Rus uzman: Turancılık fikri hiç bir zaman gerçekleşmeyecek bir ütopya
HABERRUS - Gorçakov Vakfı, Uluslararası Bilimsel İşbirliği Geliştirme Enstitüsü ile birlikte düzenlediği "2022: trendler, tahminler, riskler" konulu konferansta Rusya’da Türkiye’de ve Dünya’da meydana gelen güncel olaylar tartışıldı.
Moderatörlüğünü, Rusya Dışişleri Bakanlığı’na bağlı MGIMO'dan siyaset Bilimi Profesörü Elena Ponomareva’nın yaptığı konferansta uzmanlar, 2021 yılında yaşanan jeopolitik gelişmeler ışığında 2022’ye projeksiyon tuttular.
Büyük ülkelerin dış politikalarında savaş ve istihbarat birimlerinin etkisi artarak devam edecek
Sistemik ve Stratejik Analiz Enstitüsü Direktörü, Uluslararası Bilimler Akademisi Akademisyeni Andrey Fursov, Ukrayna ve Rusya arasında yaşanan gerilime dikkat çekerek, jeopolitik risklerin arttığı dönemlerde ülke yönetimlerinin savaş lobilerinin ve istihbarat birimlerinin etkisi altına daha çok girdiklerine vurgu yaparak Rus dış politikası üzerinde de benzer durumların yaşandığı söyledi.
İlerleyen yıllarda büyük devletlerin yönetiminde savaş ve istihbarat birimlerinin etkisinin büyüyerek devam edeceğini belirtti.
‘Turancılık fikri hiç bir zaman gerçekleşmeyecek bir ütopya’
IMEMO RAN'da Kıdemli Türkoloji Prof. Karadeniz-Hazar Bölgesi Siyasi ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü Direktörü Nadein-Raevsky Victor Anatolyeviç, Erdoğan rejiminin 20 yıllık iktidarında Türkiye’de benzersiz büyük başarılar elde ettiğini ancak son yıllarda yaşanan ekonomik krizle birlikte Türkiye için sıkıntılı ve zor zamanların başladığını iddia ediyor.
Neo Osmanlıcılık fikrinin uzun zamandır Türk yönetici elitlerinde karşılık bulduğunu ama özellikle Ahmet Davutoğlu’nun dışişleri bakanı ve iktidarda olduğu dönemde aktif olarak faaliyete geçirilmeye başlandığını, bu süreçlerin devamı olarak günümüze kadar geldiğini ancak Suriye’de ilk zamanlarda kısmen başarılı olunsa da genel anlamda Libya ve diğer bölgelerde hüsranla sonuçlandığını belirtiyor.
Türklerin, Osmanlı’nın hakimiyeti altındaki milletlerin Neo Osmanlıcılık fikrini benimsememelerini anlamadıklarını çünkü bu fikirin gerçeklikten çok uzak ve gerçekleştirilmesinin imkansız, aynı Turancılık fikri gibi ütopik olduğunu iddia etti.
Rus Türkolog Türkiye’nin şu anda iç politikasının çok zor bir dönemden geçtiğini, Erdoğan’ın her zaman serbest piyasayı ve piyasa kurallarını desteklediğini ancak son yıllarda daha radikal kararlar alarak Merkez Bankası’na müdahalelerde bulunduğunu ama ekonomik ve politik krizlerin henüz geride kalmadığını, önümüzdeki ayların daha zor geçeceğini belirtti.
“Kazakistan’ın gençlik lideri” Vahşi Arman’ı Türkiye’den kimler destekledi?
Kazakistan’da protestoların ve isyancı güçler ile yağmacıların arkasında kimler olduğunun kesinlikle ortaya çıkarılması gerektiğini vurgulayan Rus uzman, Kazakistan’da tutuklanan suç örgütü lideri Vahşi Arman’ın doğrudan Erdoğan yönetimi ile açıktan ilişkiler yürüttüğünü, Türk mafya lideri Sedat Peker ve bir diğer mafya lideri ile sıkı ilişkileri olduğunu, daha önceden de Kazakistan’da aşırı milliyetçi grupları organize ettiğini, Pantürkizmin bu ülkedeki en hararetli savunucusu mafyatik bir yapılanmayı yönettiğini söyledi.
Kazakistan’daki çatışmalara katıldığı gerekçesi ile tutuklanan “Vahşi Arman” lakaplı organize suç örgütü lideri Arman Jumageldiyev’in, Türkiye’deki görüntüleri ortaya çıkmış, Sedat Peker ve Alaattin Çakıcı’ya kaftan giydiren “Vahşi Arman”, Antalya’da öldürülen “Guli” lakaplı mafya liderinin tabutunu taşırken de görüntülenmişti.
Kazak Mafya liderinin ayrıca AKP’li üst düzey yöneticilerin yanı sıra Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile de fotoğrafları basına yansımıştı.
Peker’in “Kazakistan’ın gençlik lideri” olarak tanımladığı Arman, Kazakistan’daki ayaklanmalara katıldığı suçlamasıyla tutuklandı.
Kazakistan yönetiminin onun tutuklamasının ardından ülkedeki aşırılıkçı protestoların son bulduğuna dikkat çekti.
Kazakistan’ın Almatı şehrinden ZOOM üzerinden konferansa katılan Siyaset Bilimci, Danışmanlık sivil toplum kuruluşu "Risk Değerlendirme Grubu" yöneticisi Satpaev Dosym Asylbekovich, Kazakistan’da yaşanan olayları ve ülkenin şu anda içinde bulunduğu durumu değerlendirdi.
Protestoların özellikle ülkenin batısında barışçıl bir şekilde başladığını belirten Kazak uzman, ardından ülke geneline yayılarak işsiz ve toplumsal olarak dışlanmış öfkeli kırsaldan gelen gençlerin provoke edilerek barışçıl gösterilerin isyana ve yağmaya dönüştüğünü söyledi.
Protestolarda bir zaman sona sokaklara daha organize olmuş elitlerle ilişkili profesyonel grupların çıktığını ve protestoların seyrinin o tarihten itibaren değiştiğinin altını çizdi.
Ayrıca, elit gruplar arasında mevcut devlet başkanına karşı olan grupların da bu süreci fırsat olarak gördüğü ve sokağa çıkan gençleri desteklediğini bu elitler arası çatışmanın Tokayev ile Nazarbayev arasında olmadığının altını çizdi.
KGAÖ’nün Kazakistan’a dışardan gelen terör tehdidinden dolayı değil tam aksine, Tokayev’in devlet içerisinde elitler arası mücadelede kendi güvenlik birimi başkanlarına güvenmediği için Rus Barış Gücü askerlerinin ülkeye davet edildiğini söyledi. Zaten çatışmaların yatıştırılmasının ardından da Tokayev’in hemen güvenlik birimlerinde temizliğe başladığı ve istihbarat birimi başkanı dahil çok sayıda yetkiliyi görevden el çektirdiğini bazılarını da tutuklattığını hatırlattı.
KGAÖ’nün Tokayev’i desteklemesi ve ülkeye asker göndermesiyle birlikte Kazakistan’da bulunan ticari elitlerin mevcut başkan Tokayev’den yana pozisyon aldığını söyleyen Kazak Uzman, Nazarbayev’in uzun bir aradan sonra video kaydıyla Tokayev’i destekler açıklamasıyla Tokayev’in mevcut pozisyonunu güçlendirdiğini ve şu anda tamamen ülke yönetimi üzerinde kendi hakimiyetini kurduğunun altını çizdi.
Ülkede 30 yıllık Nazarbayev döneminin resmen sona erdiğini artık Tokayev döneminin başladığını ancak var olan problemlerin yok olmadığını, Tokayev’in önünde şimdi eskiden olduğundan daha fazla çözülmeyi bekleyen sosyo-ekonomik problemlerin olduğunu, ülkenin kaderinin bu problemlerin ne zaman ve nasıl çözüleciğiyle doğrudan bağlantılı olduğunu söyledi.
‘Fransa’nın Ukrayna’ya olan ilgisinin temelinde uranyuma olan ihtiyacı yatıyor’
Fransa ve Vatikan Sosyal Bilimler Doktoru, ‘‘Zvezda’’ yazarı Alexander Artamonov, Ukrayna’da Donbas’ta yaşanan gerginliğe değindiği konuşmasında, Fransa’nın geçtiğimiz hafta Ukrayna yönetimine çok sayıda silah ve mühimmat yardımı yaptığını söyledi. Ağır silahların yanı sıra helikopter yardımı yaptığını ve Boğazlardan geçerek düzenli olarak NATO güçleri kapsamında Fransa’nın Karadenizde iki savaş gemisi bulundurduğunu, bölgedeki varlığını artırmaya devam ettiğini belirtti.
Fransa’nın Ukrayna’ya ilgisinin temelinde ticari kaygıların yattığını belirten Rus uzman, Fransa’nın Avrupa’nın en büyük atom enerjisi üreticisi olduğunu, hatta Almanya’nın yüzde 60 elektrik enerji ihtiyacını Fransa’nın karşıladığını vurgulayarak, Dünya’da Kazakistan’dan sonra en büyük uranyum üreticisinin Ukrayna olduğunu, Ukrayna’nın da en çok uranyum sattığı ülkenin Fransa olduğu bilgisini paylaştı. Fransa’nın enerjisinin yüzde 86’sının atom enerji santrallerinden sağlandığının altını çizerek Fransa Ukrayna’dan uranyum almaya mecbur dedi.
Dünyanın en büyük 5 ekonomisinden 3’ü Asya ülkeleri
Rus uzman Nikolai Vavilov, Çin’in ekonomik büyüklüğünün 2021 yılında 17 trilyon doları geçerek Avrupa Birliği’nin tüm bütçesinden daha fazla ekonomik büyüklük oluşturduğunu, dünyanın en büyük beş ekonomisi arasında 3 ülkenin (Çin, Hindistan ve Japonya) Asya’dan olduğunu, önümüzdeki yıllarda Asya’nın büyümesinin devam edeceğini söyledi.
Rus uzman tüm bu ekonomik göstergelerin yanında Çin’de yaşanan enerji krizinin gölgesinde, ekonomik büyümenin yavaşladığını belirterek, önünüzdeki aylarda Tayvan’ın bağımsızlığını ilan etmeye hazırlandığı, ABD’nin mevcut Çin yönetimi üzerindeki baskıları, Uygur bölgesi ve Kazakistan sınırında güvenlik risklerinin artması Çin’i bekleyen riskler arasında gösteriyor.