Rus-Türk ortaklığı 2012’de Suriye testinden geçti

Ekonomik, ticari, siyasi, turizm ve kültürel alanda ilişkileri çok boyutlu ortaklık seviyesine çıkaran Rusya ve Türkiye, 2012’de “Suriye testinden” geçti. Dış politikada farklı bakış açılarını genel ilişki çerçevesinin dışında tutmayı başaran iki ülke yönetimi, 2013 için özellikle iş dünyası açısından çok olumlu mesajlar verdi.

Rusya-Türkiye ilişkileri Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın Türkiye’nin ekonomik sahasından Güney Akım boru hattının geçişine izin veren notayı Rus lider Vladimir Putin’e yılbaşında Moskova’da ulaştırması ile çok olumlu başladı. Başbakanlık binası Beyaz Ev’deki ofisinde Yıldız’ı kabul eden Putin, Türkiye’yi sözünde duran ortak olarak tanımlamış, Güney Akım iznini de yılbaşı hediyesi olarak gördüklerini ifadelendirmişti. 2010’da oluşturulan Üst Düzey İşbirliği Konseyi kurumsal anlamda iki ülke arasında ilişkileri düzenlerken, iş dünyasının karşılıklı olarak toplam 26 milyar doları bulan yatırımları, 2012’de ivme kazandı. Rusya’nın en büyük bankası Sberbank, Denizbank’ı 3,6 milyar dolara satın aldı. Mersin Akkuyu’da inşa edilecek 20 milyar dolarlık nükleer santral için Türkiye’ye para akışı başladı. 2013 sonunda aktarılan yatırımın 2,4 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Rusya’da faaliyette bulunan 3 bine yakın Türk şirketi 100 binin üzerinde istihdam sağlıyor. Türkiye’yi ziyaret eden Rus turist sayısı yıl sonunda 3,5 milyonu aştı. 35 milyar doları bulan toplam ticaret hacmi ise iki ülke arasında belirlenen 100 milyar dolarlık hedefin potansiyelini barındırıyor. İki ülke arasında kısa dönemli ziyaretlerde vize uygulamasının kaldırılması ise her alanda ilişkileri olumlu yönde etkiledi.

Tüm bu gelişmelerle karşılıklı bağımlı hale gelen ilişkiler, 3 Aralık 2012’de Putin’in Türkiye ziyareti ile taçlandı. Yıl boyunca Suriye’de yaşanan gelişmeler nedeni ile iki ülke siyasi ilişkileri zorlu bir süreç yaşadı. Avrupa füze savunma sisteminin parçası olarak Kürecik’te aktif hale gelen radar sistemleri, Türkiye’nin Suriye muhalefetine destek sağlaması, Suriye havayollarına ait uçağın Moskova’dan kalkışının ardından askeri malzeme olduğu gerekçesi ile indirilerek kargoya el konulması ve son olarak da Türkiye-Suriye sınırına yerleştirilecek Patriot füzeleri iki ülke ilişkilerini gerdi. Arap Baharı olarak tanımlanan Ortadoğu’daki gelişmeleri yeni bir nüfuz mücadelesi alanı olarak değerlendiren Moskova, bölgedeki çıkarlarını koruyabilmek için statükodan yana tavır aldı. Dış politikada Türkiye ile farklılaşan algının ise iki ülke ilişkilerini olumsuz yansımasından endişe ediliyordu. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Türkiye’nin uçağı indirmesinin egemenlik hakları içinde olduğunu ifade ederken, Putin Patriotlar için “daha çok yığınak daha çok risk” demekle yetindi. Suriye’ye dış askeri müdahale olmayacağı yönünde garanti alan Moskova, Beşşar Esed sonrası Suriye rejimi ile ilgili daha rahat adımlar atmaya başladı. 40 binden fazla insanın yaşamını yitirdiği iç savaşta 2013’ün ilk aylarında bir çözüm üretilmesi bekleniyor. Suriye’de sağlanacak çözüm ise iki ülke ilişkilerine yeni bir ivme kazandıracak.

2013 çok daha başarılı olacak

Rusya-Türkiye ilişkileri açısından 2012’yi değerlendirdiğimiz Rusya Dışişleri Bakanlığı Diploması Akademisi öğretim görevlisi Türkolog Aslanbek Mozloyev’e göre iki ülke Suriye testini başarılı bir şekilde geçti. İlk defa iki ülke arasında önemli bir konuda görüş farklılıkları olmasına rağmen ilişkilerin geriye gitmesine izin verilmediğini kaydeden Mozloyev, “İki ülke halkları dokusuna yansıyan olumlu ilişkiler var. Siyasi sorunların ilişkileri soğutmasına izin vermiyor. Siyasiler bunu görmezden gelemiyor. Niceliksel birikimler, niteliksel yapıyı değiştiriyor. Artık Soğuk Savaş döneminin ayrı iki kutbunda bulunan ülkeler olarak hareket edemeyiz. Farklı bir doku oluştu. Bölge açısından ortak sorumlulukların olduğunun bilincinde. 2012 bize yakınlık derecesinin stratejik ortaklığa doğru gidebileceğini gösteriyor. İki ülke de karşılıklı olarak milli çıkarların farkına varmaya başladı. Birbirlerinin yazgılarına dokunacak politikalar geliştirmiyor.” dedi. Rus uzmana göre 2013 Rusya-Türkiye ilişkileri açısından çok daha başarılı bir yıl olacak.

Türkiye Rusya’ya düşman değil

Rusya'nın önde gelen uluslarası ilişkiler uzmanlarından Russia in Global Affairs dergisi Genel Yayın Yönetmeni Fyodr Lukyanov, Türkiye-Rusya ilişkilerinin 2012’de başarılı geçtiğini belirtti.

Cihan Haber Ajansı’na konuşan Lukyanov, “2012 yılı iki ülke arasındaki ilişkiler açısından başarılı geçti. İki ülke arasında bazı ufak sorun çıktı. Örneğin Suriye. Ama Türkiye ve Rusya buna rağmen Suriye konusunu rahatlıkla atlattı, ve yoluna devam etti. Rusya Devlet Başkanı Sayın Vladimir Putin’in 3 Aralık Türkiye ziyareti de buna en büyük kanıt. Hatta Suriye uçağının Türk askeri uçaklar tarafından Ankara’ya indirilmesi olayı da ikili ilişkileri etkilemedi. İnanın bu çok sevindirici ve memnuniyet verici. Bu şu anlama geliyor: İki ülke arasındaki karşılıklı bağımlı ilişkiler, özellikle ekonomik ticari bazı siyasi anlaşmazlıkları by-pass edebiliyor. Rusya ve Türkiye uçak olayının fazla üzerine gitmedi. Bugün Güney Akım doğalgaz projesiyle ilgili Rusya Türkiye’nin yardımını da unutmadı. Türkiye’de Mersin nükleer santral inşaatı projesi de ikili stratejik ilişkilere kuvvet veriyor. Ben eminim ki 2013 yıl da böyle başarılı ve daha da başarılı olacak. Çünkü anlatılanların tam tersine Türkiye asla bize düşman değil” dedi.

2012 kısmen başarısız geçti

Moskova Devlet Üniversitesi Bağımsız Devletler Birliği (BDT) ülkeleri Araştırma Merkezi Başkanı Aleksey Vlasov ise, 2012’nin iki ülke arasındaki ilişkiler açısından kısmen başarısız geçtiğini söyledi. Vlasov, “Türk-Rus ilişkilerini ikiye ayırmak lazım: Ekonomik-ticari ilişkiler. Burada hem Rus hem de Türk işadamları için geniş perspektifler var. Karşılıklı ekonomik ilişkiler, yatırımlar artıyor. Turizm konusu da çok önemli ve insani-kültürel ilişkilerimizin artmasına önemli katkı sağlıyor. Türkiye Rus turistleri için ideal bir ülke, koşullar ve servis bakımından.

Gelelim ikinci boyuta. Dış siyaset konusunda son zamanlarda ciddi görüş ayrılıkları ortaya çıktı. Örneğin Suriye konusunda. Ve özellikle Suriya uçağının indirilmesi. Gerçi son zamanlarda Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri bakanı Ahmet Davutoğlu’nun demeçlerinin yumuşadığını gözlemliyoruz. Erdoğan, Putin’in Suriye ile ilgili argümanlarını da göz önünde bulunduruyor. Her iki taraf da siyasi çözümden yana ve Türkiye de Kremlin’in hangi çözümden yana olduğunu da gayet iyi biliyor. Dış müdahale olmadan siyasi çözüm. Dolayısıyla Suriye sorunu nedeniyle 2012 yılını iki ülke ilişkileri açısından yeterince başarılı bulmuyorum. 2013 daha iyi olabilir.” temennisinde bulundu.