Ukrayna'da 'Barış İçin Toprak Tavizine' Olumlu Bakanların Oranı Artıyor

HABERRUS - Kiev Uluslararası Sosyoloji Enstitüsü (KMIS) tarafından yapılan son araştırma, Ukraynalıların savaş konusundaki tutumlarında dikkat çekici değişimler olduğunu ortaya koydu.

Mayıs-Haziran 2025 döneminde yapılan ankete göre, Ukraynalıların %38'i çatışmaların sona ermesi için toprak tavizlerine hazır olduğunu belirtti.

Bu oran, Ekim 2024'te %32 seviyesindeyken son altı aydır istikrarlı şekilde %38-39 bandında seyrediyor.

Savaşın Devamından Yana Olanlar

Ankete katılanların %52'si ise toprak kayıplarını önlemek için savaşın sürdürülmesi gerektiği görüşünde.

Bu oran, Ekim 2024'te %58 iken zaman içinde hafif bir düşüş gösterdi. Kararsızların oranı ise tüm anketlerde %10-11 seviyesinde kaldı.

Veriler, 2022'de %87 olan "tavizsizlik" yanlılarının oranının önemli ölçüde azaldığını gösteriyor.

Rusya'nın Talepleri ve Diplomatik Süreç

2 Haziran'da İstanbul'da sunulan Rusya memorandumunda, Ukrayna kuvvetlerinin Donetsk, Lugansk, Zaporijya ve Herson bölgelerinden çekilmesi ve bu bölgelerin yanı sıra Kırım'ın Rusya'ya ait olduğunun uluslararası tanınması istendi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, "Başkalarının topraklarında gözümüz yok ama kendimize ait olanı da vermeyiz" açıklamasıyla pozisyonunu netleştirdi.

Cephedeki Son Durum

Rus kuvvetleri, Harkov, Sumi ve Dnipropetrovsk bölgelerinde ilerlemeyi sürdürürken, Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitri Medvedev, Kiev yönetimine "yeni gerçeklerle" yüzleşecekleri uyarısında bulundu.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski ise diplomatik yollarla kaybedilen toprakların bir kısmını geri alabilecekleri bir uzlaşma arayışından bahsetti. Zelenski, toprak müzakerelerinin ancak kendisi ve Putin arasında yapılabileceğini savundu.

Tarafların Uzlaşmaz Pozisyonları

Her iki taraf da resmi olarak toprak tavizi vermeyi reddetse de, Ukrayna kamuoyundaki bu değişimin diplomatik süreçlere yansıyıp yansımayacağı merak konusu.

Uzmanlar, halktaki bu eğilimin savaş yorgunluğunun bir göstergesi olabileceğini belirtirken, Rusya'nın askeri avantajını koruduğu bir ortamda müzakerelerin seyrinin nasıl şekilleneceği belirsizliğini koruyor.