Putin, BDT Zirvesi’nde Ulusal Para Birimi Vurgusu Yaptı

HABERRUS - Moskova’da gerçekleşen Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) Zirvesi’nde konuşan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, BDT ülkeleri arasındaki ticarette ulusal para birimlerinin kullanımının yüzde 85’e ulaştığını belirtti.

Putin, bu durumun, BDT ülkeleri arasındaki ekonomik işbirliğinin giderek güçlendiğini ve bağımsız bir finans altyapısının inşasında önemli bir adım olduğunu vurguladı.

Ulusal Para Birimleri İle Ticaret ve Ekonomik İstikrar

Putin, BDT üyelerinin makroekonomik göstergelerindeki iyileşmelere dikkat çekerek, “BDT ülkeleri arasındaki ticari işlemlerde ulusal para birimlerinin payı yüzde 85’i aştı” dedi. Bu, topluluğun üyeleri arasında döviz kuru dalgalanmalarına karşı daha dirençli bir ekonomik yapının oluşmasını sağlıyor.

BDT Ekonomilerinde Güçlü Büyüme

Rus lider, 2024’ün ilk yarısında BDT ülkelerinin toplamda yüzde 4.7’lik bir ekonomik büyüme kaydettiğini açıkladı. Ayrıca, aynı dönemde duran varlık yatırımlarının yüzde 11.2, sanayi üretiminin yüzde 4.3, kargo taşımacılığının yüzde 4.9 ve perakende ticaret hacminin yüzde 8.6 oranında arttığını belirtti. Putin, bu verilerin BDT’nin ekonomik dayanıklılığını ve büyüme potansiyelini yansıttığını vurguladı.

BRICS ve BDT Arasında İşbirliği Genişliyor

Putin, BRICS’in artan küresel önemine de değinerek, topluluğun birçok ülke için cazip bir örgüt haline geldiğini söyledi. 22-24 Ekim tarihlerinde Kazan’da düzenlenecek 16. BRICS Zirvesi’nin bu açıdan kritik olduğunu belirten Putin, geçen yıl BRICS’in genişlediğini ve yeni üyelerle birlikte bu yılki zirvenin daha da önemli hale geldiğini ifade etti.

Rusya lideri, BDT’nin BRICS ile işbirliğini artırmasının, Topluluğun uluslararası arenadaki konumunu güçlendireceğini ve bu işbirliğinin, BDT’nin küresel meselelere olan etkisini artıracağını vurguladı.

Putin’in BDT Zirvesi’ndeki açıklamaları, topluluğun ekonomik gelişiminde ulusal para birimlerine geçişin önemini ve BRICS ile daha yakın işbirliği ihtiyacını ortaya koyuyor.

BDT ülkeleri arasındaki bu ekonomik işbirliği ve büyüme, bölgedeki finansal bağımsızlığın ve dayanıklılığın güçlenmesini sağlıyor.