Rus gazeteci: Türkiye’de yaşananlar Ukrayna Maydan’ından fırtınalı
Rusya’nın etkili gazetelerinden Argumenti i Faktı (AİF) yazarı Olga Kostenko-Popova, Türkiye’de yerel seçimleri gözlemledi ve izlenimlerini okuyucuları ile paylaştı.
Türkiye’de Twitter ve Youtube’nin yasaklandığına dikkat çeken yazar, Türkiye’nin yolsuzluk skandalları ile sallandığını yazdı. Türkiye’de yaşananların Ukrayna’da Maydan’dan daha fırtınalı olduğunu ve Türkler için konunun şaka olmadığını vurgulayan Kostenko-Popova, “Bazen sosyal ağlar kapatılıyor, bazen de yolsuzluğu örten savcı ve polisler övülüyor. Daha sonra değiştiriliyor ve rüşvetçileri yakalayanları içeri atıyorlar.” ifadelerini kullandı.
Ocak ayında Maydan’da yaşananlara tanıklık ettiğini anlatan yazar, “3 ay sonra İstanbul’un Taksim meydanındayım. Burası isyancı Ukrayna meydanının Türk benzeri, Allah’tan daha sakin. Küstahça etrafa dağılmış şişman Türk kedileri uyuyor.” bilgisini verdi.
Türkiye’nin bugün artık tatil kıyılarında hareketli turizm ülkesini hatırlamadığına ima eden yazar, Türkiye’nin siyasi gelişmelere gebe olduğuna dikkat çekti: “Türkiye hakkında bildikleriniz tüm ne varsa unutunuz gitsin. 5 yıldızlı oteller, havlular, 15 çeşit tatlı, kürkler ve hepsi artık dünde kaldı. Dış ve iç politikada inanılmaz şekilde değişti. Türkiye uluslar arası arenada güçlü şekilde kendinden söz ettiyor.”
Gazeteye görüşlerini aktaran Rusya’nın Ortadoğu ve Kafkaslar uzmanı Stanislan Tarasov, Türkiye’nin bariz şekilde giderek geliştiğine işaret etti. Tarasov, “Siyasi olaylara rağmen hükümet güçlü ekonomik blok çalışıyor. Ülke kalkınıyor, işsizlik azalıyor, halkın sosyal statüsü artıyor. Bir zamanlar Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ülkenin tamamen laik olmasını istedi. Dini devletten ayırdı. Bunun sayesinde laik demokrasi yollarla hızlı tempoyla gelişmeye başladı. Atatürk’ün ölümü ve İkinci Dünya Savaşı’nın ardından çeşitli şekillerde İslam’ın tekrar canlanması başladı.” yorumunda bulundu.
“Erdoğan, Stalin’e benzetiliyor”
Yazar Kostenko-Popova ise, Erdoğan’ın söylemleriyle dikkat çektiğini ifade ederek, “Erdoğan iktidara geldikten sonra ılımlı İslam giderek daha sert şekilde gelişmeye başladı. Bariz ekonomik gelişmeye rağmen laikliği tadan Türklerin hoşnutsuzluğuna neden oldu. Neticede “Avrupalı Türkler” ve “Yeni İslamcılar” arasındaki sürekli tartışmalar başka bir boyuta, Erdoğan aleyhine ses kayıtlarının internet kaynaklarında yayınlanması boyutuna taşındı. Türklerin çoğu Erdoğan’ı Stalin’e (SSCB lideri) benzetiyor. Erdoğan sinirli şekilde sıkı uygulamalara başladı.” dedi.
17 Aralık’ta patlak veren yolsuzluk skandalının hükümet için beklenilmez bir operasyon olduğunu vurgulayan yazar, “Erdoğan eski yandaşı mütefekkir ve hayırsever Fetullah Gülen’e karşı savaş açtı. Fakat Türkiye gelişmişliğin çoğunu ona borçlu.” yorumunda bulundu.
Erdoğan’ın sosyal medyaya karşı mücadele ettiğini kaydeden AİF yazarı, “Biliyor musunuz, en çok beni ne etkiledi: Erdoğan’ın “toplu kıyımına” rağmen Türkiye’de ifade özgürlüğü, daha doğrusu görüşünü serbest söyleme özgürlüğü. Erdoğan televizyon kanallarından parçaları mı çıkardı? Türk gazeteciler topluca sosyal ağlara yöneldi. Bir sosyal ağı kapattı, onun aleyhine kayıtlar başka sosyal ağa sızdı.” dedi.
Sosyal ağları kapatan Erdoğan’ı köprü ve havalimanı kurtaramaz
Yazar yolsuzluk skandalı nedeniyle milletvekili Muhammed Çetin’in AKP’den istifa ettiğini hatırlatarak medyada haberlerin artık süzgeçten geçirildiğini aktardı. Putin-Erdoğan telefon görüşmesini örnek veren Kostenko-Popova Türk gazeteci Mustafa Akyol’a şunu soruyor: “Bizim haberlerde deniliyor ki başbakanınız Putin’i arayarak Kırım’ın işlerine karışmasının doğru olmadığını, Tatarları bırakmak istemediğini ve genelde Rusya ile ilişkileri bozmak istemediğini ifade etti. Peki sizin haberlerde ne diyor?.”
Akyol sinirlenerek, “Bizim haberlerimizde ise şu denildi: Putin Kırım’a destek için Erdoğan’ı aradı, Erdoğan ise ona Tatarların Maydan’dan yana olduğunu, dolayısıyla İstanbul’un da onlardan yana olduğu.” cevabını verdi.
Türkiye’nin son yaşanan gelişmelerle geriye gittiğini ima eden Rus yazar, “Erdoğan Gülen’le mücadele ederek okul ve hayırsever kurumları kapatıyor, sosyal ağları bloke ediyor... Eğer Stalinci bıyıklarını hareketlendirerek böyle yapmaya devam ederse bu durumda Türkiye’de kalkınmayı ne İstanbul boğazındaki eşi değeri bulunmayan 3. köprü ve ne de Erdoğan’ın inşaatında ısrar ettiği İstanbul’un 3. havalimanı kurtaracak.” eleştirisinde bulundu.