HABERRUS - Amerika Birleşik Devletleri başkanı Joe Biden’in çevirim içi katıldığı Münih Güvenlik Konferansı’nda yaptığı sert açıklamalar Rus basınında geniş yankı buldu.

Konuşmanın detaylıca analiz edildiği haberlerde Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron haricinde bu açıklamaların diğer liderler tarafından memnuniyetle karşılandığı yorumları yapıldı.

Konuşmasında Rusya'yı eleştiriler getiren Biden, Moskova'nın transatlantik ittifakına Çin'den daha yakın bir "tehdit" oluşturduğu mesajını verdi.

Biden, "Putin Avrupa'yı, Avrupa projesini ve NATO ittifakını zayıflatmak istiyor. Transatlantik birliğine ve kararlılığımıza zarar vermek istiyor çünkü Kremlin için tek tek ülkeleri sindirmek daha kolay." şeklinde konuştu. Biden, Ukrayna'nın toprak bütünlüğünün savunulmasının tam da bu sebeple çok önemli olduğunu dile getirdi.

Kommersant’ın haberine göre, Biden’in Rusya ile ilişkilerde ortak bir transatlantik strateji geliştirme gereğinin önemine vurgu yapması, Almanya Başbakanı Angela Merkel tarafından sıcak bir şekilde desteklendi. Yalnızca Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Moskova ile diyalogdan yana konuştu.

Etkinliğe Rus temsilciler davet edilmedi

1963 yılından bu yana, geleneksel olarak Bavyera'nın başkentinde düzenlenen Münih Konferansı, BM Genel Kurulu oturumlarından sonra belki de ana uluslararası güvenlik forumu niteliğini taşıyor.

1995'ten beri ilk kez, Rusya Federasyonu'nun hiçbir resmi temsilcisi etkinliğe davet edilmedi.

Rus basını bu durumun anlaşılabilir olduğunu, çünkü oturumun neredeyse tamamen Amerikan-Avrupa ittifakının yeniden canlanmasını kutlamaya ayrılmış olduğu yorumlarında bulundu.

Güvenlik oturumunda Rusya'dan gelen tek kişi, Münih Genç Liderler programı katılımcısı olarak Microsoft'un kurucusu Bill Gates'e soru sorma fırsatı verilen Carnegie Moskova Merkezi uzmanı Alexander Gabuev'di.

Münih Güvenlik Konferansı’na Rusya’dan bir kaç kez bahsedildi

Güvenlik konferasnsında Rusya'dan birkaç kez, çoğunlukla olumsuz olarak bahsedildi.

Joe Biden, Rus yetkililerin "Avrupa projesini ve NATO'yu zayıflatmaya çalıştıklarını" ve "transatlantik birliğin ve kararlılığın altını oymak istediklerini" duyurdu.

Ona göre, "Kremlin'in tek tek ülkeleri tehdit etmesi, birleşik ve güçlü bir transatlantik ittifakla müzakere etmekten çok daha kolay."

ABD Başkanı, Rusya'nın siber saldırılarına ortak müdahalenin önemini vurguladı ve Ukrayna'nın egemenliğini ve toprak bütünlüğünü savunmanın ABD ve AB'nin çıkarına olduğunu vurguladı.

Aynı zamanda, Çin'i ana tehdit olarak nitelendirerek, Batılı devletlerin ve Hint-Pasifik bölgesindeki müttefiklerinin kendisiyle uzun vadeli ve zorlu bir rekabete hazırlanmaları gerektiği konusunda uyarıda bulundu.

“Dünyaya açık bir sinyal gönderiyorum: Amerika geri döndü, transatlantik ittifak geri döndü. Bana göre Amerika Birleşik Devletleri ile Avrupa arasındaki ortaklık, 21. yüzyılda başarmayı umduğumuz her şeyin mihenk taşıdır ve öyle kalmalıdır ”dedi

Joe Biden,“ ABD NATO'ya tamamen bağlı. Amerika Birleşik Devletleri (Washington Antlaşması'nın - "b") beşinci maddesine sadık kalacaktır. Bu bir garantidir. Birine yapılan saldırı, herkese yapılan saldırıdır. Bu bizim sarsılmaz yeminimizdir. "

Joe Biden ayrıca eski başkan Trump’ın Amerikan askerlerinin Almanya’dan çekilmesine ilişkin kararının iptal edildiğini duyurdu ve Washington'un ittifaka güvenmenin önemi konusunda hiçbir şüphesi olmadığına dair güvence verdi.

Biden, Avrupalıların yeni Amerikan liderinden tam da duymak istedikleri şeyleri söyledi

Rus basınına göre, Münih Güvenlik Konferansı başkanı, ünlü Alman diplomat Wolfgang Ischinger, bu konuşmadan gözle görülür şekilde etkilendi.

Avrupalıların yeni Amerikan liderinden duymayı umduğu şey tam olarak buydu.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg de memnuniyetini gizlemedi ve ittifak üyelerine "transatlantik dayanışmaya olan bağlılıklarını sadece sözlerle değil, eylemlerle de göstermeye" çağırdı.

"Avrupa ve ABD, kuralları kendi çıkarlarına göre yeniden yazmaya çalışan Çin ve Rusya'nın otoriter rejimleri tarafından meydan okunan mevcut dünya düzenini savunmalıdır" diye somutlaştırdı.

Almanya Başbakanı Angela Merkel, Joe Biden'ın konuşmasını sıcak bir şekilde karşıladı.

Son yıllarda "Ukrayna'nın egemenliğini ve toprak bütünlüğünü korumada ilerlemenin" mümkün olmadığından yakınarak, Minsk'in ihtilafı çözme sürecinin durduğunu kabul etti.

Öte yandan Angela Merkel, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupalı müttefiklerinin her zaman birleşik bir pozisyonda hareket etmeyeceğini de vurguladı. "Burada yanılsamamız yok, anlaşmazlıklar hakkında açıkça konuşmalıyız" dedi.

Merkel’in bu sözlerinden Kuzey Akım 2 gaz boru hattının inşası konusunda bir anlaşmazlığa işaret etmiş olabileceği yorumları yapıldı.

Zaten, ABD’nin tüm ısrarlarına rağman Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas Cuma günü bir kez daha Alman makamlarının inşaatın tamamlanması için şartlar yaratmayı hedeflediklerini vurgulamıştı.

Macron: Rusya ile dialog olmadan Avrupa’da barış olmaz

Avrupa ülkeleri ile Amerika Birleşik Devletleri arasında farklılıkların ortaya çıkmaya devam edebileceği gerçeği, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron tarafından da ifade edildi.

Aynı zamanda, Rusya ile diyalog çağrısı yapmak için oturumda konuşan Batılı devlet ve kuruluşların tek temsilcisiydi. Bu olmadan Avrupa'da barış olmayacağını söyledi.