NATO’dan Moskova'ya teröristlere karşı dost olma çağrısı
Batı için Afganistan, Kırım'dan daha mı önemli?
HABERRUS - Batı bloğu ciddi farklılıklara rağmen Afganistan'dan kaynaklanan terör tehdidini önlemek için Rusya ile birlikte çalışmaya hazırlanıyor.
Rus gazetesi Nezavisimaya Gazeta, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'in Sunday Telegraph'a verdiği röportajda kullandığı ifadeleri yorumladı.
Uzmanlar, NATO Genel Sekreteri’nin bu açıklamaları ışığında Rusya Federasyonu ile Batı arasında gelecekte yakın işbirliğinin mümkün olduğu ancak bunun çok karmaşık olacağı yorumlarını yapıyor.
Stoltenberg, NATO'nun Afganistan’da yaşanan son olaylardan çıkaracağı dersler olduğunu belirtiyor.
Rus Nezavisimaya Gazeta, Batı'nın Afgan başarısızlığına ilişkin bu açıklamalarının yeni olmadığını Eşref Gani hükümetinin yozlaşmış ve yolduzluğa bulaşmış olduğu için bu nedenle Taliban'a karşı etkili bir mücadele düzenleyemediği ve Pentagon'un tutarlı bir eylem stratejisine sahip olmadığı gerçeği, ABD askerleri görevdeyken bile Batı basınında yer aldığını ancak Stoltenberg'in sözlerine bakılırsa NATO’nun yeni dersler çıkardığının anlaşıldığını belirtiyor.
NATO Genel Sekreteri “Rusya ve Çin de dahil olmak üzere tüm uluslararası toplumun, Afganistan'ın terör gruplarının ülkelerimizde özgürce faaliyet gösterebileceği, organize edebileceği, planlayabileceği ve saldırıları finanse edebileceği bir yer haline gelmemesi için çaba göstermesi gerektiğine tamamen katılıyorum” ifadelerini söylüyor.
Rus gazetesi haberinde Stoltenberg’in açıklamalarına paralel olarak Japonya Dışişleri Bakanı Toshimitsu Motegi’nin Afganistan'daki durumu tartışmak için G7'nin önümüzdeki hafta dışişleri kurumları düzeyinde yapılacak görüşmelere Rusya, Çin ve diğer ülkelerin temsilcilerinin bulunması talebi vurgulanıyor.
Rusya'nın tam üye statüsünde olmasa bile G7 etkinliğine katılması, Batı ile ilişkilerde diplomatik bir atılım olacaktır. Rusya 2014 yılına kadar G8 etkinliğine katılıyordu. 2014 yılında Kırım’ın ilhakıyla birlikte G8’in formatı değiştirilerek Rusya oluşumdan çıkartıldı.
Geleneksel olarak Batı olarak adlandırılan bu gayri resmi devletler kulübü, ABD, Büyük Britanya, İtalya, Japonya, Fransa, Kanada ve Almanya'yı içeriyor. Rusya'yı yeniden bu kübe dahil etme fikri Donald Trump tarafından cumhurbaşkanlığı döneminde dile getirilmiş ancak destek bulamamıştı.
Rusya için G7 üyeliği büyük sembolik öneme sahip. Rusya Federasyonu'nun 1997 yılında Boris Yeltsin yönetiminde üye olduğu bu kulübe dönüşü, Batı ile gerilen politikalarun yumuşaması anlamına geliyor.
Tüm bu açıklamara rağmen Rusya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Maria Zaharova, Motegi'nin sözlerini doğrulamadı. Rusya'nın batılı ortaklarının "sistematik olmayan çelişkili bir yaklaşım" sergilediklerini kaydetti, Berlin ve Paris'ten belirli bir toplantıyla ilgili sinyaller aldıklarını ancak G7'den söz edilmediğini söyledi.
Batılı liderlerin muğlak ve çelişkili açıklamalarından, en azından ABD ve müttefiklerinin Afgan politikasında Rusya'yı görmezden gelmeyecekleri sonucuna varabiliriz ve bu anlaşılabilir bir durum.
Rusya Federasyonu, Çin ile birlikte, Taliban ile temas halinde ve ayrıca Afganistan'a sınırı olan Orta Asya ülkelerini de etkileyebilir. Rusya, Batı'nın yaptırım baskısını hafifletmekle de ilgileniyor. Bütün bunların Afganistan'da işbirliğine dönüştürülüp dönüştürülemeyeceği sorusu ortada duruyor.
Lomonosov Moskova Devlet Üniversitesi,Dünya Siyaseti Fakültesi, Uluslararası Güvenlik Bölümü’nden Doçent Alexey Fenenko, NG ile yaptığı röportajda, ABD için Çin Halk Cumhuriyeti ve Rusya Federasyonu'nun etkisine karşı mücadelenin hala terör tehdidinin tamamen ortadan kaldırılmasından daha önemli bir öncelik olduğuna dikkat çekti.