Ukrayna'da barışı tehdit eden 5 kırılma noktası
Doğu Ukrayna’da ateşkes ve barışın sağlanması için 12 Şubat’ta 18 saat süren görüşmelerin ardından varılan anlaşmanın uygulanması ile ilgili taraflar endişelerini koruyor. 15 Şubat 00.00’dan itibaren susacak silahlar, iki hafta içinde belirlenen sınır hattının gerisine çekilecek. Ay sonuna kadar da tüm esir ve rehineler karşılıklı olarak serbest bırakılacak. İnsani yardımlar ve bölgenin yeniden inşası ile birlikte Donbas’ın statüsü belirlenecek. Anayasa değişikliğinin ardından 2015 sonuna kadar Donbas’ta yerel seçimler yapılacak ve Rusya sınırı Kiev yönetiminin kontrolüne geçecek. Aşamalı olarak ilerleyecek anlaşmanın her bir adımın da süreç ciddi kırılma riskleri barındırıyor.
Belarus’un başkenti Minsk’te bir araya gelen Rusya, Ukrayna, Almanya ve Fransa liderleri tarihi uzunluktaki zor müzakereler sonunda bir metin ortaya çıkarmayı başardı. ABD, Rusya ve ayrılıkçılar açısından sözden çok uygulamaya bakacaklarını açıklarken, Brüksel’den gelen yorumlar anlaşmanın uygulanmasını ümit ettikleri yönünde. Uygulama aşamasında zorlukların yaşanması durumunda Rusya’ya ek yaptırımların uygulanacağı hatırlatması da yapılmaya devam ediyor.
İlk kırılgan nokta ateşkesin tam olarak uygulanması ile ilgili. Donbas’ta savaşan milis güçlerin önemli bir kısmı paralı askerlerden oluşuyor. Bölgede stratejik noktalarda kontrolü ele geçirmeyi planlayan ayrılıkçı güçlerle Ukrayna ordusu arasında çatışmalar anlaşmaya rağmen hız kesmedi. Ukrayna askeri operasyon sözcüsü Andriy Lisenko, son 24 saatte 11 Ukrayna askerinin öldüğünü ve 40’dan fazla askerin de yaralandığını açıkladı. Ayrılıkçı bölge Donetsk yetkilisi Eduard Basirin ateşkese kadar Debaltseve ve Mariupol’da kontrolün sağlanması yönünde emir aldıkları iddialarını cevapsız bıraktı. Kremlin sözcüsü Dmitri Peskov, Ukrayna ordusunun Debaltseve’de kuşatmayı yararak ateşkesi ihlal edebileceği uyarısında bulundu. 19 Eylül’de imzalanan ilk Minsk Anlaşması ve sonrasında Ukrayna Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko’nun ilan ettiği diğer ateşkes ilanları uzun vadeli olamadı.
İkinci olarak, ağır silahların geri çekilmesi, esir takası ve genel af ile ilgili de sıkıntı yaşanma ihtimali yüksek. Ayrılıkçı gruplar Ukrayna ordusuna ait ağır silahların öncelikle çekilmesini istiyor. Süreçte objektif denetim yapacak AGİT gözlemcilerinin yeterli olamayacağından endişe ediliyor. Siyasi ve askeri tutuklularla kaçırılanların listeleri tam belli değil. Çatışmalarda yaşamını yitirenlerin bir kısmı da kayıp ya da rehin listesinde yer alıyor. Kiev’e göre genel aftan insanlık suçu işlemiş olanlar yararlanamayacak.
Üçüncü olarak en büyük sorun Donbas’ın statü sorunu. Donetsk ve Lugansk’ın iki ayrı bölge olarak mı tanımlanacağı, ya da özel statünün hangi yetkileri içereceği tartışma konusu. Ayrılıkçı grup temsilcileri Rusya dahil üçüncü ülkelerle uluslar arası anlaşma yapma hakkı istiyor. Ukrayna Cumhurbaşkanı Poroşenko anlaşma çerçevesinde federasyon ya da özerklik konusunun yer almadığını açıkladı. Kiev’in yapacağı anayasa değişikliğinde bölgenin statüsünün nasıl tanımlanacak müzakereler sonucunda belli olacak. Sonrasında yerel seçimler yapılacak ve yönetim belirlenecek. Ukrayna Dışişleri Bakanı Pavel Klimkin, Ukrayna parlamentosunda yaptığı açıklamada Donbas’ın statüsü ile ilgili hukuki bağlayıcılığı olan bir yükümlülük almadıklarını, bunun anayasa reformu çerçevesinde ele alınacağını söyledi. Zorlu süreçte Kiev yönetiminin ayakta kalması ve yasal reformları yapabilmesi çok büyük riskler barındırıyor.
Dördüncü sorun ise Rusya sınırının kontrolü. Ukrayna Başbakanı Arsenıy Yatsenyuk, Rusya-Ukrayna sınırının kapatılmasının Minsk Anlaşması’nın temel maddesi olduğunu söyledi. Rusya’nın bu süreçten kaçacağı iddiasında bulunan Yatsenyuk, “Bizim hedefimiz Donetsk ve Lugansk’ta kontrolü sağlamak. Ukrayna hükümeti teröristlerle konuşmak istemiyor. Burada temel konu Ukrayna-Rusya sınırında kontrolü sağlayabilecek miyiz?” eleştirisinde bulundu. Anlaşmada Donbas’te yeni düzenin kurulmasından sonra sınırın kontrolünün Kiev’e devri öngörülüyor.
Beşinci temel sorun ise Ukrayna’nın tarafsız statüsünde yapılan değişiklikle ilgili. Ukrayna’da yaşanan savaş sadece Donetsk ve Kiev arasında basit bir kriz değil. Soğuk Savaş sonrası dönemde Rusya ve Batılı ülkeleri karşı karşıya getiren en derin jeopolitik kriz alanı. Kiev tarafsız statüsünde değişikliğe giderek NATO ile ilişkileri geliştirme kararı aldı. Eski Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç AB ile işbirliği anlaşmasını onaylamadığı için devrilmişti. Kırım’ın Rusya’ya ilhakının ardından toprak bütünlüğünü koruyamayan Ukrayna, yeniden NATO üyesi olmaya kalkarsa sıcak çatışmalar alevlenebilir. Ukrayna Cumhurbaşkanı Poroşenko gelinen noktayı şu şekilde özetledi: “İllüzyon yapmak istemiyorum. Barışa ulaşmadan önce çok uzun bir yolumuz var. Hiç kimse Minsk’te imzalanan anlaşmanın tamamı ile uygulanacağından emin değil… Bu yolun bizi barışa götürmesini ümit ediyorum.”