“Savaş, Kazakistan İçin Daha Yeni Başlıyor”
HABERRUS - Kazakistan’da yaşanan Protesto olaylarının kontrol altına alınmasının ardından şiddet olaylarının arkasında kim yada kimlerin olduğu tartışmaları devam ediyor.
Rus basının yakından takip ettiği olaylar ülkede yaşanan renksiz devrimin Kazakistan’ın istikrarlı bir ülke imajını yıktığı, öngörülemez ülkeler arasına soktuğu yorumları yapılıyor.
Rus Nezavisimaya Gazeta’da Etno-Ulusal Stratejiler Ajansı Direktörü, tarih Prof. Alexander Lvovich Kobrinsky imzalı analizde ülkede yaşanan olayların nedenlerinin post sovyet sonrası dönemde yaşanan toplumsal ve kültürel farklarda gizli olduğu belirtiliyor.
Haberde, Kazak gençlerin Batı'da Batılı hibe programları kapsamında İngiltere ve ABD’nin desteğiyle Türkiye ve Arap ülkelerinde eğitilmesi, ayrıca Kazakistan'ın manevi yaşamına nüfuz etmesine katkıda bulunarak en üst düzeyde desteklenen Selefilik, Vahhabilik, Pan-Türkizm ve milliyetçilik gibi akımların yanı sıra Batı'ya olan hayranlıklar ve tüm bunlara paralel olarak devletin Sovyet geçmişinin “inkârı” ve aşağılanması üzerine inşa edilmesi, Rusya’nın Kazakların özgürlüğünü elinden alan bir devlet olarak sunulması ve kuzey komşusu Rusya’nın kötü niyetli olarak gösterilmesi sıralanıyor.
Kazakistan ekonomisindeki ana rolün, Anglo-Sakson dünyasından yatırımcılar ve şirketler tarafından oynandığına vurgu yapılarak yakıt ve enerji kompleksine ve ana madencilik şirketlerine Anglo-Sakson şirketlerin sahip olduğu hatta uranyum madenlerinin bir İngiliz şirketi aracılığıyla alınıp satıldığı belirtiliyor.
Rus gazetesi, aralarında eski İngiltere Başbakanı Tony Blair (Nazarbayev'in danışmanı) ve Suma Chakrabarti'nin (Tokayev'in danışmanı) olduğu, birçoğu İngiltere'den olan veya Anglo-Sakson dünyası ve iş dünyası ile yakından ilişkili olan İngilizlerin Kazak liderlerine danışmanlık ettiğine dikkat çekiyor.
İngiltere ile yakından bağlantılı Türkiye’nin tarihsel olarak tek bir Türk dünyası inşa etme arzusunu açıkça ilan ettiği, Kazakistan'ın güneyinde Turan fikirlerinin halk arasında ciddi bir destek gördüğü Kazakistan'ın zayıflamasının, pan-Türkizm akımının doğrudan güçlenmesine yardımcı olacağı iddiasında bulunarak güçlenen Çin’in, Kazakistan ekonomisine giderek daha fazla nüfuz ettiği, bu durumun İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri’ni rahatsız ederken ülkenin yeni yönetiminden sempati duyduğu bilgisi paylaşılıyor.
Rus gazetesi olaylara sebep olan bir diğer faktörün de ülke liderliğinde yaşanan klanlar arası savaşların ortaya çıkmasını gösteriyor.
‘‘Yönetici seçkinler içindeki ilişkilerin karmaşıklığı, onun üçüncü güçler tarafından manipüle edilmesine izin verdi. Herkesi birbirine düşürmek ve ardından hakem olarak hareket etmek, Birleşik Krallık'ta gözde bir yönetim metodolojisidir.’’ İfadelerine yer veriyor.
Ayrıca isyanların insanların tatilde olduğu yeni yıl ve Rusya ile ABD, NATO ve AGİT arasındaki önemli müzakerelerin öncesine denk gelmesinin çok manidar olduğunun altı çiziliyor.
Ankara ve Londra arasındaki yakın işbirliği göz önüne alındığında, resim tamamlanmış oluyor
Haberde, Türkiye’den gelerek Kazakistan’daki isyanlara karışan Vahşi Arman’dan da bahsedilerek Türkiye’nin de müdahalesine örnek gösteriliyor. İsyancıların her hangi bir talepte bulunmadan sadece yönetim binalarını ele geçirip yakıp yıktıklarını adeta sanki sadece istikrarsızlık istediklerine vurgu yapılarak şöyle devam edilmiş:
‘‘Kazakistan topraklarında Çin'den sadece Rusya'ya değil, aynı zamanda AB ülkelerine de mal geçişi var. Bir Kuşak Bir Yol projesinin hayata geçirilmesi için çalışmalar sürüyor. Kazakistan'daki kaos, hem bu projenin uygulanmasını hem de Çin mallarının transit geçişini sorguluyor. Sadece Çin ve Rusya'ya değil, AB ülkelerine ve nihayetinde AB'nin lokomotiflerine Almanya ve Fransa'ya da darbe vuruluyor. Peki hangi ülke yakın zamanda AB'den ayrıldı ve Orta Asya'yı kontrol etme arzusu yüzyıllardır var? Bu, Kazakistan ekonomisini büyük ölçüde kontrol eden aynı ülkedir.’’ İfadeleri kullanılarak İngiltere işaret ediliyor.
Kazakistan'daki kaos, Türkiye için sadece faydalı değil, aynı zamanda gerekliydi
Haberde Kazakistan'daki kaosun, Türkiye için nesnel olarak sadece faydalı değil, aynı zamanda gerekli olduğu, ülkede özellikle son yıllarda yaşanan farklı olayların planlı programlı olduğu iddia ediliyor.
‘‘Kazakistan'ın Latin alfabesine geçişi, milliyetçi dil devriyeleri, Selefiliğin gelişmesi, geçmişin karalanması ve son yıllarda Kazakistan'ın iç yaşamındaki diğer tartışmalı olaylar artık sistemsiz görünmüyor. Güçlü ve istikrarlı bir Kazakistan bu yolda ciddi bir taştı.Ankara ve Londra arasındaki yakın işbirliği göz önüne alındığında, resim tamamlanmış oluyor.’’
Rusya’nın Kazakistan ile ilişkilerin nasıl gelişeceğini kamuoyuna doğru anlatması çok önemli
KGAÖ güçlerinin ülkede konuşlanma hızı ve bunların azaltılması Kazakistan'daki durumu istikrara kavuşturmak için önemine vurgu yapılan haberde, Rusya’nın Kazakistan ile ilişkilerin nasıl gelişeceğini kamuoyuna doğru anlatmasının çok önemli olduğunun altı çiziliyor.
Kazakistan’ın önünde cevaplanması gereken çok ciddi sorular olduğunu bunlar arasında; Latin alfabesine geçişin devam edip etmeyeceği, milliyetçiler dil devriyesi politikasına devam edip etmeyecekleri, Rusya ile entegrasyon süreçlerinin devam edip etmeyeceği gösteriliyor.
Ama asıl en önemli soruların ise Kazakistan’ın Türk dünyasında kendini nerede konumlandırdığı ve Anglo-Sakson ülkelerinin Kazakistan ekonomisindeki payı ve daha fazla rolü olup olmayacağı ve Kazakistan’ın çok yönlü bir rota izlemeye devam edip etmeyeceği olduğu belirtiyor.