Türkiye ve Rusya çok kutuplu dünyayı kuruyor – ANALİZ

Siyasi, ticari, ekonomik, kültürel ve diğer alanlarda ortaklıklarını yeni anlaşmalarla stratejik boyuta taşıyan Moskova ve Ankara safları kıskandıracak ölçüde sıklaştırdı. Rusya Devlet Başkanı Dmitri Medvedev’in Ankara temaslarında bir kez daha teyit edilen 100 milyar dolar ticaret hedefi, enerji alanında 25 milyar dolarlık yatırımla pekiştiriliyor.

İdeolojik temelli dış politika anlayışından reel politik bakış açısına dönüşüm yapan Kremlin, NATO’nun genişlemesi, füze kalkanı ve renkli devrim prangalarından kurtularak hızlı bir diplomasi trafiği başlattı. Son altı aydır Rusya Devlet Başkanı Dmitri Medvedev’i Moskova’da görmek neredeyse imkansız. Türkiye’de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün öncülüğünde başlayan, başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la devam eden ‘sıfır sorunlu dış politika’ yaklaşımı Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun katkıları ile zirve yaptı. Medvedev’in Türkiye ziyaretinde imzalanan 17 anlaşma ve Üst Düzey İşbirliği Konseyi’nin (ÜDİK) kuruluşunda bu eş zamanlı açılımın sinerjik katkısı büyük. Rusya Başbakanı Vladimir Putin’in öncülüğünü yaptığı çok kutuplu dünya hedefi artık söylemden, realiteye geçiyor.

Türkiye’nin ilk nükleer santralini 20 milyar dolar kendi kaynaklarından harcayarak 7 yıl içinde kuracak Moskova, en az 15 yıl alım garantisi elde etti. Rusya yakıt garantisi ve nükleer atıkları kendi ülkesinde depolama garantisi veriyor. Türk firmaların nükleer santral inşaatına yüzde 25’den fazla katkı sağlayacağı da biliniyor. Bu durumda önemli bir istihdam ve iş imkanı da doğacak. Mersin Akkuyu, Türkiye’nin büyüyen ekonomisinin enerji ihtiyacını karşılamak için inşa edilecek nükleer santrallerin ilki olacak.

Bir ay süreli ziyaretlerde vizesiz uygulamaya geçilmesi gerçekten tarihi bir dönüşüm niteliği taşıyor. Rusya açısından bakıldığında eski Sovyet ülkeleri hariç, her hangi bir batılı ya da doğulu ülke ile bu tarz bir uygulaması bulunmuyor. Yılda 3 milyona yaklaşan Rus turistlerin, turizm mevsiminin başlaması ile birlikte Türkiye’ye akın edeceğini söylemek abartı olmaz. Rus haber portallarında 4-5 kişilik bir aileye en az 100 dolar tatil piyangosu çıktığı yorumları yapılıyor. Türk iş adamları için de Rusya pazarının kapıları resmen açılıyor. Vizelerin kaldırılmasının dışında sağlanan bir dizi kolaylık kriz sürecinden çıkmaya çalışan Türk iş adamlarının Rusya pazarına yönelmesini sağlayacak. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün işadamlarına hitaben “geleceğe güvenle bakabilirsiniz” taahhüdünü iyi okuyanlar kazançlı çıkacak.

Samsun-Ceyhan petrol boru hattı, Mavi Akım-2, Ceyhan’a inşa edilecek rafineri ve diğer yer altı  doğalgaz depolama tesisleri enerji alanındaki işbirlikleri perçinleyecek. Ceyhan’da rafine edilmiş petrolü birlikte pazarlamaya hazır olduklarını açıklayan Medvedev, Türkiye’nin enerji koridoru olma hedefine yeşil ışık yakmış durumda.

Türkiye ve Rusya Ortadoğu sorunu, İran nükleer programının çözümü, Irak ve Afganistan sorunlarına yaklaşımı ve Karadeniz bölgesinin güvenliği konusunda benzer yaklaşımlara sahip. Kafkaslar ve Kıbrıs konusunda kısmi farklılıklar olsa da iki ülkeyi karşı karşıya getiren herhangi bir dış sorun bulunmuyor. Rusya Devlet Başkanı’nın iki ülkenin sözde değil özde stratejik partner olduğunu ifade etmesi, tüm alanlarda uzun vadeli işbirliklerinin mevcut hedeflerin de ötesine taşınabilecek olmasından kaynaklanıyor. Burada tek sorun önden hızla koşan siyasi iradenin peşinden iki ülke halklarının yetişebilmesi. Bunun için kültür, eğitim, bilim, spor ve sanat gibi farklı alanlarda işbirliğinin pekiştirilmesi gerekiyor. ÜDİK’in bünyesinde kurulan ‘Toplumsal Forum’a bu açığın kapatılmasında önemli görevler düşecek.

Faruk Akkan, Moskova, Cihan