Nezavisimaya G: Türkiye'nin Suriye'deki Kürtlere yönelik olası askeri operasyonu Arap ülkelerinin direnişiyle karşılaşacak

Körfez ülkeleri Erdoğan üzerindeki baskıyı artırmaya hazır

HABERRUS - Rusya’nın önde gelen gazetelerinden Nezavisimaya Gazeta’nın baş editörü ve uluslararası uzmanı Igor Subbotin yeni yazısında, Cumhurbaşkanı Recep Erdoğan tarafından Suriye'nin kuzeydoğu bölgelerine yönelik olası bir Türk saldırı operasyonu tehdidinin, Ankara yönetimini bölgesel düşman olarak gören Arap başkentlerinin Ankara’ya karşı aktif muhalefetini kışkırtabileceği iddiasında bulundu.

Rus gazetesi, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kürt idari yapılarıyla iyi kalitede ilişkiler kurduğunu, bir başka Türk saldırısı durumunda, Kürtlerin Basra Körfezi ülkelerinden daha yoğun destek alabileceğini aktarıyor.

Türkiye 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nı kutlarken, Suriye'deki Kürt güçleri, kendilerine karşı potansiyel bir taarruzuna hazırlanmaya devam etti. Gözlemciler, Rakka vilayetinin kırsal kesimlerinde Kürt güçlerine dayanan çok uluslu Suriye Demokratik Güçleri (DSS) savaşçılarının, Türk ordusunun ve katılan sadık Suriyeli muhalif grupların top atışlarından saklanmak için bir tünel ağı oluşturmaya çalıştıklarını kaydetti. DSS, bu bölgelerde yüksek bir Türk saldırı harekatı olasılığından söz ediyor. Ankara’nın Kürtlere karşı olası operasyonun bir başka teyidini ise Erdoğan’ın Türk parlamentodaki açık tehditleri oldu.

Ankara, Fırat Kalkanı Harekatı bölgelerini Barış Pınarı Harekatı alanlarıyla birleştirmek istiyor

Arap gazetesi Al-Quds al-Arabi, saldırının Türk güçleri tarafından kontrol edilen bölgelere düzenleneceği, amacının ise Fırat Nehri'nin her iki yakasında bulunan Erdoğan yönetimine sadık Suriye muhalefetini birbirine bağlaması için panlandığını iddia etti. Yani Ankara'nın Fırat Kalkanı Harekatı bölgelerini (2016-2017) Barış Pınarı Harekatı (Ekim 2019) alanlarıyla birleştirmek istediğinden şüpheleniliyor.

Ortadoğu bölgesi ülkelerinin Ankara'nın Suriye'deki yeni ilerlemesine nasıl tepki vereceği sorusu ilk akıllara geliyor.

Geçtiğimiz yıl, Başkan Donald Trump'ın rızası olmadan başlamayan Türkiye'nin Barış Pınarı operasyonu, Arap toplumunun Türk eylemlerine karşı eşi görülmemiş bir şekilde güçlenmesine yol açtı. Bu arka plana karşı sadece Arap oyuncuların Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayına yönelik talepleri azalmakla kalmadı, onunla resmi ve yarı resmi ilişkileri yeniden kurma eğilimi de arttı ve Suudi Arabistan ve BAE için Ankara'nın çıkarlarına karşı Kürt oluşumlarına desteğin güçlendirilmesi sorunu yeniden anlamlı hale geldi.

Şimdiye kadar DSS ile Arap başkentleri arasındaki askeri bağlar, Arap medyasında spekülasyon ve her türlü spekülasyon konusu olmaya devam etti. Bir Türk saldırısının bu ilişkiyi netleştirmeye yardımcı olması muhtemeldir. Suudi Arabistan ve BAE'nin siyasi elitlerinin Türk liderliğine düşmanlığı konusunda hiç şüphe yok. Riyad, geçtiğimiz haftalarda Ankara ile bir ticaret savaşı başlattı ve Türk yapımı mallara yasak getirdi.

M.V. Lomonosov Moskova Devlet Üniversitesi Dünya Siyaseti Fakültesi Profesörü Grigory Kosach’ın Nezavisimaya Gazeta’ya bölgede yaşanan gelişmeleri değerlendirdi.

Grigory Kosach "Son zamanlarda Suudi basınında, örneğin Karabağ sorununa, Azerbaycan'ın Türkiye tarafından desteklendiği iddia edildiği için Ermenistan prizmasından bakılan makaleler çıktı" diyen uzman, Suudi gazetelerinin İdlib'deki son olaylarla ilgili yaptığı yorumlara yaklaşımını; ‘Bu durum Erdoğan'ın Rusya dahil herkesle kavga etmeye çalıştığı anlamına geliyor. Bu durumda eylemleri, basında da belirtildiği gibi, uluslararası ilişkilerde genel kabul görmüş davranış normlarının ötesine geçtiğinin, yani oldukça ciddi olduğunun ek bir göstergesidir. “ şeklinde ifade ediyor.

Suudi kamuoyunun genel olarak Ankara'yı eleştirdiğine dikkat çeken uzman, "Bugün, Türkiye birçok durumla bağlantılı olarak basın tarafından aktif olarak kınanıyor: Katar ile yakın ilişkilerini hatırlıyorlar, yine Suriye içinde terörü desteklediğini söylüyorlar" dedi.

"Böylece bu gerilim artacak, artmaya da devam edecek, gerilimin azalmasının yakın zamana kadar imkansız göründüğü gibi çeşitli şekillerde kendini gösterecek." Diyen Kosach, olası bir Türk operasyonunun arka planına rağmen Körfez ülkelerinin kuzeydoğu Suriye'ye daha aktif bir ilgi göstereceğini kabul ediyor. Uzman, "Bu durumda, Arap monarşilerinin eylemleri, Türkiye'nin bölgesel nüfuzunu yayma olanaklarını daraltmayı amaçlayacaktır.” Şeklinde konuşuyor.