TUSKON’dan Rus üniversitesinde seminer, krizin reçetesi KOBİ’ler
Türkiye ve dünya arasında ticaret köprüleri kuran Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu’nun (TUSKON) Rusya Temsilcisi Ali Tırnava Moskova Lomonosov Üniversitesi Ekonomik Okulu’nda genç ekonomistlerle bir araya geldi. Rusya-Türkiye ekonomik ilişkileri ve TUSKON’un faaliyetleri ile bilgili veren Tırnava Türkiye’de ağır sanayinin temellerinin Ruslar tarafından atıldığını söyledi.
TUSKON’un 2005’de kurulmasından bu yana Türk müteşebbislerin yatırım ve ortaklıklar yoluyla yurt dışına açılmaları için projeler üreten ve kısa zamanda çok geniş bir networke ulaştığını ifade eden Tırnava, “TUSKON olarak Rusya ve Türkiye arasında çok yönlü ekonomik ilişkilerin gelişmesine önem veriyoruz. Bunun için dört yurt dışı ofisinden biri Moskova’da. Şimdilerde Rusya pazarında etkin olan Türk tekstil sektörü 1930’lu yıllarda Sovyet teknolojileri yardımıyla Kayseri ve Nazilli’de ilk Türk tekstil fabrikalarının kurulduğunu unutmaz” dedi.
Türkiye Cumhuriyetinin ağır sanayileşme döneminde, 1970'lerde Sovyetler Birliği'nin kurduğu dev sanayi kompleksleri, metalürji, kimya ve petrol rafinerileri Türk ekonomik ve sosyal hayatının önemli kilometre taşlarından biri olduğunu vurgulayan Tırnava, “TUSKON, Rusya Federasyonu ile Türkiye arasındaki ilişkilerin iki taraf içinde vazgeçilmez olduğuna ve Türkiye ve Rusya iş dünyaları arasındaki çok boyutlu ekonomik ve ticari ilişkilerinin geliştirilmesinin zorunluluğuna inanmaktadır. Bu inançla, Rusya Federasyonun’da işbirliği anlaşması imzaladığımız TPP-Rusya Ticaret ve Sanayi Odası, RSPP-Rusya Federasyonu İşadamı ve Sanayiciler Birliği, OPORA, Rusya Türkiye İş Konseyi, Bölge Valilikleri ve Ticaret Odaları ile bu güne kadar çok sayıda iş forumu, tanıtım ve bilgilendirme toplantıları, işadamı heyet gezi programları yaptık.” şeklinde konuştu.
Rus ve Türk işadamlarını bir araya getirerek, karşılıklı yatırım ve ticaret imkan ve fırsatlarını değerlendirdiklerini ifade eden TUSKON Rusya Temsilcisi, “Rusya’nın sadece Moskova’dan ibaret olmadığını düşünüyor ve çok önemli çok büyük ekonomik potansiyellerin olduğu bölgeleri de çok önemsiyor iş birlikteliğimizi geliştiriyoruz. Aslında Rusya ve Türkiye rakip iki ülke değil. Tam aksine birbirini tamamlayan iki ülke. Rusya kendi ekonomisini şekillendirmeye çalışıyor. Gaz ve petrole bağımlılıktan kurtulmak istiyor. Bizim inovasyon sürecinde ciddi girişimcilerimiz var. Bunlar Rusya ile ortak projelere hazır.” önerisinde bulundu.
Rusya’da büyümek için yatırım şart
Ticaretin geliştirilmesine paralel olarak iki ülke arasındaki karşılıklı yatırımlarında arttırılması gerektiğine değinen Tırnava, “2011 sonu itibari ile Rusya Türkiye arasındaki karşılıklı yatırımlarımız 15 milyar dolar seviyesine ulaştı. Rusya 20 milyar dolarlık dev yatırımla Mersin Akkuyu nükleer santralin inşaatına başlamak üzere. İki ülke potansiyeline baktığımızda mevcut yatırım rakamlarının çok daha yüksek seviyelere çıkartılmasının mümkün olduğu görülüyor. Önümüzdeki dönemde iki ülke arasında, enerji, doğalgaz, turizm, tarım, gayrimenkul sektörlerinde ve Rusya pazarına ürün sağlamak için sanayi ve üretim alanlarındaki yatırımlar ön plana çıkacak. Bizler işadamlarımızın burada yatırım yapmaları gerektiğinin farkındayız. Çünkü uzun yıllar ürünlerini taşıyıp satan işadamlarımız artık rekabet ortamında gümrük ve lojistik masrafları ile birlikte uzun süre rekabet etmeleri zor olacak. Beyaz eşya ve mobilya gibi büyük hacimli ürünlerin üretiminde Türkiye olarak mesafe aldık. Kastamonu Entegre, Bellona, Vestel, Beko, Vitra, Şişecam gibi markalarımız üretimlerini buraya taşıdı.” bilgisini aktardı.
Türk şirketler Rusya’da 100 bin kişiye istihdam sağlıyor
Rusya’nın çeşitli bölgelerinde 1500’den fazla Türk şirketi olduğunu, Rusya’daki Türk işadamlarının 100 bin kişiye istihdam sağladıklarını ifade eden TUSKON temsilcisi, “1992 den bu yana devam eden müteahhitlik hizmetleri 32 milyar doları buldu. Türk şirketleri Rusya’da beyaz eşya, cam ambalaj, elektrik santralleri, gıda ve tekstil sanayi, inşaat malzemeleri üretimi, hipermarket, iş merkezleri, otel ve konut inşası alanlarındayatırım ve ticaret yapmaktadırlar. Artık, Rus şirketlerinin de Türkiye’deki yatırım ortamından yararlanmaları ve Türkiye’nin sunduğu fırsatları değerlendirmeleri zamanı geldi. Türkiye’de Rus sermayesi için başta enerji olmak üzere, finans, turizm, emlak, petrokimya gibi sektörlerde cazip imkânlar ve fırsatlar var” dedi.
Krizlerin reçetesi KOBİ’ler
Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerin (KOBİ) kriz süreçlerinde ekonomilerin ayakta kalmasına büyük katkı sağladığına değinen Tırnava şu şekilde konuştu:
“KOBİ’ler ABD, Japonya ve AB ekonomilerinin gelişiminde lokomtif oldu. KOBİ’ler bağımsız ekonomik birimler olarak mal ve hizmet sunarak ekonomiye katkıda bulundukları gibi büyük işletmeler için bir “yan sanayi” görevi de görerek bu işletmelerin gelişimini tamamlıyor. Gelişmiş ülkelerde toplam işletmelerin % 95’i, toplam istihdamın % 50’si, toplam yatırımların % 40’ı, toplam üretimin % 50’si ve toplam ihracatın da %30-40’ını KOBİ’ler gerçekleştiriyor.
Türkiye’de ise KOBİ’ler istihdamın % 77’sini, artı değerin % 25’ini, ihracatın ise sadece % 10’unu gerçekleştirebiliyor. KOBİ’lerin küçük fakat önemli bir grubu da, yeni sanayilerin ve teknolojilerin gelişmesinde öncü konumunda olmaları. Rusya’da KOBİ'ler olması gereken yerde değil. Türkiye bu konudaki tecrübesini Rusya ile paylaşmak istiyor. Bu bağlamda TUSKON, Rusya OPORA ve KOSGEB ile üçlü anlaşma imzaladı. Şimdi ise iki ülke KOBİ’lerini kaynaştıracak bir çalışma grubu kuruyoruz.”