Türk ve Rus akademisyenler: İlişkilerimiz savaş tarihinden oluşmuyor

Türk Rus Kültür Vakfı ve Türkiye ve Rusya üniversitelerinin katkılarıyla “Türkiye ve Rusya arasında tarihi, kültürel ve ekonomik ilişkiler” adlı sempozyum düzenledi. Etkinliğe Avrasya Enstitüsü Müdürü Bekir Günay, İstanbul Üniversitesi Rektör Yardımcısı Ahmet Cevat Acar, İstanbul Vali Yardımcısı Kazım Tekin, Rusya İstanbul Başkonsolosu Aleksey Erkhov ve çok sayıda akademisyen katıldı.

İstanbul Üniversitesi rektörlük binasında düzenlenen sempozyumda açılış konuşması yapan İstanbul Üniversitesi Rektör Yardımcısı Ahmet Cevat Acar yeni dönemde iki ülke ilişkilerinin komşuluğa yakışır bir biçim aldığını belirtti. Acar, “Komşu komşunun külüne muhtaçtır diye söz vardır dolaysıyla Türkiye ve Rusya iki eski kadim dost olarak hem ülke hem de dünya halklarına olumlu katkılar yapacak.” diye konuştu. Rusya İstanbul Başkonsolosu Aleksey Erkhov ise iki ülke arasındaki ilişkilerin çok meraklandırıcı, yoğun ve aynı zamanda kolay olmadığını ifade etti. Erkhov, “Geçmişte yaşananları öğrenmeden şimdiki ilişkilerimizi tam manasıyla değerlendiremeyiz. Şu anki ilişkilerimiz, geçmişte olduğu kadar meraklandırıcı ve perspektifli.” dedi.

Türk ve Rus akademisyenler iki ülke ilişkilerinin 520 yıllık süreyi değerlendirdi. Farklı üniversite ve bölüm uzmanları Türkiye ve Rusya ilişkilerinin geçmişten bugüne kadar uzanan inişli çıkışlı dönemlerini ele aldı. Akademisyenlere göre, birçok yönden özellikle kültürel taraftan birbirine çok yakın olan Türkiye ve Rusya, dünyada gelişen olaylar doğrultusunda tarih boyunca birbirinden uzaklaştığı ve yakınlaştığı dönemler geçirdi. Son dönemde olumlu ve hızla yükselen ilişkiler olduğuna dikkat çeken uzmanlara göre Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkiler henüz sahip olduğu potansiyele ulaşmış değil.

Hayalim İstanbul Üniversitesi’nde konuşma yapmaktı

Öğrenciyken İstanbul Üniversitesi’nde konuşma yapmayı hayal ettiğini söyleyen Moskova Devlet Üniversitesi Asya ve Afrika Enstitüsü Müdürü Mihail Meyer, “Neredeyse tüm hayatının Türkiye tarihine adayan bir insan olarak bu binada bulunmak benim için ayrı bir anlam taşıyor ve çok heyecanlandırıyor.” şeklinde konuştu. Meyer, “İlişkilerimizin gelişmesi için yoğun çaba sarf eden Akademisyenlerimizi var. Tabi bu ilişkilerin gelişmesini istemeyenlerde vardı, ancak iyi niyet ve dostane yaklaşım bunları aştı. Bu tür sempozyumlar iki ülke arasındaki ilişkilerin pekişmesine büyük katkılar sağlayacaktır.” dedi.

Türkiye ve Rusya ilişkilerinin sadece savaşlardan ibaret olmağını belirten Rusya Bilimler Akademisi Doğu Bilimler Enstitüsü Müdürü Vitaliy Naumkin, “Unutmamalıyız ki ülkelerimiz çoğu zaman birbirinin yardımına koşmuştur ve biz daha çok tarihin bu yüzüne bakarız. Türkiye ve Rusya medeniyet olarak aynı benzerlikleri taşıyan ülkeler ve birçok konuda ortak noktaları bulunmaktadır bu da ilişkilerimizin çerçevesini oluşturmaktadır.” ifadelerini kullandı.

Sempozyumda Başbakanlık arşivinden elde edilen 20 tarihi belge ilk kez sergilendi. 520 yıllık Türkiye ve Rusya ikili ilişkilerin gün yüzüne çıkaran ve 1566 – 1926 yıllarını kapsayan belgeler, Türkiye ile Rusya arasında siyasi, ekonomik ve kültürel tarihe ışık tutuyor.

Sempozyum, akademisyenlerin sunumları ve konuşmalarıyla gün boyu devem edecek.