Kırgızistan yanıyor, on binler yollarda perişan - ANALİZ
Sovyetler'in acımasız bir şekilde varlığını inşa ettiği etnik parçalanmalar ve çatışma alanlarından biri daha yeniden patlak verdi. Fergana Vadisi'nin masum insanları yine kirli bir oyuna kurban. Orta Asya coğrafyasının en verimli topraklarında birbiri içine katılmış toplulukların 1990'da ilk karşı karşıya gelmelerinde bine yakın kişi hayatını kaybetmiş ve Sovyet askerleri bölgeye gelerek olaylara müdahale etmişti.
Andican'da Mayıs 2005'de ayaklanan halk Özbekistan Cumhurbaşkanı İslam Kerimov'un sert müdahalesi ile karşılaşmış, halkın üzerine açılan ateş sonucu henüz tam rakam belirlenemeyen ikinci bir yangın çıkmıştı. Kerimov, ABD başta olmak üzere batılı ülkeler ilişkileri kesmiş, ABD askeri üssü Hanabad'ı kapatmış, Rusya ve Çin'le stratejik ortaklığa doğru ilerleyen bir dış politikaya yönelmişti. Bölgeye gerçekleştirdiğimiz ziyarette olaya tanıklık edenlerin titreyen sesleri ile anlattıkları hikayeleri unutmak mümkün değil. Gizli bir el, maskeli gruplar, iki tarafa da ateş eden vicdani kalmamış canavarlar. Özbekistan'dan kaçarak Kırgızistan'a sığınmaya çalışan yaşlı, kadın, çoluk çocuk ve binlerce masum. Sonrasında Kerimov'un olaylara müdahalesindeki sert tutumundan dolayı BM'den basit bir kınama... Bölgede oyunu kuranlar, olayların üzerine kanlı bir perde çekmekle yetindi.
Kırgızistan üç süper gücün stratejik hesaplarının tam orta noktasında yer alıyor. Rusya, Çin ve ABD'den hiç birinin bölgeyi bir diğerine bırakma niyeti yok. Güney Asya'da varlığını sürdürmek, Afganistan bataklığından sağ selamet çıkmak isteyen Barack Obama yönetiminin Bişkek'e her zamandan daha çok ihtiyacı var. Afganistan operasyon bölgesine sadece 300 kilometre mesafede olan Manas askeri üssünü bırakması neredeyse imkansız. Rusya yanlısı Askar Akayev iktidarının 2005'de Lale devrimi ile devrilmesi ve batı yanlısı Kurmanbek Bakiyev iktidarının yönetime gelmesi Washington'ın hedefi için yeterli olmadı. Zira değişen şartlarda Rusya Kadife Devrim'le batı saflarına geçen Gürcistan'a girdi, ABD'de Cumhuriyetçiler iktidarı kaybetti ve Turuncu Devrim ülkesi Ukrayna'da Rusya yanlısı Viktor Yanukoviç Cumhurbaşkanı seçildi. ABD, nükleer füzelerde indirim anlaşması ve diğer dengeler açısından Moskova ile yeni bir sayfa açmak zorunda kaldı.
Bakiyev yönetimi üç başkent arasında değişen dengeleri tam göremedi ve ikili dış politika oyunu Moskova'nın tepkisini çekti. Özellikle Bakiyev'in 2 milyar dolar kredi desteği karşılığında Amerikan üssünü kapatacağı sözünü vermesi ve sonrasında da Washington'la yüksek kira bedeli karşılığında yeni bir anlaşma imzalaması sonunu hazırladı. Nitekim Nisan ayında bölgede gerçekleşen ayalanmada Cumhurbaşkanlığı sarayı iki günde el değiştirdi. Asker ve güvenlik güçlerinin de ayaklanmadan yana olduğu değişiklikte yaklaşık yüz kişi hayatını kaybetti ve binden fazla kişi de yaralandı. Önce güneye, ardından Kazakistan'a kaçan Bakiyev'e Rusya sahip çıkmadı. Rusya ile ilişkileri kısmen soğuyan Belarus Cumhurbaşkanı Aleksander Lukaşenko, Bakiyev'e sığınma hakkı verdi. Bakiyev doğrudan müdahil olmasa da oluşturduğu dev klanının iktidarı bırakmaya niyeti yok. Bölgede yeni oyun kuranlar, ülkenin bölünmesi dahil, her türlü alternatifi göze alabilecek kadar acımasız.
Geçici Hükümet Başkanı olarak ortaya çıkan Roza Otunbayeva'yı ilk arayan Rusya Başbakanı Vladimir Putin oldu. Ardından bölgedeki üssünü tehlikeye sokmak istemeyen Washington doğrudan temasa geçti ve askeri üs parasını geçici hükümete ödedi. Rusya mali destek sözü verse de Otunbayeva'nın ne kadar iktidarı elinde tutabileceğini görmek istiyor. Otunbayeva'nın Rus askeri talebine Moskova olumlu cevap vermedi. Zira Rusya'nın yaklaşan 2012 Devlet Başkanlığı seçimleri öncesi bölgeden gelecek Rus asker kaybını tek başına üstlenmesi mümkün değil. Bölgenin güvenlik örgütü olarak oluşturulan Kollektif Güvenlik Anlaşması Örgütü çerçevesinde bir müdahale masaya yatırılıyor. ABD'den, Avrupa Birliği'nden ya da Birleşmiş Millet'lerden somut bir adım atan yok. Herkes olayların sakinleşmesi için çağrıda bulunuyor.
Devrik lider Bakiyev'in taraftarlarının organize ettiği iddia edilen saldırılarda, Otunbayeva'ya destek verdiği belirtilen Özbek etnik gruplar hedef seçildi. 27 Haziran'da ülkeyi referanduma götürmemek ve tam bir kaos oluşturmak isteyen eli kanlı, yüzleri maskeli gruplar yine devrede. İki tarafa da ateş ediyorlar. Özbek grupların verdiği bilgilere göre ölü sayısı 500'leri aşmış durumda. Rus ve Kırgız arkadaşlarına sığınan Özbek azınlıklar Oş ve Celalalabad kentlerinde bir haftadır dışarı çıkamıyor. Yaşlı, kadın, çoluk çocuk on binlerce masum yollara dökülmüş durumda. Yüz bine yakın Özbek sınırı geçerek Özbekistan'a sığındı. Onbinler de iki gündür kaçak göçek, aç susuz yürüdükleri yolun sonunda komşu ülkeye geçerek canlarını kurtarmak istiyor. Orada ise onları Özbekistan'ın kendi imkanları ile kurduğu derme çatma çadırlar ve mülteci kampları bekliyor.
Faruk Akkan, Moskova, Cihan