İhsanoğlu, Lavrov'la görüştü: Suriye'de mezhep farklılıkları siyasi çıkarlar için kullanılıyor
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreteri Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu ile Moskova’da bir araya geldi. Lavrov ve İhsanoğlu Dışişleri Bakanlığı resmi rezidansında bir araya geldi. İkili görüşmede Suriye’de yaşanan krize bir an önce çözüm bulunması ve Cenevre’de yapılacak uluslar arası konferansı ele aldı.
Görüşmelerin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Lavrov, Suriye’nin silahlı muhalefetine verilen desteğin devam ettirilmesinin hiç bir sonuç vermeyeceğini iddia etti. Lavrov, “Hepimizin şunu anlamamız lazım, siyasi süreci desteklemekten yanayız. Bu takdirde herkesi masa etrafına oturtmamız lazım. Ya da rejimi mi değiştirmek istiyoruz. Suriye Özgür Ordusu ve Amerikan yetkililerinin, yeryüzünde askeri dengenin eski haline getirilmesi için silahlı muhalefete desteğin devam ettirileceği yönündeki açıklamaları bizi endişelendiriyor. Bu bir çıkmaz sokak. Bu bitmeyen lanetli şiddetin devamı.” dedi.
Suriye krizine uluslararası boyutta müdahalelerin artmasına karşı çıktıklarını tekrarlayan Lavrov, “Bin olmasa bile, yüzlerce silahlı insan hükümet ordusuna karşı savaşıyor. Üstelik sadece bölge ülkelerinden değil, aynı zamanda Avrupa ülkelerinden de. ABD yetkilisine göre hükümet ordusu savaş meydanında zorluklar yaşıyor ve desteğe ihtiyacı var. O zaman bu mantığa göre, onlara karşı iyi eğitilmiş askeri birlikler savaşıyor. Bilgilere göre onları yabancı uzmanlar eğitti. Eğer bunlar doğruysa o zaman El Kuseyir olayını sivil halka yönelik operasyon gibi kınama çağrıları çok ikiyüzlülük.” diyerek sert eleştirdi.
Suriye’deki sivil halkın kaderinden çok endişe duyduklarını belirten Rusya Dışişleri Bakanı, savaşan tüm tarafları uluslar arası hukuka saygılı olmaya davet etti.
Lavrov’a göre, Suriyeli taraflara geçiş döneminin parametreleri konusunda yardım edebilecek tüm ülkelerin Cenevre-2’e katılması lazım. İhsanoğlu ile ağırlıklı olarak Suriye konusunu görüştüklerini belirten Lavrov, “Suriye konusunda çok konuştuk. Uluslar arası Cenevre konferansının yapılması hususunda Moskova ve Washington’un girişimi ile çalışmalar yapılıyor. Ortaya çıkan ve çözülmesi gereken zorlukları konuştuk. İİT ile ortak tutumuz şudur: Dış oyuncular barış sürecinin başlamasına, hem hükümet hem de tüm muhalif grupların görüşmeler yapması için yapıcı odaklanmanın sağlanmasına yardımcı olsun.” dedi.
Konferansta Suriye muhalefetinin daha geniş şekilde temsil edilmesi hakkının verilmesinden yana olduklarını vurgulayan Lavrov, “İran ve Mısır dahil Suriye’nin tüm komşularının da en geniş şekilde temsil edilmesi hakkı tanınmasını istiyoruz. Bu ülkeler, geçiş dönemin parametreleri hususunda hükümet ve muhalefet arasında mutabakat sağlanmasına katkı sağlayabilir.” dedi.
Lavrov, İhsanoğlu’nu Ekim ayında Rusya’ya davet etti
İhsanoğlu’nu Rusya’ya davet eden Lavrov, “Sayın İhsanoğlu’nu Ekim ayında Kazan’da Rusya Federasyonu ve İİT ülkeleri arasındaki 5. uluslar arası ekonomik işbirliği zirvesine bekliyoruz.” dedi.
İİT’DEN CENEVRE-2’YE DESTEK
Daha sonra konuşan İİT Genel Sekreteri, “Genel Sekreter olarak bu Moskova’ya üçüncü ziyaretim. İİT gözlemci üyesi olarak Rusya’nın önemini ifade etmek isterdim. Bu örgütte sürekli misyonu bulunan ilk devlet ve sürekli siyasi istişarelerin yapılmasını devam ettiriyoruz. Bugün İİT üyesi ülkeler, Orta Doğu ve özellikle Suriye’de yaşanan çeşitli gelişmeleri masaya yatırdık. Suriye toprak bütünlüğü ve egemenliğinin korunması ve askeri müdahale olmadan sorunun çözülmesi üzerinde durduk. Suriye krizinin siyasi çözümü için çalışıyoruz ve dolayısıyla Cenevre-2 konferansına her türlü destek veriyoruz.” dedi.
Cenevre konferansının Suriye’de yaşanan kanlı çatışmaları ve şiddeti durdurabileceğine inandıklarını vurgulayan İhsanoğlu, katkılardan dolayı Rusya’ya teşekkür etti. Sorunun çözümü bağlamında katılımcılardan büyük çaba beklediklerini kaydeden İİT Genel Sekreteri, “Umarım ki Rusya ve ABD durumla ilgili ortam tutum sergiler. Suriye’de durum kötüye doğru gidiyor. Her zaman şunu söylüyoruz, durum tüm bölgeyi etkiler. Sayın Lavrov’un konuşmasını dinledim ve Cenevre-2 konferansı konusunda Rusya’nın yapıcı rolünü çok yüksek değerlendiriyorum.” dedi.
“ESED’LE GÖRÜŞMELERİMDEN SONUÇ ALAMADIM”
İhsanoğlu, “Nisan 2011’de Suriye’de durumun kötü gitmeye başladığı zaman Suriye lideri Beşşar Esed’e özel mektup yazarak yaşanan gelişmeleri gözden geçirmesi ve reformlar yapmasını rica ettim. Mektubun yanısıra şahsi girişimlerde de bulundum. Buna rağmen hiç bir sonuç çıkmadı. Geniş çaplı çatışmalar çıkınca durum daha da kötüleşti. Bugün öyle bir noktaya geldik ki kurban sayısı artıyor.” şeklinde konuştu.
Dinler arası çatışmalara yol açmaması için İİT olarak çaba harcadıklarını anlatan İhsanoğlu, “Moskova’da İslam ve Müslümanların dinler arası savaştan yana olmadığını vurgulamak istiyorum. İslam’ın tarihinde şiddet yoktur ve biz şiddete karşıyız. Bugün yaşanan çatışmalar siyasi ve jeopolitik çıkarlar nedeniyle. Ayrıca bu çatışmaları, bazı tarafların dinle alakası olmayan kendi çıkarı kavgası olarak görüyorum. Yaşananlar İslam’la bir bağlantısı yok. Bunlar dünya kamuoyunda İslam’a en büyük zarar veriyor ve buna karşıyız.” dedi.
Suriye’nin İİT üyeliğini askıya aldıklarını kaydeden İhsanoğlu, dolayısıyla Suriye’yi zirveye çağırmadıklarını belirtti. İhsanoğlu, “Bu hukuki bir gerekçe.” dedi.
ÇATIŞAN TARAFLAR, MEZHEP FARKLILIKLARINI ÇIKARLARI İÇİN KULLANIYOR
Bir soru üzerine Sünni ve Şiiler arasındaki mezhep farklılığının tıpkı Hristiyanlıktaki Ortodoks ve Katolikler gibi olarak kıyaslayan İİT Genel Sekreteri, “Bu insanlar asırlardır birlikte yaşadı. Özellikle Bağdat’ta. Ayrıca dünyanın her yerinde birlikte yaşayan Sünni ve Şiiler arasında farklı mezhebe ait oldukları gerekçesiyle hiç bir silahlı çatışma çıkmadı.. Bence Irak’ta dini hususlara göre siyaseti oluşturmak en büyük hata.” dedi.
İhsanoğlu, Suriye’de çatışan tarafların İslam’ın çeşitli mezheplere ait olduğunu belirterek amaçlarının başka çıkarlar olduğunu tekrarladı. İİT Genel Sekreteri, “İslam dünyasında terörün ve radikal tırmanması oluyor. Siyasi ve dini alanını ayırmamız lazım. Bunları yapmazsak çok sorunlar ortaya çıkacak. Şiddet, fanatizm ve başka. Ve Mali, Nijerya ve Afganistan gibi ve başka yerlerde meydana gelenler buna örnek.” dedi.