Bakan Günay’a Rusya’dan fahri profesörlük

Moskova Kültür Üniversitesi, iki ülke ilişkilerine sağladığı katkı nedeni ile Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'a fahri profesörlük unvanı verdi. Törende konuşma yapan Günay, Türk okurların Rus Edebiyatını sevdiği gibi Rusların da Türk edebiyatçılarını okuduğunu dile getirdi. Günay, "Nazım Hikmet, Rus halkı ile Türk halkı arasında acılı günlerin şimdi güzel bir anıya dönüşen kültür köprüsünü oluşturuyor." dedi.

Moskova Kültür Üniversitesi Rektör vekili Tatyana Viktorovna üniversitelerinde bir çok kültür ile birlikte Türk kültürüne de önem verdiklerini söyledi. Bu konuda kendilerine Moskova'da faaliyet gösteren Türk-Rus Kültür Merkezi'nin çok yardımcı olduğunu belirten rektör vekili, "Türk-Rus Kültür Merkezi sayesinde özel dersliklerimiz oluşturuldu. Merkez gençlerin beklentilerini karşılayacak şekilde, Türkçenin, Türk kültürünün ve geleneklerinin anlaşılmasına katkı sağlayacak materyaller sundu." bilgisini verdi.

Türkiye’ye çok büyük saygısının odluğunu dile getiren Viktorovna, "Özellikle ülkelerimiz arasında ikili ilişkilerin daha da sağlam hale gelmesi için çalışan sayın Türkiye Turizm ve Kültür Bakanının rolünü de anlıyoruz ve takdirle karşılıyoruz." dedi.

Rektör vekili, üniversite heyeti ile yaptığımız görüşmede Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm bakanı Ertuğrul Günay'a Fahri Profesör unvanını vermeye kararlaştırdıklarını söyledi. Düzenlenen törende Bakan Günay'a cüppe giydirildi, kep takıldı ve fahri proföserlük diploması takdim edildi.

Konuşmak üzere kürsüye çıkan Bakan gelenleri “Uvajaemıy rektor, uvajaemıye gosti, dorogiye gosti i studenti dobriy den” (Sayın rektör, sayın misafirler, değerli misafirler ve öğrenciler. İyi günler) şeklinde Rusça selamladı.

Rusya'nın köklü üniversitesi tarafından kendisine fahri profesörlük sunulmasını büyük onur saydığını belirten Günay, "Hayatımın birçok iyi ve kötü gününü paylaşmış olan sevgili eşime, Türkiye'den gelen konuklarımıza bu güzel ortamı hazırlayarak bize bu güzel anı yaşattığınız için üniversitenize ve sayın rektör şahsında herkese teşekkür ederim." diye konuştu.

Rusya ile Türkiye, Asya ile Avrupa'nın bir birini kucakladığı coğrafyada iki önemli, iki tarihli, iki köklü, iki devlet ve millet olduğunu belirterek, 500 yıla kadar eskiye giden tarih bağlarının olduğunu hatırlattı. Günay, tarihte iyi günler olduğu gibi kötü günler de olduğunu ifade ederek, "Tarihi dönemlerin sorunlarını, acılarını olduğu gibi sanatçılar kalıcı, öğretici ve geleceğe uzanan bir değere kavuşturmuşlar. Örneğin Aleksandr Puşkin 1827'de Türk-Rus savaşına katılmış ve anılarını "Erzurum Yolcuğu" adı altında kitaplaştırmış. O kitap hala Türkiye'de büyük keyifle okunuyor." dedi.

Türkiye'de Puşkin'den, Gogol, Lermontov, Çehov, Dostoyevski, Tolstoy, Pasternak, Şolohov, Soljenitsin'e kadar birçok yazarın okunduğunu da dile getiren Günay, "Rusya'da da galiba Nazım Hikmet, Orhan Kemal, Aziz Nesin okunuyor ve şimdi Orhan Pamuk okunmaya başlandı." şeklinde konuştu.

"Nazım Hikmet, Rus halkı ile Türk halkı arasında acılı günlerin, şimdi güzel bir anıya dönüşen kültürel köprüsünü oluşturuyor" tanımlamasında bulunan Günay, şimdi ise Türkçenin bu büyük şairinin Rus halkına emanet olarak Rusya'da, Moskova'da yattığını dile getirdi.

Bakan Günay ayrıca Türkiye'den gelen heyet ile birlikte Moskova Kültür Üniversitesi'nde ortak toplandı düzenledi. Toplantıda 2013 yılının nisan ayında Kültür Festivali bünyesinde yapılacak Rus–Türk kültür sempozyumunun detaylarını ele aldı. Bakan Günay üniversite ziyareti çerçevesinde, düzenlenen kültürel faaliyetlere katıldı. Klasik sanat müziği dinleyen bakan, topraktan inşa edilen bir çanağı imzaladı.