Yılmaz Rusya'da konuştu: Halkına zulmeden yönetimlere uluslararası camia müdahale edebilir

Rusya’nın Soçi kentinde Uluslararası Valdai Kulübü’nün düzenlediği "Arap dünyasının transformasyonu ve Rusya’nın çıkarları" adlı konferansta konuşan Eski Başbakan Mesut Yılmaz, iktidarın sorumluluk makamı olduğunu, halkına zulmeden yönetimlere uluslar arası camianın dur deme hakkı olduğunu söyledi.

Mısır, Tunus, Libya’da yaşanan ve Suriye’ye doğru evrilen değişim sürecini değerlendiren Yılmaz, yönetimlerin meşruiyetlerini kaybetmeleri durumunda uluslar arası ve bölgesel örgütlerin devreye girmesi gerektiğini ve son alternatif olarak da uluslar arası müdahalenin gündeme gelebileceğini söyledi. Yılmaz’a göre tüm süreç tamamlanmadan yapılacak müdahaleler ise güçlü ülkelerin, başka ülkelerin içişlerine müdahalesi ile sonuçlanabilecek bir yapıya dönüşme riski de var.

“Uluslararası Valdai Kulübü”nün Soçi'de düzenlediği "Arap dünyasının transformasyonu ve Rusya’nın çıkarları" konulu konferans çalışmalarına başladı. Düyanın farklı ülkelerinden gelen önemli siyasi uzmalar arasında Türkiye’den eski Başbakan Mesut Yılmaz, Dışişleri eski Bakanı Yaşar Yakış ve KEİPA Türk Grubu Başkanı Dr. İsmail Safi de katıldı.

"Arap Baharı" konusunda müzakerelerin yapıldığı konferansın ilk oturumunda konuşma yapan Yılmaz, “Bugün artık ulusal egemenlik kavramı değişmiştir” diyerek ulusal egemenlik anlayışının sadece iç işlerine karışmama, milli sınırlar içerisinde devletlerin egemen olması olarak anlaşılmadığının altını çizdi.

Yılmaz, “Bugün ulusal egemenlik kavramından aynı zamanda ulusal sınırlar içerisindeki insanların haklarının ve özgürlüklerin korunması anlaşılıyor. Bugün artık ulusal egemenlik iktidarlar için hak değil sorumluluk haline geldi. Bu sorumluluğunu yerine getiremeyen ve kendi halkını kitle halinde öldüren ve bastıran rejimlere uluslararası camia tarafından yaptırımlar kabul ediliyor.” yorumunda bulundu.

Ortadoğu teriminin yanlış olduğunu ve bir kenara bırakılması gerektiğine de dikkat çeken Yılmaz, 'Ortadoğu' teriminin İngilizler koloni siyasetine dayandığını dile getirdi. Bu terimin geride kalmasına rağmen günümüzde halen kullanılmasını yanlış bulduğunu belirten Yılmaz, “İngilizler Londra ile Hindistan arasında kolonisine dahil olan bölgeleri belirleme amacı ile bölgeye Orta Doğu demiş, ancak koloninin dağılması ile birlikte bu isim yine de kullanılmaya devam ediyor” diyerek eleştirdi.

Arap baharının meydana geldiği ülkelerin ortak özelliklerinin bulunduğunu, ancak her ülkenin farklı yapıya sahip olduğuna dikkat çeken Yılmaz, "Bu yüzden ‘baharın’ her ülkede farklı sonuçlar doğurmasını beklemek doğru olacak. Asıl bu konunun ayrıntılı araştırmaya ihtiyacı var. Arap baharı 'yeni bir Ortadoğu oluşturma' yerine bölgeyi tamamen birbirinden ayrıştırabilir” uyarısı yaptı.