"Putin'den Erdoğan'a: Ben Esed’in avukatı değilim"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Reuters'a konuştu. Erdoğan, Suriye'de son durum, Reza Zarrap ve ABD ile ilişkilere dair açıklamalarda bulundu.
Suriye’ye dair hala bir umut olup olmadığının ve durumun iyileşeceğini düşünüp düşünmediğinin sorulması üzerine Erdoğan, şunları söyledi:
"Zaten Esed bir çözüm adresi değil ki. Suriye’nin Esed’den kurtulması lazım ki çözüme yürüyelim. Esed orada kaldığı sürece asla Suriye’de çözüm olmaz. Suriye’yi bu hale getiren o. Devlet terörü estiren o. Onunla beraber nasıl olacak da Suriye barışı yakalayacak? Kendi halkına, kendi vatandaşına tanklarla, toplarla saldıran, uçaklarla, varil bombalarıyla, kimyasal silahlarla halkını öldüren bir insan çözüm aracı olabilir mi? Biz bugüne kadar hep söyledik, Esed’siz çözüm. Dediler ’Kim, DEAŞ mı?’ Ya size DEAŞ’ı kim söyledi? DEAŞ’a karşı en büyük mücadeleyi veren biziz. Şu ana kadar biz DEAŞ’tan binlerce insanı öldürdük. Niye? Çünkü onlar İslam’ın temsilcisi olamaz. İslam için onlar birer yüz karasıdır. İslam’la DEAŞ’ın yakından uzaktan alakası yok. Bunu bir defa Müslümanların kabul etmesi lazım. Ve asla savunmasız insanlara silah sıkmaya, onları öldürmeye ister Müslüman olsun ister olmasın kimsenin hakkı yok. DEAŞ bunları yapmıştır."
"Dolayısıyla burada atılması gereken adım, ben bunu Sayın Putin’le görüştüm, Sayın Trump’la telefonda görüştüm, Sayın Obama’yla zaten çok görüştüm ama hiçbir netice alamadım. Şimdi bu dönemde görüşeceğiz ve diyoruz ki burada adımı gelin öyle bir atalım ki buranın kaderini Suriye halkı kendisi belirlesin. Demokrasi bu değil mi? Eğer demokrasi buysa bırakalım kararı Suriye halkı versin. Biz ne yapalım? Biz güvenliğini sağlayalım. ABD, Türkiye, Suudi Arabistan, Katar, İran, hep beraber bir araya gelelim sandıkları getirelim Suriye halkı liderini seçsin. Partisini belirlesin. Öyle ülkeler var ki 20-30 tane parti var, burada da belki o kadar kurulacak. Bırakın kursunlar. Seçim yapılsın, sandıktan kim geliyorsa hepimiz ona ’Başımız gözümüz üstüne’ diyelim, işi bitirelim ama ne yazık ki hep bize şunu söylediler ’DEAŞ gelir.’ Ya sanki Esed’in yaptığı DEAŞ’tan iyi mi?"
Putin'in bizimle paylaşamadığı şeyler olabilir
Türkiye’de 3 milyon, Lübnan’da 1,5 milyon ve Ürdün’de de 1 milyon sığınmacı bulunduğunu hatırlatan Erdoğan, bu insanların kendi topraklarından kaçtıklarını ve bunun sebebinin de Esed olduğunu söyledi. Erdoğan, artık kalkıp da "Esed’li mi Esed’siz mi?" gibi bir tartışma yapılamayacağını, yapılırsa yazık olacağını ifade etti. Suriye halkının liderini kendi belirlemesi konusunda hiçbir tereddüdü olmadığını belirten Erdoğan, bunun için çok da ideal isimler olduğuna dikkati çekti. "Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in ise bunu dinlemediği" yorumu üzerine Erdoğan, şunları kaydetti: "Sayın Putin hatta bana şu ifadeyi bile kullanmıştır, ’Yani Erdoğan beni yanlış anlama, ben Esed’in avukatı değilim.’ demiştir. Bunu bana Sayın Putin söyledi ama demek ki başka bazı şartlar, gelişmeler vesaire, bizimle paylaşamadığı şeyler olabilir ama şu anda Trump, Putin, biz, hatta İran, Suudi Arabistan, Katar çünkü bu işin içinde aktif roller aldıkları için, hep birlikte otururuz, konuşuruz ve bizler yardımcı oluruz. Ama nihai kararı bırakalım Suriye halkı versin diyorum."
Reza benim babamın oğlu değil
Öte yandan Erdoğan, ABD'de tutuklanan İranlı iş adamı Reza Zarrap hakkında, "Reza Zarrab benim babamın oğlu değil ama benim bir vatandaşımdır. Dolayısıyla devletlerin, yöneticilerin herhalde bir görevi de kendi vatandaşlarının hukukunu korumaktır. Eğer varsa bir suçu bunlar bizim Adalet Bakanlığı'mıza da bildirilir. Ve gereği yapılır." diye ifade etti.
Hakkında rüşvetten kara para aklamaya kadar çeşitli iddialar olan Zarrab, 17 Aralık soruşturması’nda kilit isim olarak gözaltına alınmış, 70 gün tutuklu kaldıktan sonra suç vasfının değişme ihtimali doğduğu gerekçesiyle tahliye edilmiştir.
19 Mart 2016'da Amerika Birleşik Devletleri'nin Miami kentinde banka dolandırıcılığı ve kara para aklamanın yanı sıra ABD'nin İran'a yönelik ambargosunu delmek suçlamaları ile göz altına alınmış, ardından mahkeme tarafından 75 yıla kadar hapis istemiyle tutuklanmıştı.
Haberrus