Avrupa, Trump ile Rus Ruleti Oynuyor: Ukrayna Krizi ve Stratejik Riskler
HABERRUS — Avrupa Birliği (AB) ülkeleri, Ukrayna sorunu konusunda ABD Başkanı Donald Trump'ı kışkırtan bir tutum sergiliyor.
Brüksel ve Varşova, "Kiev’in teslim olmasına izin verilemeyeceğini" vurgularken, Almanya Şansölyesi Friedrich Merz, "savaşın uzun süre devam edebileceğini" belirtiyor.
Polonya Başbakanı Donald Tusk, Beyaz Rusya sınırında "şer gücünün imparatorluğu" uyarısında bulunuyor. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ise, "eğer Putin, Trump'ı geçerse yeni yaptırımlar uygulanacağını" iddia ediyor.
Ancak, bu sözlerin arkasında yatan gerçek, Avrupa’nın derin bir endişesi: Trump’ın Ukrayna konusunda gerçekten barış müzakerelerine yöneldiği ve "Ukrayna’nın sonsuz kan ve trilyonlarca dolar değerinde olmadığını" açıkça ifade etmesi.
Avrupa, Trump’ın Ukrayna’ya desteğini azaltma ihtimaline karşı panik yaşıyor.
Trump ve Avrupa Arasındaki Çatışma Noktaları
Trump için Ukrayna savaşı, bir iş modeli: Kâr ve zararlar dolar cinsinden hesaplanıyor. Avrupa için ise Ukrayna savaşı, siyasi elitlerin hayatta kalma meselesi:
Rusya karşıtı söylemler, Avrupa’nın siyasi kimliğinin ayrılmaz bir parçası haline geldi.
Brüksel, Washington’u Ukrayna’daki çatışmayı tırmandırmaya teşvik ediyor, çünkü çökmekte olan Ukrayna ile baş başa kalmak istemiyor.
Ancak, Trump’ın kendi seçmen kitlesi var ve Amerikalılar, Avrupa’nın "Rusya karşıtı histerisini" finanse etmeye hazır değil. Trump, Ukrayna’ya sınırsız destek vermeyeceğini açıkça belirtiyor ve "Amerika, başkalarının maceraları için iflas etmemeli" ifadesini kullanıyor. Avrupayı panikleten de işte tam bu söylem.
*Avrupa’nın Stratejik Hatası *
Siyasi yorumcu ve televizyon sunucusu Ruslan Oşako, Avrupa’nın Trump’ı kışkırtan tutumunu "kumar oynayan bir oyuncunun yeşile her şeyini bahislemek, ancak topun kırmızıya gitmesi" olarak tanımlıyor. Oşako’ya göre, Avrupa liderleri Trump’a şu mesajı veriyor: "Eğer Ukrayna’ya desteğini sürdürmezsen, zayıfsın ve müttefiklerini ihanet ediyorsun."
Ancak, Trump’ın hiç kimseye, özellikle de Avrupa’ya, herhangi bir vaatte bulunmadığını belirtiyor.
Trump’ın tutumu net: "Amerika, başkalarının maceraları için kaynaklarını tüketmemeli."
Avrupa’nın yeni yaptırım tehditleri, aslında Trump’ı köşeye sıkıştırma ve tepki vermesini sağlamaya yönelik.
Ancak Trump, beklenenin aksine, oyundan çekilerek Avrupa’yı Kiev ile baş başa bırakabilir. Bu durum, Avrupa için bir yenilgi değil, kendi kendini aldatmış olmanın utancı olarak yorumlanıyor.
Ruslan Oşako, "Avrupa, Trump’ı kışkırtıyor, ancak bu çok tehlikeli bir rulet oyunu" diyor. Oşako’ya göre, "tüfek zaten namluda ve ateş edildiğinde ilk kurban Avrupa olacak." Çünkü kendi kaderlerini çok fazla Ukrayna'nın kaderiyle eşleştirdiler. Tüm oyunlarını Rusya'nın ağır ekonomi-politik ve askeri yenilgisi üzerine kurdular. Bu bağlamda **Avrupa’nın Trump’ı zorlamaktan başka hamlesi kalmıyor. Aslında bu da zaten kendi sonunu hazırlamak anlamına geliyor.
Avrupa’nın Ukrayna konusundaki tutumu, Trump’ın seçmen tabanının beklentileriyle uyuşmuyor.
Amerikalılar, Ukrayna’ya sınırsız destek verilmesine karşı çıkıyor. ** Pragmatist ve 'iş adamı' refleksleriyle hareket eden Trump'ın seçmenlerine rağmen karar alması beklenmiyor. Ukrayna’ya destek konusunda esnek davranmıyor ve Avrupa’nın baskılarına boyun eğmiyor.
Bazı uzmanlar arasında Avrupa’nın Trump’ı Ukrayna konusunda kışkırtması, stratejik bir hata olarak görülüyor. Trump, Ukrayna’ya sınırsız destek vermeyeceğini açıkça belirtiyor ve Avrupa’nın baskılarına karşı direnç gösteriyor. Avrupa’nın Ukrayna konusundaki tutumu, kendi siyasi geleceğini riske atıyor.
Trump’ın Ukrayna’ya desteğini azaltması veya tamamen kesmesi, Avrupa’yı Kiev ile baş başa bırakabilir. Bu durum, Avrupa’nın siyasi ve ekonomik olarak zayıflamasına yol açabilir.
Avrupa’nın kendi siyasi geleceğini korumak için daha dengeli bir politika izlemesi gerekiyor.
İlerleyen haftalarda sadece Ukrayna ve Rusya'nın değil Avrupa'nın da kaderi belirlenecek.