ABD Rusya'dan Nükleer Buzkıran Satın Almaya Hazırlanıyor
HABERRUS - ABD ile Rusya arasındaki buzlar erirken, ticari ve enerji alanında yeni işbirliklerine kapı aralanıyor.
Reuters ajansının beş kaynağa dayandırdığı habere göre, Rusya ve ABD temsilcileri Ağustos ayında enerji alanında bir dizi olası anlaşmayı görüştü.
Kaynaklar, Amerikan tarafının bu hamleyle Rus yetkililerden Ukrayna ile en kısa sürede barış sağlanmasını hedeflediğini belirtti.
Görüşmelerde, Exxon Mobil şirketinin Rusya'nın Sahalin-1 petrol ve gaz projesine dönüş perspektifleri ile Rusya'nın ABD'den sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) üretim projeleri için ekipman satın alımı olasılığı ele alındı.
Nükleer Buzkıran Satışı ve Alaska Zirvesi'nde Kısa Görüşme
Reuters'ın haberine göre, ABD tarafının Rusya'dan nükleer bir buzul kırıcı gemiyi satın alabileceği yönündeki bir başka öneri de değerlendirildi. Rusya dünyada nükleer buz kırıcı gemi filosu ve üretimi bakımından birinci sırada geliyor. 55 adet buz kırıcı gemi filosuna sahip Rusya, son yıllarda nükleer buz kıran gemi sektörüne büyük yatırımlar yapıyor.
Kaynaklar, bu konudaki müzakerelerin ABD Başkanı özel temsilcisi Steve Witkopf'un Ağustos başında Moskova ziyareti sırasında gerçekleştiğini doğruladı.
Witkopf bu ziyarette Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Rusya Doğrudan Yatırım Fonu (RDIF) Başkanı Kirill Dmitriev ile bir araya gelmişti.
Ajansın bir kaynağı, olası ekonomik iş birliğinin 15 Ağustos'taki Alaska zirvesinde "kısaca görüşüldüğünü" ifade etti.
CNN televizyon kanalı, Donald Trump yönetiminin Ukrayna sorununu "çıkmazdan kurtarmak" için Rusya'ya ticari bir anlaşma önermeyi değerlendirdiğini bildirdi.
Kanalın bilgilerine göre, Rus tarafına sadece ekonomik iş birliği değil, aynı zamanda iki ülke arasında stratejik silahlara ilişkin bir anlaşma da teklif edilebilir. Bu diplomatik girişimler, Ukrayna'daki savaşın sona erdirilmesi için ekonomik ve stratejik araçların bir arada kullanıldığı kapsamlı bir müzakere stratejisini işaret ediyor.
Uzmanlar, enerji anlaşmalarının her iki taraf için de önemli ekonomik çıkarlar barındırdığını, ancak Ukrayna krizi çözülmeden bu tür iş birliklerinin uygulanmasının siyasi ve etik zorluklar taşıdığını belirtiyor.
Gelişmeler, uluslararası diplomaside ekonomik çıkarların jeopolitik sorunların çözümünde nasıl bir kaldıraç olarak kullanılabileceğini bir kez daha gözler önüne serdi.