Yurtdışında yaşayana seçim çok masraflı, YSK yüzünden...
Yurtdışını mesken tutmuş vatandaşlarımızın oy kullanmasını büyük çapta engelleyen yalnızca gümrük girişlerinde sandık bulundurma uygulamasının sebebini hep merak ederdim; sağolsun Milliyet gazetesi zihnimi açıklığa kavuşturdu. Meğer sebep çok basitmiş: Yurtdışında yaşayan her seçmen oy kullansa bundan iktidar partisi kârlı çıkarmış...
Milliyet'in zahmete girip yaptığı hesaba göre, 2007'de ülke içinde yüzde 47 oy oranını yakalayan AK Parti'nin oyu gümrüklerde yüzde 56; "Hükümet" diyor Milliyet, "Daha fazla gurbetçinin sandığa gitmesi halinde, AK Parti'nin genel seçimde alacağı oyun da yüzde 2-3 oranında artabileceğini hesap ediyor."
Her seçim öncesinde "Yurtdışında yaşayan vatandaşlarımız gümrük kapılarında değil, yaşadıkları yerlere en yakın temsilciliklerimizde oy kullansın" başvurularına hep "Olmaz" cevabını veren Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) sergilediği tavrın arkasında siyasi bir hesap bulunduğunu çıkarabilir miyiz gazetenin bu değerlendirmesinden?
Böyle bir sonuç çıkarmak ve onun üzerine yorum yapmak yerine konuya serinkanlı yaklaşmayı tercih ederim.
Türkiye teknolojiyi en geniş biçimiyle yurtdışı temsilciliklerinde kullanıyor; hem de nice zamandır... Pasaport yenileme, nüfus cüzdanı çıkarma, askerlik, eğitim gibi konularda süreler kısaldığı gibi, işlemler elektronik ortamda yapıldığı için, vatandaşın bulunduğu yerden kıpırdaması bile gerekmiyor. Yurt içinde de, işlemler tek bir merkezde (Ankara'da) yapıldığı halde, üç gün içerisinde teslim alınıyor pasaportlar...
Bunları becerebilen bir ülkenin yurtdışında yaşayan vatandaşlarına oy kullandıramayacağını kimse söyleyemez.
Çevremizdeki ülkelerin (Yunanistan, Bulgaristan, İran ve hatta Irak) Türkiye'de yaşayan vatandaşları seçimlerde Ankara ve İstanbul'daki resmi temsilciliklerinde oy kullanabiliyorlar. Onların becerdiğini Türkiye'nin yapamayacağını iddia etmek büyük bir bühtan olmaz mı?
Kaldı ki, Dışişleri Bakanlığı, tartışmalar üzerine, "Yurtdışındaki seçmenlerin sandık başında oy kullanmalarına yönelik imkân ve kabiliyete sahip olunduğunu, seçimlerin usulüne uygun şekilde ve oy/sandık güvenliğine halel getirilmeyecek biçimde gerçekleştirilmesine yönelik teknik, fiziki ve personel kapasitesini haiz bulunduğunu" defalarca kamuoyunun bilgisine sundu.
En kalabalık yurtdışı seçmen kitlesinin bulunduğu Avrupa ülkelerinde de, ABD, Kanada ve Avustralya'da da yeterli konsolosluk ve devlet görevlisi var zaten; sandık güvencesini sağlamak üzere ek görevliler gönderilebileceği gibi sandık kurulu için mahallinde parti temsilcileri bile bulunabilir.
Kısacası, YSK'nın yurtdışı seçmenlerin yalnızca gümrük kapılarında oy kullanılmasında ısrarı için herhangi bir makul gerekçe yok. İstenirse bu genel seçimden itibaren yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın bulundukları yerlerde oy kullanmaları pekâlâ sağlanabilir.
YSK üyeleri yargı sınıfından deneyimli devlet memurları; muhtemelen tutuculuklarının altında bu özellikleri yatıyor. Her yenilik onlara ters geliyor olmalı; onun için de alışılmıştan şaşmama kolaycılığı kararlarını belirliyor gibi. Tıpkı kitap çoğaltmak için en ideal yöntem ve kadroya sahip olduğunu düşünen Osmanlı'nın matbaa makinesi 'yeniliği'ne direnmesi gibi...
Biz bu mantığı anlasak bile, Milliyet'in dünkü haberinin akla düşürdüğü "Acaba bu işin altında siyasi bir hesap mı var?" yanlış sorusunun zihinlere üşüşmesini nasıl önleyeceğiz? Hatanın neresinden dönülse kârdır; YSK konuyu âcilen bir kez daha ele almalı.
FEHMİ KORU