan, gayrimeşru yaptırımlardan arındırmak, küresel büyümeyi yeniden sağlamak ve işsizliği azaltmak için iyi bir destek olabilir. Uzmanlara göre bu yılın ikinci çeyreğinde dünyada istihdamda tam veya kısmi azalma, 400 milyon iş yeri kaybına eşittir ve bu işsizliğin durgunlaşmaması için, insanların umutsuzca yoksulluğun pençesine düşmeden, işlerine geri dönüp ailelerine bakabilmesi için her şey yapılmalı.
Bu nedenle siyasetin misyonu iş dünyasının ve girişimcilerin ellerini bağlamak yerine ticaretin, ortak projelerin ve adil rekabetin önünü açmak.
* Pandeminin bir sonucu olarak gelişmiş dijital teknolojiler, eğitim, ticaret, hizmet sistemlerinin hızlı bir şekilde yeniden yapılandırılmasını mümkün kıldı. Ancak diğer yenilikler gibi, dijital teknolojiler de kontrolsüz bir şekilde yayılma eğiliminde olup, geleneksel silahlar gibi yalnızca bölgesel çatışmaların olduğu bölgelerde değil, aynı zamanda oldukça müreffeh ülkelerde de her türlü radikal ve aşırıcılık yanlılarının eline geçerek muazzam riskler doğurabilir. Bu bağlamda siber güvenlik sorunları, gelişmiş dijital teknolojilerin kullanımı da BM platformunda en ciddi şekilde tartışılmayı hak ediyor. İnsanların yeni çağda mahremiyet, mülkiyet, güvenlik haklarının ne ölçüde korunacağı yönündeki endişelerini duymak ve algılamak önemli. Bu çözümleri ancak birlikte geliştirebiliriz ve bu hem BM, hem G20 ülkeleri, hem de pandeminin sonuçları nedeniyle zor zamanlar geçiren ve temelde yeni ufuklara ve kalkınma boyutlarına ihtiyaç duyan diğer önde gelen uluslararası kuruluşlar için en önemli görevdir.
* Rusya’nın bu yüksek kaliteli entegrasyon büyümesi, ‘entegrasyonların entegrasyonu’ fikri tüm Asya ve Avrupa ülkelerinin katılımıyla Büyük Avrasya Ortaklığı oluşturma girişiminde yer alıyor ve günümüzdeki önemi giderek artıyor. Ayrıca, Rusya'nın özellikle pandemiyle mücadele için gerekli olan temel ihtiyaç ürünleri, gıda, ilaç, kişisel koruyucu gereçler için ticaret savaşları ve yaptırımlardan arındırılmış ‘yeşil koridorların’ uygulamaya konulması önerisine bir kez daha dikkat çekmek istiyorum.
* Pandemi sırasında doktorların, gönüllülerin, farklı ülke vatandaşlarının hepimize karşılıklı yardım ve destek örneklerini göstermiş olduklarını ve göstermeye devam ettiklerini, bu dayanışmanın sınır tanımadığını belirtmek isterim. Ayrıca birçok ülke özverili ve açık bir şekilde birbirlerine yardım etti ve yardım etti. Ancak, ülkeler arası resmi düzeydeki ilişkilerde dahi hümanizm, nezaket eksikliğinin olduğu durumlar da görüldü. BM'nin otoritesinin çok taraflı ve ikili ilişkilerde insani unsurun rolünü güçlendirmeye ve artırmaya yardımcı olabileceğine inanıyoruz.
* Rus doktorların birikmiş bilimsel, üretim potansiyeli ve klinik deneyimi, koronavirüsün saptanması ve tedavisi için hızlı bir şekilde bir dizi test sisteminin ve ilacın geliştirilmesini, ardından da dünyanın ilk aşısı olan Sputnik-V'nin tescil edilmesini mümkün kıldı.
* Ortaklığa kesinlikle açık ve niyetli olduğumuzu tekrar etmek isterim. Bu kapsamda yakın gelecekte, koronavirüs aşılarının geliştirilmesinde işbirliğine ilgi duyan devletlerin katılımıyla üst düzey bir çevrimiçi konferans düzenleme girişiminde bulunuyoruz.
*Güvenli, tehlikesiz ve etkili olduğunu kanıtlayan Rus aşısının diğer ülkelere tedariki dahil olmak üzere, tüm devletler ve uluslararası kuruluşlarla deneyimlerimizi paylaşmaya ve işbirliği yapmaya hazırız. Rusya, yakın gelecekte tüm ülke vatandaşlarının ücretsiz aşılanmalarını sağlamak için şu anda küresel ilaç endüstrisinin tüm kapasitelerini kullanmanın gerekli olduğuna inanıyor.
* Koronavirüs, BM personelini, merkez ofisini ve bölgesel departmanlarını da es geçmedi. Rusya, BM'ye gerekli tüm kalifiye yardımı sağlamaya hazır, özellikle, örgüt ve departmanlarındaki çalışanlarının gönüllü aşılanması için aşımızı ücretsiz olarak sunmayı öneriyoruz. BM meslektaşlarımızdan bu tür başvurular geliyor ve biz onlara kayıtsız kalmayacağız.
* Çevre koruma ve iklim değişikliği sorunları da elbette ki ortak çabaların odak noktası olarak kalmalı. BM çerçevesinde bununla ilgili çok taraflı sözleşmeler, anlaşmalar ve protokoller güncelliğini sonuna kadar kanıtladı. Tüm devletleri söz konusu anlamalara sorumlu bir şekilde yaklaşmaya çağırıyoruz. Özellikle de Paris İklim Anlaşması’nın hedeflerine ulaşma konusunda.
* Rusya, bölgesel kriz ve çatışmaların barışçıl, siyasi ve diplomatik yollardan çözümünü desteklemek, stratejik istikrarı sağlamak için her türlü çabayı gösterecek.
* Tüm tartışmalara ve anlaşmazlıklara, bazen eksik anlaşılmalara ve hatta bazı meslektaşlarımızın güvensizliğine rağmen, burada işleyen anlaşma düzenlerini güçlendirmek adına, başta silah kontrolü olmak üzere ısrarla yapıcı, birleştirici girişimler önereceğiz. Bu aynı zamanda kimyasal, biyolojik ve toksin silahlarının yasaklanması için de geçerli.
* Hızlı bir şekilde çözülebilecek ve çözülmesi gereken öncelikli mesele, Şubat 2021'de sona erecek olan Rusya ve ABD arasındaki Stratejik Saldırı Silahlarının Azaltılması Anlaşması’nın (START-3 Anlaşması) uzatılmasıdır. Amerikalı ortaklarımızla bununla ilgili görüşmeleri yapıyoruz.
* Ayrıca yeni füze sistemlerinin konuşlandırılması konusunda da karşılık itidalin sergilenmesini bekliyoruz. Rusya’nın, Avrupa ve dünyanın diğer bölgelerine kara bazlı orta ve daha kısa menzilli füzelerin konuşlandırılmasına, ABD bu tür eylemlerden kaçındığı sürece moratoryum uyguladığını geçen yıl duyurduğunu altını çizerek eklemek istiyorum. Ne yazık ki, ABD ve müttefiklerinden henüz teklifimize yanıt alamadık.
* Belirli konulardaki bu tür karşılıklı adımların, stratejik istikrarı etkileyen tüm faktörlerle ilgili ciddi ve derin diyalogu başlatmak için iyi bir temel oluşturacağına inanıyorum. Bu diyalogun amacı kompleks anlaşmalara ulaşmak, uluslararası güvenlik mimarisi için, bu alandaki önceki deneyimleri dikkate alan ve sadece modern değil, aynı zamanda potansiyele sahip askeri, politik ve teknolojik gerçekleri tam olarak karşılayan sağlam bir temel oluşturmak.
* Rusya, tüm lider uzay güçlerinin katılacağı ve uzaya silah yerleştirilmesini, uzay hedeflerine karşı güç kullanımı veya gün tehdidinin yasaklanmasını sağlayacak yasal olarak bağlayıcı bir anlaşma teklif etti.
* BM Genel Kurulu’nda değerlendirilen güvenlik konuları ve diğer tüm sorunların, bizi birleştiren değerlere ve Hitler karşıtı koalisyon üyelerinin, zafer ve dünyanın tüm halklarına barış sağlama amacıyla farklılıkların ve ideolojik tercihlerin üzerine çıkabildiği ittifak ruhu ve tarih dersleri ile ilgili genel hafızamıza dayanan çabaların pekiştirilmesini gerektirdiğini çok iyi anlıyoruz.
* Mevcut zor koşullarda, tüm ülkelerin siyasi irade, bilgelik ve öngörü sergilemesi önemli. Ve elbette, buradaki başrol, BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyelerine, 75 yıldır özellikle uluslararası barış ve güvenlikten, uluslararası hukukun temellerinin korunmasından sorumlu olan güçlere ait.
* Rusya, tam da bu sorumluluğun farkında olduğu için “büyük beşli” zirvenin toplanmasını teklif etti. Bu toplantının amacı, uluslararası ilişkilerdeki temel davranış ilkelerini yeniden teyit etmek ve zamanımızın en acil sorunlarını etkili bir şekilde çözme yollarını geliştirmek. Partnerlerimizin bu girişimi desteklemesi sevindirici. Epidemiyolojik durum buna izin verir vermez bu zirveyi düzenlemeyi umuyoruz.
* Bir kez daha tekrarlıyorum, birbirine bağlı ve birbirine bağımlı bir dünyada, uluslararası olaylar girdabında, birlikte hareket etmek ve BM Anlaşmasında belirtilen uluslararası hukuk ilkelerine dayanmak gerekiyor. Ancak bu şekilde Örgütümüzün yüksek misyonunu yerine getirebilir, mevcut ve gelecek nesiller için iyi bir yaşam sağlayabiliriz.
Dünyanın tüm halklarına barış ve refah diliyorum.