Foreign Affairs: "NATO'nun Ukrayna'ya Kapıları Kapatma Zamanı Geldi"
NATO'nun Rusya Endişesi ve Ukrayna İkilemi
HABERRUS- ABD'nin prestijli dış politika dergisi Foreign Affairs, son sayısında NATO'nun Ukrayna üyeliği konusundaki çekincelerini masaya yatıran çarpıcı bir analiz yayınladı.
Dergi, ittifak üyelerinin Rusya ile doğrudan bir askeri çatışma riskinden duyduğu derin endişe nedeniyle Ukrayna'nın üyeliğine sıcak bakmadığını vurguluyor. "Geçmiş vaatlere rağmen, ittifak içinde Ukrayna'nın katılımı konusunda bir fikir birliği sağlanamadı ve öngörülebilir gelecekte de sağlanması mümkün görünmüyor" ifadelerine yer verilen makalede, NATO üyelerinin Ukrayna'nın savunmasını Rusya'yla savaş nedeni olarak görmediğinin altı çiziliyor.
Yanlış Umutlar ve Diplomatik Çıkmaz
Analizde dikkat çeken bir diğer nokta, NATO üyeliği tartışmalarının Kiev'in elini zayıflattığı yönündeki tespit oldu.
Makaleye göre, üyelik vaatleri Ukrayna'da gerçekçi olmayan beklentiler yaratırken, ülkeye somut güvenlik garantileri sağlamıyor.
Foreign Affairs yazarları, bu belirsizliğin Ukrayna'nın diplomatik manevra alanını daralttığını ve savaş sonrası olası müzakere süreçlerini zora soktuğunu savunuyor.
"Net Bir Red Kararı Müzakereleri Kolaylaştırır"
Dergi, şaşırtıcı bir öneriyle NATO'nun Ukrayna'ya resmi olarak üyelik yolunu kapatmasının aslında barış görüşmelerine katkı sağlayabileceği tezini ortaya atıyor. Bu radikal önerinin gerekçesi olarak, gerçekçi ve şeffaf bir diplomatik zeminin tarafları ateşkes müzakerelerine daha istekli hale getireceği argümanı gösteriliyor. Makalede, "Ukrayna'nın NATO üyeliğinden resmen vazgeçilmesi, tarafların daha dürüst ve gerçekçi bir diyalog kurmasının önünü açabilir" değerlendirmesi yapılıyor.
Stratejik Denge Arayışı ve Küresel Yansımalar
Foreign Affairs'in bu analizi, Batılı güçlerin Ukrayna savaşındaki ikilemini gözler önüne seriyor. Bir yandan Rusya'nın askeri genişlemesini durdurmaya çalışan NATO, diğer yandan nükleer güce sahip bir devletle doğrudan çatışma riskini göze alamıyor.
Uzmanlar, bu açmazın Ukrayna'nın toprak bütünlüğü ile Batı'nın güvenlik çıkarları arasında hassas bir denge kurma zorunluluğunu ortaya koyduğuna dikkat çekiyor.
Makale, uluslararası toplumun savaşın sona ermesi için alternatif güvenlik mimarileri üzerinde çalışması gerektiği çağrısıyla son buluyor.