İzvestiya: Türkiye büyüleyici masal bir ülke

Rusya'nın önde gelen İzvestiya gazetesinin Türkiye ile ilgili çıkarttığı özel turizm ekinde Anadolu'nun eşsiz güzellikleri anlatıldı. Rusya'da gerçekleşen turizm fuarı nedeni ile çıkarılan ekte Türkiye Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın söyleşisine yer verildi. Gazete Günay'ın 2009'da Türkiye'nin turizm sezonunu artıyla tamamlayan tek ülke olduğu açıklamasını öne çıkardı.

Söyleşide turizm sektörünün Türkiye ekonomisinin en hızlı gelişen alanı olduğunu dile getiren Bakan Günay, “Geçen yıl Türkiye'yi 27 milyon turist ziyaret etti. Bu ziyaretler Türkiye'ye 21.5 milyar dolar getirdi. 2010-2011 yıllarında ülkemize gelen turist sayısını 30 milyona çıkarmayı hedefliyoruz” diye konuştu. 21. yüzyılda turizmin bir çok ülkenin geleceğinin belirlenmesinde kilit konum oluşturacağını belirten Günay, turizmin gelişmesiyle yeni iş imkanlarının doğduğunu, ekonominin büyüdüğünü, ve ülke refahının yükseldiğini kaydetti.

Türkiye 2009 turizm sezonunu 3 milyon artı ile tamamladı

Küresel mali krizin henüz sona ermediğini dile getiren Günay, turizmin bu kriz sürecinde dünya genelinde yüzde 4 küçüldüğünü ve gelirlerinin yüzde 5 düştüğünü belirtti. Türkiye'nin olumsuz şartlara rağmen dünyada kendi konumunu koruyabilen tek ülke olduğunu ifade eden Günay, “Hatta bu alanda 2009'u artıyla tamamladı. 2008'e nazaran Türkiye'yi 2009'da üç milyondan fazla turist ziyaret etti” dedi.

Ekte ayrıca başta İstanbul olmak üzere Türkiye’nin türistik şehirleri anlatan makalelere de yer verildi. Cihan Haber Ajansı Moskova muhabiri Yaşar Niyazbayev’in ek için İstanbul ile ilgili yazdığı özel makalede 2010 Avrupa Kültür Merkezi kentinin tarihi mirası konusunda, modern şehirleşme ile tarihi bölgelerin güzelliklerden bahsedildi. Levent ve Maslak bölgesindeki gökdelenlerin Türk inşaat şirketlerinin dünyada başarısını sembolize ettiği belirtilen yazıda, aynı zamanda Bizans ve Osmanlı tarihi mekanlarının korunarak günümüze ulaştırıldığına değinildi. Yazıda, Ayasofya müzesi, Sultan Ahmet Camisi, Topkapı Sarayı, Kız Kulesi ve Galata Kalesi gibi tarihi mekanların Türk halkın dilinde dolaşan çeşitli efsanelerle anlatıldı.

Türkiye mutfağına da geniş  yer verilen ekte 'Ağzının tadını bilenler' başlıklı yazıyla Türk sofrasında en çok tüketilen yemeklerin özelliklerinden bahsedildi. Mercimek çorbasının, cacığın, etli bamyanın ve kabak tatlısının tariflerinin verildiği makalelerde "Türk aşçılarının büyülü ustalıkları, yerel gelenek ve kültürel zenginlikleri sayesinde yıllar boyunca yemekler mükemmeleşti. Bugün Türk mutfağıyla karşılaştığınızda aklınıza çeşitliliği hiç bitmeyecekmiş gibi gelir” ifadeleri yer aldı.

İstanbul'da çok kısa zaman için tüm Türk mutfağı tanımanın mümkün olduğuna değinilen makalelerde Türk mutfağının vazgeçilmezi olan kebaplara yer verildi. 'Hem balık hem et' adlı yazıda “Türk mutfağını tanımak için önce kebapla başlayın” tavsiyesinde bulunan yazar, Türk mutfağının bitmeyen çeşitlerini ve nerede yenebileceklerini anlattı.

Yaşar Niyazbayev, Moskova, Cihan