Rıza Sarraf meselesiyle S-400'ler arasında bir bağ olabilir mi?
Milliyet gazetesinin eski Moskova muhabiri Cenk Başlamış, Rıza Sarraf'ın tutuklanması ve geçtiğimiz günlerde eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan hakkında ABD'de tutuklama kararı çıkarılmasının, Rusya'dan alınması planlanan S-400 füze savunma sistemleriyle bağlantılı olabileceğini yazdı.
medyagunlugu.com adlı internet sitesinde yayınlanan "S-400'ler, Sarraf ve Çağlayan" başlıklı yazının tamamı şöyle:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın S-400'lerle ilgili son açıklamasına bakılırsa Türkiye ile Rusya arasındaki füze pazarlığı son düzlüğe girmiş görünüyor.
Erdoğan, Kazakistan dönüşü gazetecilerin sorularını yanıtlarken, "Arkadaşlarımız imzalarını attılar. Bildiğim kadarıyla kaporayı da verdiler. Bundan sonraki süreç de zaten Rusya'dan bize aktarılacak kredi ile ilgili devam edecek bir süreçtir. Gerek Sayın Putin, gerekse şahsımın bu konuda kararlılığımız var" dedi.
Sputnik'e göre, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in askeri teknik işbirliğinden sorumlu danışmanı Vladimir Kojin de, "Kontrat imzalandı, yerine getirilmesi için hazırlanıyor. Biliyorsunuz, S-400, bir dizi teknik aracı içeren çok komplike sistemlerden biri. Bu nedenle burada pek çok ince ayrım var" sözleriyle benzer bir açıklamada bulundu.
Uzun süredir gündemde bulunan S-400'lerle ilgili olarak Türkiye'nin dört batarya için Rusya'ya yaklaşık iki milyar dolar ödeyeceği konuşuluyor.
Türkiye'nin önemli koşullarından biri olan teknoloji transferi konusunda Rusya'nın engel çıkarması beklenmiyor. Buna karşılık, füzelerin alımı için Rusya'nın Türkiye'ye vereceği krediyle ilgili olarak henüz son nokta konulmamışa benziyor.
Her ne kadar askeri bir konu gibi görünse de silah alımlarının aslında siyasi bir karar olduğu kuşku götürmez bir gerçek. Hele hele söz konusu Türkiye'nin Rusya'dan hava savunma sistemleri alması olduğunda "siyasi karar" tespitinin altını kalınca çizmek gerekiyor.
ABD başta Batı dünyası ile özellikle 15 Temmuz darbe girişiminden bu yana ciddi sıkıntılar yaşasa da Türkiye hala Batı ittifakının bir parçası.
Dolayısıyla NATO'nun Sovyetler Birliği'nin dağılmasından bu yana çembere alıp sıkıştırmaya çalıştığı Rusya'nın Türkiye'ye füze sistemleri vermesinin stratejik anlam taşıması ve sonuçlar doğurması kaçınılmaz. Zaten Moskova'da yapılan yorumlarda füze alımına nihai noktanın konmasının Türkiye'nin NATO'dan uzaklaşarak Rusya'ya yakınlaşması anlamına geleceği belirtiliyor. Örneğin, Rus askeri uzman Konstantin Sitkov, "Türkiye, S-400'leri kararlılıkla istedi ve sözleşme imzalandı. S-400'lerin bu ülkeye sevk edilecek olması, Türkiye'nin askeri açıdan NATO'ya değil, Rusya'ya yönelmeye başladığını gösteriyor" diyor.
15 Temmuz sonrası gündemin ilk sıralarına tırmanan, ancak bir süre sonra unutulan "Türkiye yörünge mi değiştiriyor" sorusunun şimdi bir kez daha gündeme gelmesi kaçınılmaz. Çünkü manzara çok net: Türkiye üyesi olduğu savunma ittifakının "düşman" gözüyle baktığı ülkeden hava savunma sistemi satın alıyor. Ayrıca konunun bir başka çok önemli yönü daha var: Türkiye Rus füzelerini Rusya'ya karşı kullanamayacağına göre kime karşı kullanacak?
Türkiye'nin S-400 meselesiyle, kendi hava savunma sorunlarını çözmek dışında, uzun süredir arasının açık olduğu ABD'nin sinirleriyle oynadığı da çok açık.
İtirazlarını giderek yüksek sesle dile getiren ABD'nin baskısı anlaşmanın son dakikada iptal edilmesini sağlayabilir mi?
Teorik olarak evet.
Ancak Türkiye son açıklamalarıyla kendisini bağlamış durumda.
Artık öyle bir noktaya gelindi ki, Türkiye S-400'leri alırsa ABD ile ilişkileri, almazsa Rusya ile ilişkileri bozulacak.
Ankara, bir kaç yıl önce Çin'in kazandığı füze ihalesini son anda krize yol açmadan iptal etmişti. Ancak bu kez durum farklı çünkü Rusya bir Çin değil, Türk-Rus ilişkileri, Türk-Çin ilişkilerinden çok daha kapsamlı, çok daha derinlikli. İki ülke arasındaki yakın ekonomik ilişkiler bir yana, Türkiye'nin Suriye'de Moskova'nın desteğine ihtiyaç duyduğu çok açık. Dolayısıyla anlaşmanın son anda iptal edilmesinin Türkiye ile Rusya arasında en hafif ifadeyle "soğukluğa" yol açması kaçınılmaz görünüyor.
Rıza Sarraf meselesiyle S-400'ler arasında bir bağ olabilir mi?
Sarraf'ın tutuklanması, bir kaç gün önce de Zafer Çağlayan hakkında tutuklama kararı çıkarılması ABD ile Türkiye arasında kriz yaratan, perde arkasıyla ilgili sadece spekülasyon yapabildiğimiz olaylar zincirinin halkaları. Bu konuyu doğrudan S-400 ve Türk-Rus yakınlaşmasına bağlamak abartılı ve yanlış bir değerlendirme olur ama füze pazarlığında sona gelinirken özellikle Çağlayan hakkında tutuklama kararı çıkarılması, diğer konuların yanı sıra S-400'ler için ABD'nin Türkiye'ye yeni bir gözdağı verme girişimi diye yorumlanabilir.