Rus Basını: Ortak Alfabe Türkiye’nin Orta Asya'daki Nüfuzunu Güçlendirecek
HABERRUS - Türkiye'nin öncülüğünde Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) bünyesinde ortak Latin alfabesine geçiş süreci, Moskova'yı endişelendirdi.
Ankara’nın Türk dünyası üzerindeki etkisini artırma çabalarının önemli bir parçası olarak görülen bu karar, Rus basınında geniş yankı uyandırdı.
Türk Devletleri Teşkilatı'nın 24 Ekim’de Bişkek’te yapılacak zirvesinde, Türk devletlerinin ortak bir Latin alfabesine geçişe karar vermesi bekleniyor.
Bu hamle, sadece dilsel bir birleşme değil, aynı zamanda kültürel ve siyasi bağların da derinleşmesine yol açacak stratejik bir adım olarak değerlendiriliyor.
Türk Devletleri Teşkilatı’nın Büyüyen Rolü
Rusya'nın önde gelen gazetelerinden Nezavisimaya Gazeta (NG), konuyu enine boyuna ele aldığı uzun bir makale yayınladı.
Haberde, ortak Latin Alfabe'sine geçişin, Türkiye'nin bölgedeki nüfusunu güçlendireceğine vurgu yapılıyor.
TDT, son yıllarda Türk dünyasındaki işbirliğini güçlendiren önemli bir yapı haline geldi. 15. yılını kutlayan örgütün Bişkek zirvesi, bu işbirliğinin daha da derinleşeceğine işaret ediyor. Zirvede, üye devletlerin hükümet başkanları ve başkan yardımcılarından oluşan yeni bir konseyin kurulması planlanıyor. Bu konsey, teşkilatın karar alma mekanizmalarının hızlanmasına ve etkinleşmesine katkı sağlayacak.
Latin Alfabesine Geçişin Stratejik Önemi
Türkiye’nin liderliğinde geliştirilen ortak Latin alfabesi, Türk dünyasının dilsel ve kültürel olarak daha yakın bir işbirliği içine girmesini sağlayacak. Bu adım, sadece dilsel entegrasyon değil, aynı zamanda siyasi ve ekonomik işbirliğinin de önünü açacak. Latin alfabesine geçişin, bölgesel işbirliğini güçlendirmek için bir araç olarak kullanılacağı öngörülüyor. Uzmanlar, bu değişimin Türkiye’nin Orta Asya üzerindeki nüfuzunu artıracağını ve Türk devletleri arasındaki bağların derinleşmesine yol açacağını vurguluyor.
Ortak Enerji ve Güvenlik Politikaları
Türk devletleri arasındaki işbirliği sadece kültürel değil, aynı zamanda ekonomik ve güvenlik alanlarında da giderek derinleşiyor.
16 Eylül’de Bişkek’te yapılan enerji bakanları toplantısında, 2040’a kadar enerji arzının istikrarını sağlama hedefi vurgulandı. Bu bağlamda, enerji transferi konusunda önemli ilerlemeler kaydedildi.
Ayrıca, TDT ülkeleri arasında ortak askeri tatbikatlar düzenleniyor ve Türkiye, Orta Asya ülkelerine askeri teçhizat ve silah tedarik eden lider konumunda bulunuyor.
Ankara’nın Orta Asya’daki Nüfuzunu Artırma Stratejisi
Türkiye, TDT üzerinden Orta Asya’daki etkisini artırmak için hem kültürel hem de ekonomik bağları güçlendirmeye çalışıyor. Tek bir Latin alfabesi üzerinde uzlaşılması, Türkiye’nin bu stratejisini hızlandıracak bir adım olarak değerlendiriliyor. Özellikle enerji ve güvenlik alanlarındaki işbirliği, Türkiye’nin bölgedeki liderlik rolünü pekiştirmesine yardımcı oluyor. Uzmanlar, Ankara’nın bu süreçte “yumuşak güç” unsurlarını etkin bir şekilde kullanarak Orta Asya’daki varlığını daha da güçlendireceğini belirtiyor.
Ortak Alfabeye Geçişte Zorluklar ve Beklentiler
Azerbaycan, Türkmenistan ve Özbekistan gibi ülkeler, Sovyet sonrası dönemde Kiril alfabesini terk edip Latin alfabesine geçmiş durumda.
Kazakistan’da da Latin alfabesine geçiş planlanıyor, ancak Cumhurbaşkanı Tokayev, bu sürecin aceleye getirilmemesi gerektiğini vurguluyor. Kırgızistan ise hala Kiril alfabesini kullanıyor ve Latin alfabesine geçiş konusunda temkinli davranıyor.
Uzmanlar, 2026 yılına kadar tüm Türk dünyasının Latin alfabesine geçiş yapmasının mümkün olduğunu düşünüyor.
Bu tarih, Bakü’de 1926 yılında düzenlenen Birinci Türkoloji Kongresi’nin 100. yılına denk geliyor ve sembolik bir anlam taşıyor.
Rus Dili ve Türkiye’nin Bölgesel Hedefleri
Türk dünyasındaki Latin alfabesi değişikliği, bölgedeki Rus dili etkisine karşı da bir meydan okuma olarak değerlendiriliyor.
Türkiye, kendisini Orta Asya’da bir “misyon ülkesi” olarak konumlandırırken, bu süreç Rusya’nın bölgedeki kültürel etkisine karşı bir adım olarak görülüyor.
Rusça’nın hala önemli bir rol oynadığı Orta Asya’da, Latin alfabesine geçişin bu durumu nasıl etkileyeceği merak ediliyor.
Türkiye’nin Enerji ve Lojistik Hedefleri
Türkiye’nin Orta Asya’daki ekonomik hedefleri, sadece kültürel işbirliği ile sınırlı değil. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bölgeye yönelik stratejisi, bölgeden Avrupa’ya enerji ve lojistik geçişinin sağlanması üzerine kurulu. Azerbaycan’ın hidrokarbon projelerinde sağlanan başarı, Türkmen gazının da dahil edilmesiyle daha da genişletilmek isteniyor.
Türkiye’nin Hazar Denizi üzerinden Avrupa’ya enerji ve maden kaynakları taşıma hedefi, bölgedeki ekonomik ilişkilerin temelini oluşturuyor.
Eğitim ve Kültürel Diplomasi
Türkiye, bölgeden işgücü ithalatını da stratejik bir hedef olarak görüyor.
Türk liseleri, okulları ve üniversiteleri, yetenekli gençleri belirleyip Türkiye’ye çekiyor.
Bu gençler, eğitim süreçlerini Türkiye’de tamamladıktan sonra ülkenin teknolojik seçkinleri arasına katılıyor. Eğitim, Türkiye’nin Orta Asya’daki nüfuzunu artıran önemli bir unsur olarak öne çıkıyor.
Türkiye’nin “Yumuşak Güç” Stratejisi
Türkiye, Latin alfabesine geçiş süreciyle birlikte Orta Asya’daki yumuşak güç stratejisini daha da güçlendirmeyi amaçlıyor. Kültürel, dilsel ve ekonomik bağlar üzerinden yürütülen bu politika, Türkiye’yi bölgedeki en önemli aktörlerden biri haline getiriyor. Latin alfabesine geçiş, sadece bir dil reformu değil, Türkiye’nin bölgedeki varlığını ve etkisini pekiştiren bir araç olarak görülüyor.