Zelensky, Kiev Saldırısı Sonrası Güney Afrika Ziyaretini Yarıda Kesti
HABERRUS - Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy, Rusya’nın başkent Kiev’e düzenlediği ölümcül saldırının ardından Güney Afrika ziyaretini erken sonlandırdı.
Çarşamba akşamı Güney Afrika’ya gelen Zelenskiy, Perşembe sabahı Pretoria’da Güney Afrika Cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa ile yaptığı görüşmenin ardından ülkesine dönme kararı aldı.
Zelenskiy’nin ziyareti, Kiev’de en az dokuz kişinin hayatını kaybettiği ve 70’ten fazla kişinin yaralandığı geniş çaplı Rus füze ve insansız hava aracı saldırısına yanıt niteliğinde oldu. Ukrayna lideri, G20 dönem başkanlığını yürüten Güney Afrika’ya “adil bir barışı yakınlaştırmak” amacıyla gitmişti.
Pretoria’da yapılan kısa görüşmede Zelenskiy, Ramaphosa ile Ukrayna’daki savaşın sona erdirilmesine yönelik diplomatik girişimleri ele aldı. Güney Afrika Cumhurbaşkanı Ramaphosa, ülkesinin BRICS bloğu aracılığıyla hem Moskova hem de Kiev ile diyalog kurabilecek nadir aktörlerden biri olduğunu belirtti. Pazartesi günü Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşen Ramaphosa, her iki liderin de “Rusya-Ukrayna ihtilafının barışçıl çözümü için birlikte çalışmaya kararlı olduklarını” açıkladı.
Ramaphosa ayrıca bu hafta ABD Başkanı Donald Trump ile de görüştü. Trump, çarşamba günü yaptığı açıklamada Ukrayna’nın 2014 yılında Rusya tarafından ilhak edilen Kırım’ı terk etmeyeceğini söyleyerek Kiev’i, barış müzakerelerini tehlikeye atmakla suçladı.
Zelenskiy ise Trump’ın açıklamalarına sert yanıt verdi: “Konuşacak bir şey yok. Orası bizim toprağımız, Ukrayna halkının toprağı.” Bu çıkış üzerine Trump, sosyal medya hesabı üzerinden Zelenskiy’i eleştirerek, açıklamasının “ölümleri uzatmaktan başka bir işe yaramayacağını” yazdı.
Öte yandan ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio da Ukrayna’daki barış çabalarının istenilen sonucu vermemesi durumunda Washington’un bu süreçten çekilebileceğini ima etti. Rubio, çarşamba günü Londra’da ABD, Avrupa ve Ukraynalı yetkililer arasında yapılacak görüşmelere katılmama kararı aldı.
Ukrayna’daki savaşın şiddetlenerek devam ettiği bir dönemde gerçekleşen bu gelişmeler, uluslararası barış çabalarının geleceği açısından soru işaretlerini artırdı.