Türkiye'nin rakipleri Suriye’de Kremlin’in yanında yer aldı
HABERRUS - Avrupa Birliği üyesi Yunanistan ve Kıbrıs’ın, Suriye’nin başkenti Şam'daki büyükelçiliklerini yeniden açma kararı Rusya’da da yankı buldu.
Rus basınına yansıyan haberlerde Türkiye’nin rakipleri Suriye’de Kremlin’in yanında yer aldı yorumları yapıldı.
Yunanistan ve Kıbrıs makamları, Suriye başkentindeki diplomatik varlıklarını yeniden başlatmaya hazırlanıyorlar. Şam'da iki AB üye ülkesinin bayrakları yakın zamanda yeniden dalgalanacak.
Suriye hükümetinin yaklaşık 10 yıllık izolasyonunun ardından alınan karar, Sırbistan ve Macaristan tarafından da desteklendi. Macaristan Dışişleri Bakanı Peter Siyjarto, iki yıl önce ülkesinin diplomatları Şam'a iade etme girişiminde bulunduğunu, bu tür dış politika pragmatizmini eleştirenlerin adaletsiz davrandığını söledi ve Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad ile resmi bağların kesilmesine rağmen, birçok Batılı gücün temsilcilerinin hala geri bildirim kanallarına sahip olduğunu savundu ve Batı toplumunu ikiyüzlü olmamaya çağırdı.
Avrupa Birliği’nin güney ülkelerinin kararı, AB'nin Suriye hükümetinin "davranışı" değişene kadar izolasyonunu sürdürme ihtiyacı konusundaki ortak çizgisine aykırı.
Ancak Yunanistan ve Kıbrıs’ın bu politikayı sabote etme eğilimi, uzun süredir gözlemleniyor.
Birkaç yıl önce isminin açıklanmasını istemeyen Avrupalı diplomatların açıklamalarına dayandırılan ve Politico’da yayınlanan haberde, Atina'nın Beşar Esad'ı "kurtarmak" için yürüttüğü iddia edilen çeşitli faaliyetler yer aldı.
Bu iddialer arasında Yunan tarafının yeniden satış için gölge bir planla Şam'dan fosfat satın aldığından şüpheleniliyordu. Kıbrıs ise açıkça, uluslararası yaptırım rejimini atlayarak Suriye'ye yakıt taşıdığı iddia edilen Rus gemilerine limanlarını açmakla suçlanıyordu.
Hatta eski ABD Başkanı Donald Trump yönetimi, "liman" meselesini silah ambargosunun kaldırılması ve mali yardım sağlanmasıyla ilişkilendirerek, bu konuyu Lefkoşa'ya baskı yapmak için bir bahane haline getirmeye bile çalıştı.
Ancak uzmanlar tüm bunların yanı sıra asıl en güçlü faktörün, Türkiye’nin bölgede yürüttüğü saldırgan politikaların sonucu olduğu fikrindeler. Türkiye'ye karşı düşmanlık olarak adlandırılsa da Kıbrıs'ın ve Yunanistan'ın Şam'a “dönüşünün” ana nedeni hala birçok kişi tarafından kabul edilme arzusu olarak görülüyor.
Bu nedenle, bir süre önce Körfez ülkelerini Suriye hükümetinin meşruiyetine ilişkin görüşlerini yeniden gözden geçirmeye zorlamasının nedeni olarak Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Suriye'nin kuzeydoğu bölgelerinde 2019'da başlattığı Barışın Pınarı Harekatı olarak lanse ediliyor.
Türkiye’nin saldırgan planlarına karşı, Arap dünyası Şam ile yüksek derecede dayanışma gösterdi.
Bugün Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Suriye başkentindeki büyükelçiliğinin çalışmalarını resmen yeniden başladı.
Bu hafta Katar TV kanalı Al-Jazeera, yerel kaynaklara atıfta bulunarak, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman'ın Suriye hükümetiyle normalleşme seçeneklerini değerlendirme emrini verdiğini bildirdi. Bu yıl hem Riyad hem de Abu Dabi, ABD'nin Suriye hükümetine uyguladığı yaptırım rejimini alenen eleştirerek kendilerini öne çıkardılar.
Tüm bu yaşanan gelişmeler, Rus stratejisinin Suriye arenasındaki etkinliğini gösterdi.
Ankara ile Moskova’nın taktiksel ortaklığına rağmen, Rusya, tek bir bölge çerçevesiyle sınırlı olmadan, Suriye’yi çevreleyen ülkelerin Türkiye karşıtı görüşlerinden mümkün olduğunca yararlanabilmesini başardı.
2015 yılında teröristleri yok etmek için başlatılan Rus askeri harekatı, Şam'ın iç hasımları üzerindeki askeri üstünlüğünü pekiştirdi ve bu da muhtemelen Rus liderleri askeri güç faktörünün diplomatik dilin gücünden daha önemli olduğuna ikna etti.
Suriye'nin başkentindeki büyükelçiliklerini yeniden inşa etme kararı alan devletlerin sayısındaki artış, bu tezi doğrular nitelikte.
Tek soru, Esad'ın bu diplomatik "çözülmenin" meyvelerini nasıl yeniden organize edeceği.