Osmanlı Sultanının Rus Çariçesi II. Katerina'ya hediye ettiği çadır

Osmanlı Sultanı III. Selim tarafından Rus Çariçesi II. Katerinaya hediye edilen Osmanlı çadırı ilk kez görüntülendi. Uzun yıllar boyunca St. Petersburg’daki bir müzede korunan çadır, günümüzde de ilk günkü güzelliğinden hiçbir şey kaybetmemiş.

Cihan Haber Ajansı tarafından ilk kez görüntülenen çadır, Osmanlı Devletinin Kırımı almak için 19 Ağustos 1787’de Rusya’ya açtığı savaş sonunda imzalanan Yaş anlaşması dolayısıyla Rusya’ya hediye edilmiş. Dönemin Osmanlı Sefiri Mustafa Rasih Paşa tarafından, 1793 yılında St. Petersburg’da Çariçe II. Katerina’ya sunulan çadır, 220 yıl boyunca sapasağlam ayakta kalmayı başarmış.

resim tanımı girin

Çadırı Çar ailesi piknik için kullanmış

Çadırla ilgili açıklama yapan Ermitaj Koruma Altına Alınan Eserler Müzesi Tarihi Halı ve Çadırları Koruma Müdürü Galina Serkina, çadırın hediye edildikten sonra Çar ailesi tarafından çok fazla kullanılmadığını söyledi. Çar üyelerinin çadırı daha çok askeri seferler, avlanmak ve bazende piknik yapmak için kullandığını ifade eden Serkina, “Bu çadır diplomatik olarak hediye edilen ve günümüze kadar ulaşan tek çadır. Biz çadırı tüm diğer malzemeleriyle birlikte sergilemek istedik, ancak bunun için gerekli büyüklükte yerimiz yok. Diğer yandan, müzede savaşlarda kazanılan başka çadırlar da var.” şeklinde konuştu. Serkina, çadırın duvarlarının 6 metre genişliğinde ve 2 metre yüksekliğinde olduğunu da sözlerine ekledi.

Titizlikle korunduğu ve renginden hiçbir şey kaybetmediği gözden kaçmayan çadır direkleri, kurulamadığı için çadırın hemen yanı başında yerlere dizilmiş. Durumu açıklayan Koruma Müdürü, çadırın yakın bir zamanda fotoğraflanmak için yeni baştan kurulacağını ve o zaman çadırı tüm ihtişamıyla görmenin mümkün olacağını söyledi.

Müze akıllı bina sistemiyle korunuyor

St. Petersburg Ermitaj müzesine bağlı “Koruma Altına Alınan Eserler Müzesi”, büyük titizlikle korunuyor. Her tarafı 24 saat boyunca kameralarla korunan müze, akıllı bina olarak dizayn edilmiş. İçerisinde binlerce tarihi eseri barındıran müzede bir odaya girdikten sonra kapılar arkanızdan otomatik olarak kapanıyor ve diğer taraftan sadece elektronik anahtarla açılabiliyor. Bu yüzden her bir bölüme girebilmek için en az üç kapıdan geçmek zorunda kalıyorsunuz. Ayrıca müze özel bir klima sistemine sahip. Buna göre, çatının üzerinde kurulan havalandırma sistemi temiz havayı alıp filtreliyor ve belli bir sıcaklıkta eserlerin bulunduğu odaya üflüyor. Bu sayede eserler nemin veya sıcak havanın etkisinden kurtulmuş oluyor.