Rusya’da yaşanan krizin 6 maddede Türkiye ekonomisine etkisi

Ukrayna krizi, Batılı ülkelerin yaptırımları, petrol fiyatlarında yaşanan düşüş, jeopolitik belirsizlikler ve küresel ekonomide yaşanan durgunluk yıl başından bu yana tedirgin olan Rusya ekonomisini krizin eşiğine getirdi. Türkiye’nin ikinci büyük ticari ortağı Rusya’da yaşanan krizin, turizm sektörü ve ihracat yapan gıda üreticilerini olumsuz etkilemesinden endişe ediliyor.

Öncelikle, petrol varil fiyatlarının 115 dolar seviyesinden 60 doların altına inmesi ülke ekonomisini olumsuz etkiledi. Rus analistlere göre petrol varil fiyatlarında 1 dolarlık gerileme ülke ekonomisine yıllık bazda 2 milyar dolarlık kayıp olarak yansıyor. Bütçenin yarıdan fazlası petrol ve doğalgaz gelirlerinden oluşuyor. Petrol varil fiyatları 60 dolar seviyesinde devam ederse Rusya ekonomisi 2015’de yüzde 4,5 küçülecek.

İkinci olarak, Kiev’de yaşanan devrim, Kırım’ın ilhakı ve doğu Ukrayna’da yaşanan savaş nedeni ile rezervler 100 milyar doların üzerinde eriyerek 420 milyar dolara kadar geriledi. Yıl sonuna kadar 20-25 milyar dolar, gelecek yıl da 150 milyar dolar dış borç ödemeleri var. Rusya Merkez Bankasına göre yıl sonunda 120-130 milyar dolar civarında olması beklenen nakit çıkışı önümüzdeki 3 yıl içinde devam edecek. Likidite sorununun yaşandığı ülkede alım gücü de giderek zayıflıyor.

Üçüncü olarak, mali piyasalarda yaşanan sorun doğrudan rubleyi etkiledi. 1998 sonrası sert düşüşleri yaşayan rublede kayıp yüzde 50’leri buldu. Dün akşam saatlerinde 64 rubleyi aşan dolar Merkez Bankası’nın faiz oranlarını yüzde 10,5’den yüzde 17’ye çıkarmasının ardından 59 rubleye kadar geriledi. Ancak düşük petrol fiyat baskısı ruble üzerinde devam ediyor. Rusya Merkez Bankası’nın rezervleri korumak amacı ile rubleyi serbest dalgalanmaya bırakması belirsizlik oluşturuyor. Her türlü gelişmeden etkilenmeye açık kur yapısı Rusya’ya yönelik ihracatı doğrudan etkiliyor.

Dördüncü olarak, Rusya’yı tek başına değerlendirmemek gerekiyor. Rusya’da yaşanacak bir kriz, Ukrayna, Belarus, Kazakistan ve diğer eski Sovyet ülkelerini de etkiler. Özbekistan, Kırgızistan, Ermenistan ve Tacikistan gibi ülkelerin ekonomisinde Rusya’da çalışan vatandaşlarının gönderdiği paranın yüzde 50’lere varan katkısı var. Rublenin aşırı değer kaybı bu transferi de orta vadede olumsuz etkileyebilir ve bu ülkelerin ekonomilerinde de kırılmalara neden olabilir.

Beşinci olarak, Türkiye açısından özel sorunlarda henüz ilerleme sağlanabilmiş değil. TIR ve ürün kotalarında henüz ilerleme sağlanamadı. 22 Aralık’ta tarafların bir kez daha masaya oturması ve Türkiye’nin 40 bin TIR kota talebini ele alması bekleniyor. Rusya’ya 2014’de 1,3 milyar doları bulan gıda ihracatının 2015’de iki katına çıkarılma hedefi de zor. Rusya’da 3 ay önce 150 rubleye (5 dolar) pazarda satılan domates şimdi 3 dolara geriledi. Üçüncü ülkelerin TIR’larına ek komisyonlar ödeyerek 7-8 bin dolar maliyetlerle Rusya’ya gıda göndermek ticari olmaktan çıkacak. Son olarak, Rusya’dan Türkiye’ye giden turist sayısı 2013’de 4,3 milyonu buldu. 2014’de bu rakamın geçilmesi beklenirken, 2015 için belirsizlik sürüyor. Doların aşırı değerlenmesi nedeni ile yurt dışı erken rezervasyonlarda yüzde 40’lara varan daralma görülüyor. Türkiye’ye giden Rus turistlerin Türkiye ekonomisine katkılarının 4-5 milyar dolar civarında olduğu tahmin ediliyor. Aşırı değerlenmiş kur, faiz oranlarında yaşanan artışın Türkiye rezervasyonlarına da olumsuz yansımasından endişe ediliyor.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 1 Aralık’ta ÜDİK zirvesi için geldiği Ankara’da revize edilen 2023’e kadar 100 milyar dolarlık toplam ticaret hacmi hedefi orta vadede sıkıntıya girdi. 2008’de 38 milyar dolar olan toplam ticaret hacmi 2014’de 32 milyar dolarda kalması bekleniyor. Türkiye’nin Rusya’ya ihracatı ise 8 milyar dolardan 6 milyar dolar seviyelerine geriledi. Rusya ekonomisinin küçülme riski, rublenin aşırı değer kaybı, enflasyon rakamlarının artması ve alım gücünün zayıflaması, Türkiye’nin Rusya ile ekonomik ve ticari ilişkileri yeniden sağlam bir zemine oturtmasını zorunlu kılıyor.