Erdoğan'dan IŞİD petrolü yorumu: Bunu nasıl söyler, yazıklar olsun

  1. Muhtarlar Toplantısı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Rusya ile ilişkilere yönelik açıklamalarda bulundu. Erdoğan, IŞİD'den petrol alındığı iddiasına sert cevap vererek "IŞİD'den petrol aldığımızı iddia edenler ispatla mükelleftir, ispat edemeyenler müfteridir. Kimse bu ülkeye iftira atamaz."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, muhtarlarla buluştuğu toplantıda konuştu. Erdoğan, "IŞİD'in en büyük destekçisi Esed rejimidir. Şimdi diyorlar ki IŞİD'ten Türkiye petrol alıyormuş. Yetkili makamlarda olanlar bunu söylüyor. Çok ayıp yazıklar olsun. Türkiye şu anda petrolünü de doğalgazını da aldığı yerler bellidir. Bu noktadaki en büyük ithalatı Rusya'dan yapıyoruz. IŞİD'ten bizim bu şekilde petrol aldığımızı iddia edenler bu iddialarını ispatla mükelleftir. Aksi takdirde bu ülkeye kimse iftira atamaz. Ben onları müfteri olmakla sıfatlandırırım. IŞİD çıkardığı petrolü Esed'e satıyor Esed'e destek verdiğiniz Esed ile bunları konuştum. IŞİD'in hem silah hem finans gücünün arkasında illa bir yer aranacaksa ilk bakılacak yer Esed rejimi olmalıdır" dedi.

Rus askeri uçağın düşürüldüğü haberlerinin ardından konuşan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin "Büyük miktarda petrol militanlar tarafından Türkiye'ye geçiriliyor. IŞİD'in elindeki milyarlarca dolar kaçak petrol satışından elde ediliyor. NATO'nun IŞİD'in çıkarlarına hizmet etmesini mi istiyorsunuz?" açıklamasında bulunmuştu.

'Rusya'nın açıklamalarını üzüntüyle takip ediyoruz'

Sınıra doğru gelen uçağın milliyetinin bilinmediğini ifade eden Erdoğan, "Uçağın hangi ülkeye ait olduğu ancak olaydan sonra anlaşılmıştır. İnanın bana, Suriye'deki tüm hadiseler gibi bu olay da bizi ziyadesiyle üzmüştür. Çünkü biz en başından beri bölgede kimse ölmesin, kimsenin burnu kanamasın diye uğraşıyoruz. Konuyla ilgili teknik izahı Genelkurmay Başkanlığımız ve Dışişleri Bakanlığımız tarafından Rusya başta olmak üzere ilgili tüm ülkelere ve kurumlara yapılmıştır. Buna rağmen, Rusya tarafından yapılan açıklamaları ve konuyla ilgisi olmayan alanlarda ortaya konan tepkileri üzüntüyle takip ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin Rusya ile Stratejik Ortaklığın olduğunu ve bunun dayanışmayı gerektirdiğini kaydeden Erdoğan, "Bu birlikteliğimiz, bizim birbirimizi tehdit etmemizi gerektirmez. Bu bizi üzmüştür. Kaldı ki aidiyeti, milliyeti belli olmayan uçakların uyarılmasın rağmen bizim hava sahamızı ihlal etmesi, daha önce bunun üç dört kez yapılmış olması artık tabii ki bir güvenlik nedeniyle atılmış bir adımdır." diye konuştu.

'Rusya'yı bir ihlal olmadan hedef almamız için bir sebep yok'

"Biz bölgede yeni gerilimler çıkarmak değil, barışı ve huzuru temin etmek için çabalıyoruz. Çok yönlü ve çok güçlü ilişkimizin olduğu Rusya'yı herhangi bir sınır ihlali olmadan hedef almamız için bir sebep yoktur. Rusya ile Suriye politikasında anlaşamıyor olmamız başka bir şeydir, angajman kurallarımızın işletilmesi başka bir şeydir." diyen Erdoğan, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Dikkat edilirse, bizim çabalarımız Suriye sınırlarımızı DAİŞ ve diğer terör örgütlerinden arındırma amacına yöneliktir. Esed rejimine karşı mücadele eden muhalif unsurların desteklenmesi uluslararası meşruiyete haiz bir çabadır. Esed rejimi ve terör örgütlerinin desteklenmesi ise tamamen ilgili ülkenin kendi kararıdır. Uluslararası meşruiyete sahip değildir."

'Aynı ihlal bugün yapılsa Türkiye aynı karşılığı verir'

Bayırbucak Türkmenleri ile Esed rejimine karşı mücadele eden ılımlı muhalif grupları desteklediklerini ve desteklemeye devam edeceklerini ifade eden Erdoğan, bunların mazlum ve mağdur olduklarını kaydetti. Erdoğan, "Ne Rusya'ya ne de başka bir ülkeye karşı doğrudan askeri bir müdahalemiz söz konusu değildir. Herkesten egemenlik haklarımızı gözetmesi ve bu haklarımıza hassasiyet göstermesini bekliyoruz. Tüm dünyanın bizim haklı olduğumuzu kabul ettiği bir hadisenin siyasi ve ekonomik ilişkilerimizi kapsayacak şekilde genişletilmesini doğru bulmuyoruz. Aynı ihlal bugün yapılsa Türkiye yine aynı karşılığı vermek durumundadır. Bu konuda ihlale maruz kalan değil, ihlali yapan ülkenin kendisini sorgulaması, hadisenin tekerrürünü önlemek için tedbirlerini alması lazım." dedi.