Rus Başbakan Putin 'bu işi bitirin' mi dedi?
Son günlerde Türkiye'nin enerji ile ilgili attığı adımlara baktığımızda eski politikaları revize etmek zorunda kaldığını görüyoruz.
Daha önce, çok etkili olunamayan politikaların bugün güçlendirilmesi için adımlar atılıyor. Düne kadar Nabucco anlaşmasını bürokratik engellerle gerçekleştiremeyenler, bu prestijli işi şimdi yeni ekibe kaptırmış oldu.
Aslında bu anlaşmalar dört-beş yıl öncesinden yapılabilirdi. Fakat Türkiye, boşu boşuna zaman kaybetti.O nedenle Taner Yıldız komutasındaki yeni bürokrasinin işi çok kolay olmayacak. Zaten yeni kan Taner Yıldız, bu konuda disipliniyle tanınan önemli özelleştirmelere imza atan Metin Kilci'yi en önemli koltuğa getirdi; müsteşarı yaptı. Çok geçmeden de görüşmeler meyvelerini verdi. Ruslarla birçok anlaşmaya varıldı.
Tabii son 20 protokolün yapılmasında Rus diplomasisinin zaferini de unutmamak gerekir. Ankara kulislerinden bildiğim kadarıyla Güney Akım projesi konusunda Rus Başbakan Vladimir Putin'in "bu işi bitirin" talimatı oldu. O nedenle Rus ekip işi çok sıkı tuttu. Öyle sıktılar ki; gece bile uçağa atlayıp bizim bürokratlarla görüşmeye geldiler. Oysa Türk diplomasisi, bu aceleciliğe alışkın değildi.
Günün ya da haftanın herhangi bir saatinde özel uçaklarına atlayıp gelen bu kişiler, şimdi Putin'in emirlerini de yerine getirmenin mutluluğunu yaşıyor.
Neticede uzun yıllar stabil kalan enerji bürokrasisi, yeni ekiple birlikte proaktif politikalar gütmeye başladı. Şimdi sırada nükleer enerji var. Maalesef işin en zor kısmı da bu. Bu anlaşmalarda Rus tarafına çok kesin garantiler verilmedi. Nedeni de hazırlanan şartname ile ilgili duyulan endişeler. Bazı boşluklar ya da farklı yorumlanabilecek maddeler var.
Öyle anlaşılıyor ki, nükleer konusunda yeni ekibin işi çok kolay olmayacak. Hazırlanan ihale şartnamesinin neresinden tutulacağı bilinmiyor. Şimdi bu ikircikli durumla karşı karşıya kalan bir enerji bürokrasisi var ortada. Ne yapılacağına ilişkin yol haritasını çizebilecek bilgiye sahipler; ancak geçmişte atılan adımlarla ilgili ne yapacakları meçhul.
Mevcut haliyle işin gitmesi zor görünüyor. Tekrar ihaleye çıkmak ise riskli. O nedenle Rus tarafına garanti verilmedi. 'Hukuki süreci beklemek zorundayız' denildi.
Maalesef enerjide, nükleer ihalesinde olduğu gibi uzun zamandır doğru strateji ile çözümlenmeyen konular bugün bizi zorluyor. Tabii işin bir de Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafı var. Son günlerde EPDK'nın en büyük hatası ise petrol fiyatlarını belirlemek oldu. Piyasanın kendisini serbest koşullarda oluşturması gerekirken müdahale etti.
Hatırlarsanız, EPDK'nın müdahalesinden önce akaryakıt fiyatlarını tüketici daha ucuza alıyordu. Gelinen noktada fiyatlar arttı.
Bundan sonra yeni yönetimi zorlayacak konuların başında petrol ve elektrik gelecek. Çünkü 5 yıl elektriğe zam yaptırmayanlar, bugünkü süreci de hazırlamış oldular. Şimdi Türkiye Elektrik Ticaret ve Taahhüt AŞ (TETAŞ), toptan elektrik satış fiyatlarında 1 Ekim itibarı ile yaklaşık yüzde 20 oranında zam yapmaya hazırlanıyor. Nedeni de yıl sonunda kurumun zarar ettirilmemesi gerekiyor. Çünkü kanununa göre bu iş böyle.
5 yıl zam görmeyen vatandaş, henüz bunun faturasını ödemedi. Diğer taraftan doğalgaz ile ilgili gelen zammı insanlar hiç unutamıyor. O günlerde bu fiyat artışlarını Bakan Hilmi Güler indirimlerle unutturmaya çalıştı. Ancak başaramadı. O nedenle yeni ekibin işi zor diyorum.
Hülasa, enerjide uzun zamandır rafta bekleyen meseleler şimdi tek tek çözüm bekliyor. Güney Akım'da Putin, "bu işi bitirin" talimatı ile kendi problemini çözdü. Bakalım biz başta nükleer olmak üzere sorunlarımızı nasıl çözeceğiz. Süreci hep birlikte izleyeceğiz.