2018 Vladimir Putin için nasıl bir yıl olacak?
2018 Vladimir Putin için özel bir yıl olacak. Önce devlet başkanlığı seçimini kazanacak. Ardından Dünya Futbol Şampiyonası'na ev sahipliği yapacak. Ancak dış politikada bazı risklere göğüs germek zorunda da kalabilir.
Rusya'yı kısa bir aralık dışında 18 yıldır yönetin Devlet Başkanı Vladimir Putin'in 2018 yılının Mart ayında yeniden seçileceğini söylemek herhalde kehanet olmaz. Seçim tarihi olan 18 Mart sembolik anlam da taşıyor. 18 Mart 2018'de Rusya Kırım'ı ilhak etmişti. Kırım'ın ilhakının sonuçlarının önümüzdeki yıl da hissedileceğine kesin gözüyle bakılıyor. Putin Kırım'ı 'aldığı' için ülkesinde alkışlanıyor. Kırım'ın Ukrayna'dan koparılması, Rusya'da Putin'in dünya siyaset sahnesine dönüşü olarak lanse ediliyor.
İç politika ağır basmaya başladı
Her ne kadar dış politika Putin'in tutkusu olsa da ve Suriye örneğinde olduğu gibi 2007 yılından bu yana dış politikada önemli hamleler yapılmış olsa da Putin, 2018'de dikkatini iç politikaya çevirecek. DW'nin görüşlerine başvurduğu Alman Dış Politika Derneği'nin Rusya uzmanı Stefan Meister "devlet başkanlığı seçimi kadar, ekonomik krizin atlatılamaması ve Putin'in popülaritesinin azalmasının da iç politikayı ön plana çıkardığını" söylüyor.
Vladimir Putin'in kamuoyunun dikkatini dış politikayla dağıtmaya çalışacağını, ancak bunun kolay olmayacağını belirten Meister sözlerini şöyle sürdürüyor: "Ruslar artık yoruldu, büyüklük iyi ve güzel ama biraz daha az olamaz mı, diyorlar." Devlet Başkanı, Batı'nın ekonomik yaptırımları kadar Rusya'nın en önemli ihraç malları olan petrol ve doğalgaz fiyatlarının düşmesinin de rol oynadığı ekonomik sorunların atlatıldığını söylüyor. Kamuoyu araştırmaları şirketi Levada'nın son anketi Putin'in popülaritesinin Ağustos ayından bu yana 5 puan gerileyerek yüzde 78'e düştüğünü gösteriyor.
Suriye'ye kalmak için gidildi
Rusya Dış Politika Konseyi adlı düşünce kuruluşundan İvan Timofeyev de dış politikanın ağırlık kaybedeceğini tahmin ediyor. Kimofeyev Suriye angajmanının başarıya ulaştığı, ancak ekonomik modernleşme ve teknoloji açığı başta olmak üzere içteki sorunların çözüm beklediği görüşünde.
Fransız Dış İlişkiler Enstitüsü direktörü Tatiana Kastoueva-Jean Putin'in seçim kampanyasını askeri birliklerin Suriye'den kısmen çekilmesine karar verdiği Aralık ayında başlattığını söyledi. Tatiana Kastoueva-Jean "Putin üçüncü başkanlık döneminde bütün askeri operasyonlara son verecek bir barış elçisi gibi görünmeye çalışıyor" diyor.
Rusya'nın dünya siyaset sahnesinde ben de varım demek için en çok Ortadoğu ve özellikle de Suriye'de varlık gösterdiğini belirten Tatiana Kastoueva-Jean'a göre, askeri alanda kazanılan başarıya rağmen, görüşleri çelişen çok sayıdaki aktörle birlikte soruna siyasi çözüm bulmak kolay olmayacak. Timofeyev İŞİD'in yeniden ayaklanabileceğine işaretle Rusya'nın 2018'de Suriye ve Kuzey Afrika'daki angajmanını arttırabileceğine ihtimal vermiyor. Timofeyev DW mikrofonlarına "Rusya'nın kaynakları sınırlı olmakla birlikte ülke sınırları dışındaki askeri müdahalenin dış politikada düşük maliyetle avantaj sağlayabileceğini Suriye'de tecrübe ettiğini" söyledi. Rus uzman bu nedenle "bazı ülkelerde Rusya'nın askeri bakımdan daha aktif olmasının gerekebileceğini, ancak bunu savaşarak değil, daha fazla askeri üs kazanarak başarmaya çalışabileceğini" dile getirdi.
Ukrayna bilmecesi
Uzmanlar Rusya'nın ayrılıkçıları desteklediğini inkâr ettiği Ukrayna'da Minsk anlaşmasının uygulanmasının 2018'de zor olacağını belirtirken Kiev yönetimi Donetsk ve Luhansk'ta işgal kuvveti olarak tanımladığı Rusya'nın krizi daha da tırmandırmasından endişe ediyor. Moskova yönetiminin ortak ateşkes denetleme merkezinden çekileceği şeklindeki açıklaması Ukrayna'da böyle yorumlanıyor.
Brookings-Institution adlı Amerikan düşünce kuruluşu uzmanlarından Bteven Pifer de kötümser görüşlere katılıyor. Pifer Ukrayna'nın doğusunda Birleşmiş Milletler Barış Gücü konuşlandırılmasının Rusya'daki devlet başkanlığı seçiminden önce mümkün olmayacağı görüşünde. Amerikalı uzman Rusların maliyet açısından Donbass Havzası'ndaki durumdan memnun olduklarını ve anlaşmazlığı Kiev'i baskı altında tutmak için kullanacaklarını söyledi. Pifer Moskova yönetiminin kriz bölgesine barış gücü gönderilmesini gerçekten istediğinden de şüphe duyuyor.
Stefan Meister, Ukrayna'daki iç siyasetin hangi yönde gelişeceğini kestirmenin zor olduğunu söyledi. Meister, "Bütün oyunu altüst edecek gelişmeler olabilir. Yolsuzlukla suçlanan Devlet Başkanı Petro Poroşenko aleyhindeki gösterilerde şiddetin artması Putin'e yarıyor" dedi. Fransız uzman Kastuyeva-Jean da Ukrayna'nın NATO ve Avrupa Birliği üyeliğini önlemenin Moskova'nın başlıca hedefi olarak kalacağı görüşünde.
ABD yaptırımları arttırıyor
İvan Timofeyev Rusya açısından en büyük riskin ABD ile ilişkilerden kaynaklandığını belirtti. Timofeyev, "Kontrolü kaybettik ve kriz 2017'de daha da tırmandı" diyor. ABD yönetiminin Ocak ayı sonunda Kongre'ye sunacağı 'Kremlin listesi' de krizin daha da tırmanmasına yol açabilir. Washington yönetiminin ayrıntılı raporunda Kremlin ile ilişkisi bulunan nüfuz sahibi politikacılarla işadamlarının adları yer alacak. Raporun hazırlanmasına, Rusya'nın başkanlık seçimine müdahale ettiğinin anlaşılması üzerine ek yaptırımlar hazırlanırken karar verilmişti. Rus uzman Timofeyev 'rapor geniş tutulduğu takdirde Moskova'nın Trump'a gösterdiği sabrın tükenebileceği' görüşünde.
Brookings-Institution'dan Steven Pifer "ABD'nin kararlaştırdığı yaptırımların Rusya'yı endişelendirdiğini ve zaten dibe vurmuş olan ilişkilerin nasıl daha da kötüleşebileceğini tasavvur edemediğini" aktarıyor. Pifer, "Putin, Başkan Donald Trump'ın döneminde ilişkilerin düzelebileceğini ummuştu. Ancak başkanlık seçimi kampanyası sırasında Rusya ile gizli mutabakata varıldığına dair suçlamalar Trump'ın elini kolunu bağlıyor" diyor.
Uzmanlar bu nedenle yaptırımların kaldırılabileceğine ihtimal vermiyor. Stefan Meister 'Moskova'nın Trump ile uzlaşmayı gözden çıkarma noktasında olduğuna' dikkat çekiyor ve 'iki süper gücün liderleri buluşsalar bile gerginliğin azalacağına inanmadığını' söylüyor.
Roman Goncharenko, DW Türkçe