Rus Haber Ajansı, Peker’in anlattığı Suriye ve Libya’ya gönderilen silah dosyalarını yeniden açtı
HABERRUS - Sedat Peker’in Erdoğan hükümetine yakın isimler hakkında ortaya attığı iddialar Rus basınında detaylı haberlere konu olmaya devam ediyor.
Peker’in 8. Videosunda Suriyeli militanlara silah yardımı ve gazeteci cinayetleri Kremlin yönetimine yakınlığıyla bilinen RİAFan haber ajansı tarafından farklı iddialarla gündeme taşındı.
Sedat Peker'in, Suriye radikallerine mühimmat tedarik hattının ifşa edilmesi Rusya’da geniş yankı buldu.
RİAFan haberinde Sedat Peker’in Suriye'ye gönderdiği "yardım" kamyonlarının yanı sıra Nusra Cephesi (şimdi Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ))(Rusya’da yasaklı terör örgütü) silah da sağlandığı iddialarına geniş yer veriyor.
Haberde, suç lideri Peker’in aynı zamanda silah, İHA ve teçhizat sevkiyatlarının, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eski danışmanı Adnan Tanrıverdi tarafından kurulan savunma, inşaat sanayi ve ticaret (SADAT) danışmanlık şirketi aracılığıyla gönderildiğini vurguluyor.
‘Gerçekte SADAT, Türkiye içinde yabancı asker ve sivilleri eğiten basit bir örgüt değildir. Bir "danışmanlık şirketinin" perdesinin arkasında, sadık fanatikler, İslamcılar ve milliyetçilerden oluşan Recep Tayyip Erdoğan'ın kişisel ordusu var. Ankara'nın dış genişleme ve Osmanlı İmparatorluğu'nun yeniden kurulması emrini yerine getiren SADAT, Türkiye'deki herhangi bir sivil itaatsizlik eylemine karşı yerel savunma güçlerinin rolünü üstleniyor.’ İfadelerine yer verilmiş.
Böylece mafyaya göre, silahların Suriye Türkmenlerine gönderilmesi gerekiyordu, ancak sonunda onun bilgisi olmadan Sünni Türkmenlere karşı savaşan Jabhat al-Nusra militanlarına gittiler. Arabalar ve yardımlar, Türkiye'den ayrılan bir insani yardım konvoyunun parçası olarak sınırı geçti ve ardından radikal İslamcılara teslim edildi.
Peker, söz konusu terör örgütüyle milyarlarca dolar değerinde ham petrol, çay, şeker, alüminyum, demir ve eski araba ticareti yaptığını da söyledi. Ona göre, tüm işlemler Türk cumhurbaşkanlığında görevli daire başkanı Metin Kıratlı tarafından onaylandı. Ardından hiyerarşiye göre soru girişimciler Murat Sancak ve Ramazan Öztürk'e ordan da Nusra Cephesi'ndeki ekonomik işlerden sorumlu Ebu Abdurrahman aracılığıyla gerçekleştirildi.
Aslında Sedat Peker'in açıklamaları, Erdoğan hükümetinin Suriye'deki askeri maceralarıyla ilgili önceden bilinen gerçeklerin bir ifadesidir.
Rus tarafı birkaç yıl önce Ankara'nın ÖİB'deki terörist gruplarla işbirliği hakkında bilgisi olduğunu açıklamıştı.
Buna rağmen, dünya toplumu, Suriye Arap Cumhuriyeti'nin meşru Cumhurbaşkanı Beşar Esad'ı olası tüm suçlarla ısrarla suçlayarak bu gerçeklere gözlerini kapatmayı tercih etti.
SADAT ise Jabhat al-Nusra'ya silah tedarikinde herhangi bir ilgisi olduğunu reddetti. Basın açıklamasına göre, örgütün yasadışı sınır ötesi operasyonlarla hiçbir ilgisi yok, Peker'in açıklamalarını bir "karalama kampanyası" olarak değerlendiriyor ve onu kanıt sunmaya çağırıyor.
Açıklamada, "SADAT Savunma, Suriye'de hiçbir gruba eğitim vermedi, silah göndermedi, tavsiyede bulunmadı ve benzeri hizmetler sunmadı" denildi.
Yukarıda isimleri geçenlerin, Suriye'deki radikallere silah gönderilmesini kimsenin inkar etmemesi ilginç.
Şimdi suç işleyen makamlar, sadece bunun sorumluluğunu birbirlerine atmaya çalışırken, dünya insan hakları savunucuları tüm bu ortalığa saçılan iddialara basitçe hesap sormayı ve sorumluluğu olanlara ödemeyi reddediyor.
Peker, Suriye maceralarının yanı sıra Ankara'nın Libya'daki faaliyetlerine de değindi
Peker, Suriye maceralarının yanı sıra Ankara'nın Libya'daki faaliyetlerine de değindi. Ona göre, Türkiye'nin Ege ve Akdeniz'de geniş deniz yetki alanı iddiasında bulunan doktrini olan "Mavi Vatan" için Libya'da Türkiye'nin varlığı gereklidir.
Peker, Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti'nin (GNA) eski Başbakanı Fayez Sarraj'ın istifasının nedenini kendisine anlatan Türk bakanlardan biriyle konuştuğunu kaydetti. Suç lideri, bakanın sözlerine atıfta bulunarak, Erdoğan'ın ikili müzakereler sırasında Sarraj'dan cumhurbaşkanının ortaklarına ait bazı Türk şirketlerinin Libya'da ihaleleri kazanmasını talep ettiğini söyledi.
Bundan sonra Libyalı işadamları ve daha önce savaş sırasında PNS'nin eski başkanına destek verenler, ülkelerinde projeleri kendilerinin uygulayacaklarını iddia ederek bu sözleşmeler nedeniyle Sarraj'a baskı yapmaya başladılar. Sonuç olarak kendisini baskı altında bulan PNS'nin eski başbakanı Sarraj istifa etmek zorunda kaldı.
RİAFan haberinde tüm bu ifşaatları ortaya atan Sedat Peker’in Erdoğan’ın potansiyel rakibi Süleyman Soylu'yu ortadan kaldırmak için yaptığı iddiasının artık pek gerçekçi olmadığını, Peker’in hedefinde Erdoğan ve çevresinin olduğunu belirterek bu bağlamda, suç patronunun nedenleri giderek daha gizemli hale geliyor ve nihai bir karara varmak için 12 videonun tamamını sonuna kadar izlemek gerekli olacak ifadelerini kullanıyor.
Haberde, Peker’in Erdoğan’ın Amerikan başkanıyla görüşene kadar görevdeki başkan hakkında bir video yayınlamayacağını söylemesinin onun hakkında ‘ABD Başkanı Joe Biden ile 14 Haziran'da NATO zirvesinde yapılması planlanan görüşmenin arifesinde Erdoğan'ı zor duruma sokmayı amaçlayan Batılı özel servislerin aktif çalışması’ olduğu iddialarını da boşa çıkarmış olduğu detayı paylaşılmış.
Aynı zamanda, suç lideri Peker’in “geri adım atmadığını” ve 14 Haziran'dan sonra cumhurbaşkanı hakkında kesinlikle her şeyi anlatacağını vurgulanmış.
Haberde genel olarak bakıldığında, başta Erdoğan olmak üzere AKP hükümetindeki yönetici seçkinler için Peker'in ifşaatları ve açıklamaları ve sorgulamaları pek iyiye işaret olmadığı, Erdoğan ve AKP'nin reytinglerindeki düşüşün arka planında, mafyanın videolarının açıkça Türk toplumunda yetkililere karşı bir başka güven krizi dalgasını kışkırttığı ve aynı zamanda Türkiye’nin temel sorunu olan Hükümet ve suç dünyası arasındaki ayrılmaz bağı ortaya çıkardığı vurgulanarak ‘şimdi sırada Peker’in yayınlayacağı yeni videoları beklemek kaldı’ ifadeleri kullanılıyor.