Ukrayna’ya Askeri Yardım Koordinasyonunu ABD'den NATO Devraldı ← →

Ukrayna’ya Askeri Yardım Koordinasyonunu ABD'den NATO Devraldı

HABERRUS - NATO, Batı ülkelerinin Ukrayna’ya sağladığı askeri yardımın koordinasyonunu, ABD’den devraldı.

Reuters’in aktardığına göre, bu adım uzun süredir planlanıyordu ancak birkaç ay ertelendi.

Değişikliğin, İttifak’ın Ukrayna’daki rolünü güçlendirme amacını taşıdığı belirtiliyor.

Koordinasyonun Devri

NATO, Ukrayna Güvenlik Yardım ve Eğitim Misyonu (NSATU) adı verilen bir birim kurdu.

Bu birim, Ukrayna’ya sağlanan askeri yardımın lojistik, eğitim ve operasyonel koordinasyonunu yürütecek.

NSATU’nun merkezi, Almanya’nın Wiesbaden kentindeki Amerikan üssünde bulunuyor ve yaklaşık 700 personelden oluşuyor.

ABD’nin Rolü Devam Ediyor

Diplomatik kaynaklara göre, ABD hala Ukrayna’ya en büyük askeri desteği sağlayan ülke konumunda. Bu nedenle yardım koordinasyonunun NATO’ya devredilmesinin pratikteki etkisinin sınırlı olabileceği ifade ediliyor.

ABD Başkanı seçilen Donald Trump, Rusya-Ukrayna savaşını hızla sonlandırmak istediğini belirtmişti. Ancak Trump’ın bu konuda nasıl bir politika izleyeceği henüz netleşmedi. Trump’ın açıklamaları, NATO’nun Ukrayna’ya verdiği desteğin ve genel Batı stratejisinin geleceği üzerindeki belirsizliği artırıyor.

NATO’nun Artan Rolü

Temmuz 2024’te Washington’da düzenlenen NATO zirvesinde, Ukrayna’ya askeri yardımın daha iyi koordine edilmesi amacıyla bu görev NATO’ya devredilmişti. Bu karar, İttifak’ın Ukrayna’daki etkisini artırırken, aynı zamanda üye ülkelerin daha fazla sorumluluk almasını sağlayacak.

Bu yeni yapı, NATO’nun Ukrayna’ya desteğini daha merkezi bir hale getirmekle kalmayıp, İttifak’ın Ukrayna savaşındaki rolünü daha görünür kılacak. Ancak ABD’nin yardım miktarındaki ağırlığı ve Avrupa ülkelerinin sınırlı katkısı, sistemin etkinliğini belirleyecek başlıca faktörler arasında.

NATO’nun bu adımı, Ukrayna’ya olan desteği kurumsallaştırarak, askeri yardımı daha etkili bir şekilde koordine etme amacı taşıyor. Ancak ABD’nin desteğindeki belirleyici rolü ve Trump yönetiminin yaklaşımı, sürecin geleceği açısından kritik önem taşıyor.