Bitkesel karışımlı özel çay üreten Türk girişimcilerin hedefi Rusya
Üretimde dünya beşincisi olunmasına rağmen ihracatta hiç üretimi olmayan ülkelerin bile gerisinde kalan Türkiye, çayda alternatif arayışlara yöneliyor. Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği (DKİB) öncülüğünde bir araya gelen 10 çay firması, Türk çayından uluslararası pazarda talep edilen doğal bitkisel karışımlı çaylar üretme kararı aldı.
Yaseminli, naneli ve sinamekili gibi sağlık yönü ön plana çıkan ürünler geliştirilecek. Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde (KTÜ) geliştirilecek yeni ürünler projede yer alan çay firmalarınca üretilecek ve oluşturulacak bir marka isimle de Türk ve dünya pazarlarına sunulacak. Oluşumun hedefindeki ilk ülke; dünyada en büyük ithalatçı konumunda olan Rusya.
DKİB Başkanı Ahmet Hamdi Gürdoğan, Türkiye’nin dünya çay üretiminde ilk 5 ülke arasında yer almasına rağmen dünya çay ihracatından ise yeterli payı alamadığına vurgu yaptı. Gürdoğan, öğretim üyeleri ve çay firmalarının temsilcileriyle Ticaret Borsası’nda düzenlediği basın toplantısında, uluslar arası piyasanın talep ettiği ürünlerin geliştirilmemesi, yüksek üretim maliyetleri, teknolojik imkanlar ve firmaların finansal yetersizliği gibi nedenlerin çay ihracatında yeterli pay alınamamasının sebeplerinin başında geldiğini kaydetti.
Doğu Karadeniz Bölgesi'ndeki Çay İhracatçısı Firmaların İhracat Kapasitesini Arttırma' projesi kapsamında bir çalışma başlattıklarını anlatan Gürdoğan, Türk çayından uluslararası pazarda talep edilen doğal bitkisel karışımlı çaylar üretmeyi hedeflediklerini dile getirdi. İlk pazar olarak da en büyük ithalatçı konumundaki Rusya’yı belediklerini söyleyen Gürdoğan, “Bu Pazar trendlerine uyun ürünler geliştirmeye çalışacağız. Bu kapsamda KTÜ işbirliği ile özellikle Rusya piyasasında talep gören doğal bitkisel ürünlerden; yaseminli, naneli ve sinamekili gibi sağlık yönü en planda olan ürünler geliştirilecek. Bu ürünlerle ilk etapta Ekim ayında Rusya’da yapılacak “World Food Moscow” fuarına katılarak Rus tüketicilerin karşısına çıkılacak.” dedi.
Yeni ürünlerde Türkiye’deki endemik bitkilerin de kullanılacağını belirten Gürdoğan, sektördeki paydaşların oluşturacağı güçlü tedarik zinciri ve oluşturulacak tekbir marka ile ihracat gerçekleştirilmesi ve hedef pazarlarda talep gören çay türevlerinin üretiminin hedefleri arasında olduğuna değindi.
Türkiye’nin toplam kuru çay üretimin yaklaşık 235 bin ton olduğuna işaret eden Gürdoğan, 2012 yılı ihracatının ise 3 bin 283 ton olduğuna dikkat çekti. Hiç çay üretimi olmamasına rağmen İngiltere, Birleşik Arap Emirlikleri, Fransa ve Hollanda’nın çay ihracatının bile Türkiye’den fazla olduğunun altını çizen Gürdoğan, bu ülkelerin yeşil çay ve çaydan elde edilen alternatif ürünlerle bunu başardığını ifade etti.
Türkiye’nin de uluslararası pazardaki tüketicinin taleplerine göre çayda ürün çeşitliliği sağlaması gerektiğini vurgulayan Gürdoğan, “Bunun için her şeyden önce gerek üretici, gerek sanayici olarak üretim ve pazarlama politikamızı dünya gerçeklerine göre uyarlamamız gerekmektedir. Bu gerçeği görerek ürün çeşitliliğine gidilmesi ve modern bir pazarlama anlayışına geçiş için farkındalık oluşturma faaliyetlerine ağırlık vermemiz gerekmektedir.” ifadelerini kullandı.