St. Petersburg Başkonsolosu Bilgiç, Kuzey’in Venedik’ini anlattı

Kısa bir süre önce St. Petersburg Başkonsolosluğuna getirilen Tanju Bilgiç, Kuzey’in Venedik’i olarak tanımlanan kenti ve projelerini konuştuk. Cihan Haber Ajansı’na yeni göreviyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Bilgiç, kendi hayatı ve projeleri ile ilgili bilgi verdi. Rus kültürü ve edebiyatına ilgili olan Bilgiç, geçmişte görev yaptığı Saraybosna sayesinde Rusça’ya da aşina.

St. Petersburg’a geleceğinizi öğrendiğinizde ne hissettiniz. Buraya gelecek olmak sizi heyecanlandırdı mı?

St. Petersburg’a tayin olduğumu ilk öğrendiğimde çok mutluluk duydum. Zaten St. Petersburg benim görev yapmayı arzu ettiğim yerlerin başında geliyordu. Burayı tercih etmemin en önemli nedenlerinden birisi de Rus coğrafyasına ve kültürüne olan ilgim. Rusya; edebiyatı, müziği, sineması kısacası kültürüyle çok derin bir ülke ve St. Petersburg da bunun en önemli merkezlerinden biri. Bu önemli merkezde görev alıyor olmak doğal olarak beni heyecanlandırıyor. St. Petersburg ekonomik açıdan hem dünya hem de Türkiye için önemli bir merkez. Burada pek çok Türk girişimci faaliyet gösteriyor. St. Petersburg’daki Başkonsolosluğumuz 2007 yılında faaliyete geçti. Bu nedenle, RF’deki diğer misyonlarımıza nazaran daha yeni bir Başkonsolosluk olduğumuzu söyleyebilirim. Tahmin edebileceğiniz gibi, yeni Başkonsolusluklarda her zaman yapılması gereken çok şey bulunur. Yeni yaptığınız şeyler ve atılan yeni adımlar sizin eseriniz olur. Bu açıdan bakıldığında zor; ancak, bir o kadar da insanı heyecanlandıran yönleri var. Bu nedenle, St. Petersburg’a tayin olduğumu duyunca çok heyecanlandım. Gözünüzü korkutan şeyler var mıydı derseniz, vardı. O da iklim koşullarıydı. Ancak anlaşılan insan zamanla bunu da üstünden atıyor. İnsan vücudu zamanla her türlü iklim koşullarına kendini adapte ediyor.

Şehirde gezince en çok ne dikkatinizi çekiyor?

St. Petersburg çok güzel bir şehir. Böyle tarihi bir şehirde çalışıyor olmak herzaman herkese nasip olmayabilir. Şehirde pek çok tarihi binanın, heykelin, anıtın birarada bulunması beni hem şaşırttı hem de heyecanlandırdı. Burada büyük bir başkent havası var zaten. Ermitajın burada olması da başlı başına bir avantaj. İkinci olarak, pek çok su kanalının mevcudiyeti dikkatimi çekti. Herhalde, kanalların üzerine kurulu bir şehir olduğu için St. Petersburg’a Kuzey’in Venedik’i diyorlar. Venedik’te de bir süre yaşadığım için, kanallarla dolu bir şehirde yaşamak beni mutlu ediyor. Üçüncü olarak, St. Petersburg’un bir deniz ve liman şehri olması da bence çok önemli bir artı, zira deniz olan bir yerde görev yapmak her zaman daha rahatlatıcı. Dikkatimi çeken dördüncü husus ise, mesafelerin çok uzak olması. Bir yerden bir yere gitmek insana çok zaman kaybettirebiliyor. Trafik çok yoğun. Bunların dışında birbirinden farklı parkların ve binaların güzelliği insanı cezbediyor.

St. Petersburg’da eksik bulduğunu neler var?

Burada eksikliğini hissettiğim şu aşamada pek fazla bir şey yok. St. Petersburg pek çok büyük şehirden farklı değil. Hatta tarihi eserler, anıtlar, kültürel etkinlikler açısından, birçok dünya şehrinden daha zengin. Eğer Türkiye açısından sorarsanız, herhalde ilk olarak buradaki Türk restoranlarının eksikliğinden bahsedebilirim. Çünkü Avrupa’nın pek çok şehrinde Türk restoranları rahatlıkla bulunabiliyor. Türk restoranları açısından bu yoğunluğa burada rastlamak zor.

Daha önce görev yaptığınız kentlerle karşılaştırdığınızda burada farklı olarak gördüğünüz neler var?

Daha önce bu kadar büyük bir şehirde görev yapmamıştım. Bu nedenle gördüğüm en büyük fark, St. Petersburg’un diğer görev yaptığım şehirlerle kıyaslandığında daha geniş bir alana yayılmış ve kalabalık bir şehir olması. Şehrin merkezine gittiğinizde gece gündüz trafiğin yoğun olduğunu görüyorsunuz. İnsanlar gece yarısından sonra bile soğuğa rağmen sokakları dolduruyor. Bu yoğunluğu ancak çok büyük şehirlerde görebilirsiniz. Bir diğer fark ise, kültürel faaliyetlerin sıklığı ve fazlalığı. Dünyanın ünlü tiyatrolarından Marinsky ve Mihaylovsky burada bulunuyor. Kültürel faaliyetlerin hepsini takip etmek çok zor. Bu yüzden bazen farkında olmadan kaçırdığınız, izleyemediğiniz pek çok güzel kültürel etkinlik olabiliyor.

Bu noktada, Türkiye’nin kültürel tanıtımı açısından işimizin zor olduğunu söyleyebilirim. Buradaki kültürel etkinliklerin sayısı hem çok fazla hem de standartlar çok yüksek. Bunun için Başkonsolosluk olarak, şehirdeki diğer sanatsal faaliyetlerle yarışacak güzellikte kültürel etkinlikler düzenlemek zorundayız. Bir başka deyişle çıta, kültürel etkinlikler açısından burada çok yüksek.

Rus edebiyatına ilgi duyuyor musunuz?

Rus edebiyatını çocukluğumdan beri severek okurum. Hatta okuma alışkanlığını kazanmamda Rus edebiyatının etkili olduğunu söyleyebilirim. Gençliğimde Rus klasiklerinin pek çoğunu okumuştum. Örneğin, Maxim Gorki’nin Türkçeye çevrilen tüm kitaplarını okuduğumu söyleyebilirim. Mayakovsky, Yesinin ve Yevtushenko gibi şairleri severim. St. Petersburg gibi, klasik Rus edebiyatçılarının yaşadığı, sokaklarında gezdiği, romanlarını/şiirlerini yazdığı bir şehirde yaşamak ilginç. Ancak modern Rus edebiyatını çok iyi takip ettiğimi söyleyemem.

Rusça ile aranız nasıl?

Daha önce görev yaptığım yerlerden biri de Saraybosna. Bu yüzden Boşnakça konuşabiliyorum. Bu nedenle Rusça konuşulanların temel olarak büyük çoğunluğunu anlıyorum. Fakat kendimi ifade etmekte biraz zorluk çekiyorum. Bu sorunu da çözmek için geldiğimden beri düzenli olarak özel Rusça dersleri alıyorum. Çünkü en azından biraz Rusça konuşmak, muhatabınızla aranızdaki samimiyetin arttırılması açısından çok etkili oluyor.

St. Petersburg’da yaşayan Türk öğrencilerle ilgili ne gibi çalışmalarınız ve projeleriniz var?

Başkonsolosluk olarak temel hedeflerimizden birisi, Başkonsolosluğumuzun daha görünür hale getirilmesidir. Bu da, ancak buradaki vatandaşlarımızla temasın mümkün olduğunca arttırılmasıyla mümkün olabilir. Ayrıca, Başkonsolosluğumuzun bütün vatandaşlarımız için hemen ulaşılabilir hale gelmesini arzu ediyoruz. Bunun içinde de modern iletişim araçlarını mümkün olduğunca kullanmaya çalışıyoruz. Yeni oluşturduğumuz Facebook sayfamız, Rusça da hizmet vermeye başladığımız internet sayfamız ya da gönderdiğimiz SMS’ler aracığıyla vatandaşlarımızı bilgilendirmeye çalışıyoruz. Gelir gelmez, öğrencilerimiz için bir veri tabanı oluşturmaya çalıştık. Baktık ki, tahminimizden de daha fazla öğrenci var St. Petersburg’da. Öğrencilerimizi öncelikle Başkonsolosluğumuzda bir araya getirdik. Öğrenciler, Türkiye’nin genç ve modern yüzünü temsil ediyorlar ve St. Petersburg’daki Türk imajının oluşturulmasında da çok etkililer. Tabiatıyla, öğrencilerimizin sorunlarını çözmeye çalışmak da öncelikli hedeflerimizden biri. Burada çeşitli alanlarda öğrenim gören tahminen 120 civarında öğrenci var. Tabi bunların kaynaşması ve birbirlerinden haberdar olması da bizim için önemli. En azından ortak bir takım faaliyetler ve kültür günleri düzenlemeyi arzu ediyoruz. Zaten konsolosluğumuzun kapısı, bizi ziyaret etmek isteyen herkese açık. Ancak bizim hedefimiz, öğrencilerimiz bizi aramadan onlardan haberdar olmak ve özellikle St. Petersburg’a yeni gelen öğrencilerin karşılaşabileceği sorunları mümkün olduğunca hızlı bir şekilde çözebilmek.

St. Petersburg’da iş yapmak isteyen iş adamlarına burayı önerir misiniz?

Muhakkak öneririm. Bir kere burası coğrafi olarak nerdeyse Türkiye’nin iki katı büyüklüğünde olan bir bölge. Doğal kaynaklar açısından çok zengin. Coğrafi büyüklüğene göre nüfus yoğunluğu oldukça düşük. Öte yandan, St. Petersburg Rusya’nın batıya açılan kapısı. RF’nin kuzeydeki en önemli limanı. Burada çok fazla ekonomik fırsat var, çünkü hızla büyüyen bir pazar. Tabii ki, aynı zamanda, her yerde olduğu gibi yabancı bir ülkede iş yapmanın da birtakım riskleri olduğunu söylemek lazım. Bu riskler RF’de de mevcut. Ancak RF’de özellikle son dönemde iş yapan çok fazla işadamımızın olduğu dikkate alındığında, artık Türk işadamları için RF’de bir iş yapma kültürünün gelişmiş olduğunu söylemek doğru olur. İşadamlarımızın bu tecrübelerini birbirine aktardıklarını biliyorum. Ayrıca, bu sene içinde Başkonsolosluğumuz bünyesinde bir Ticaret Ateşeliği açıldı. Burada iş yapmak isteyecek işadamlarımızın işini en çok kolaylaştıracak etmenlerden birisi de bu. Arzu ettiklerinde işadamlarımız Ticaret Ataşeliğimizle doğrudan temas edebilirler. Buradaki fırsatlar hakkında fikir alabilirler. Ticaret Ataşemiz şehirdeki ekonomik fırsatlar ve iş yapma imkanları hakkında geniş bilgi sahibidir. Öte yandan, burada iş yapan büyük inşaat firmalarımız var. Rönesans İnşaat, uzun yıllardır burada. İçtaş İnşaat halen havalimanının renovasyonu ve Batı Otoyolu’nun inşaatı gibi projeleri yürütüyor. Bunun dışında irili ufaklı pek çok alanda faaliyet gösteren firmalar var. Mesela Şişecam gurubunun görev bölgemizde faaliyet gösteren fabrikaları var. Bunları göz önünde bulundurduğumuz da demek ki Kuzey Batı Fedaral Bölgesinde iş yapılması açısından herhangi bir sıkıntı yok. Ama önemli olan St. Petersburg’a gelerek, buradaki imkanları araştırmak. İşadamlarımız için burada pek çok fırsat var ve Başkonsolosluk olarak işadamlarımıza yardım etmeye hazırız.

Turk-Rus ilişkilerini değerlendirdiğiniz de bugün ulaşılan noktayı nasıl buluyorsunuz?

Bugün Türkiye’yle Rusya arasında herhangi bir siyasi sıkıntı yok; aksine iyi bir işbirliği atmosferi mevcut. Biz de görev bölgemizde, bu işbirliği atmosferine uygun şekilde, ikili ticari, ekonomik ve kültürel ilişkilerin geliştirilmesi için faaliyet gösteriyoruz. Türkiye’yle Rusya arasında ekonomik-ticari ilişkiler gün geçtikçe daha da gelişmekte. Bunun daha da arttırılmasına yönelik bir hedef var. İkili ticaret hacminin 100 milyar dolara çıkarılması hedefi mevcut. Öte yandan, geçen sene 3 milyondan fazla Rus turist ülkemizi ziyaret etti. Türkiye’yi ziyaret edenler,  bizim kültürümüzü öğreniyorlar, Türkiye hakkında daha sağlıklı bilgi sahibi oluyorlar. Bir diğer deyişle, bu tür ziyaretler mevcut ön yargıların ortadan kaldırılmasına imkan sağlıyor. Vizelerin karşılıklı kaldırılması da aynı şekilde ziyaretlerin yoğunluğunu artırdı. Mesela THY haftada dört defa St. Petersburg’dan İstanbul’a uçuyor. Fakat uçuş fiyatlarına ve doluluğa bakınca, bunun yeterli olmadığını anlıyoruz. Aynı şekilde, Türkiye’den St. Petersburg’a pek çok turist geliyor. St. Petersburg’un turistik mekanlarında her zaman pek çok Türkçe konuşan turiste rastlamak mümkün. Özetle, ben de, görev sürem boyunca ikili ilişkilerin daha sağlam temellere oturtulmasını teminen, gerekli kültürel, ekonomik çalışmaları görev bölgemizde yapmaya çalışacağım.

İngilizce ve Fransızca bilen Tanju Bilgiç Ankara Siyasal mezunu. 2001 yılında Padova Üniversitesi’nde (İtalya) İnsan hakları ve Demokratikleşme konulu yüksek lisans eğitimini tamamlayan Bilgiç, 1995’de Amerika-Pasifik ve Uzakdoğu Dairesinde Aday Meslek Memuru, 1997’de Ortadoğu Genel Müdür Yardımcılığında Ataşe, 1998’de Saraybosna Büyükelçiliğinde Üçüncü Katip, 2000’de Kopenhag Büyükelçiliğinde İkinci Katip, 2003’de Avrupa Konseyi Dairesinde Başkatip, 2005’de Avrupa Konseyi Nezdindeki T.C. Daimi Temsilciliğinde Müsteşar, 2008’de Kıbrıs Siyasi İşler Dairesinde Şube Müdürü, 2010’da Kıbrıs Ekonomik İşler Dairesinde Daire Başkanı olarak görev yaptıktan sonra 1 Ekim 2011 tarihinden bu yana St. Petersburg Başkonsolosu olarak görevine devam ediyor.