Kupriyanov Zaman'a yazdı; Rusya ve Türkiye enerjide güvenilir ortak

Gazprom’un Türkiye ile ilişkileri, gösterdiği yirmi beş yıllık istikrarlı gelişimin ardından bugün artık sağlam temellere oturuyor. Türkiye, Almanya’dan sonraki ikinci en büyük ticaret ortağımız. Enerji alanındaki ilişkilerimiz, karşılıklı bir uyum sergileyen ve her iki taraf için de fayda getiren bir seyir izliyor. Gazprom’un Türkiye’deki tüketicilere güvenilir ve esnek gaz tedariki, karşılıklı yarar sağladığımız alanlara dair örneklerden sadece biridir.

Ekim ayı boyunca Azerbaycan ve İran’dan Türkiye’ye yönelik gaz tedariki üç kez kesintiye uğradı. Enerji güvenliği konusunda soru işaretleri uyandıran ve aynı zamanda arz esnekliğinin önemini gözler önüne seren bu talihsiz olaylardan ötürü duyduğumuz üzüntüyü dile getirmek isterim. Türkiye ne zaman doğalgaz akışında sorunla karşılaşsa Gazprom’un, uzun süredir işbirliği içinde olduğu ortağına yardımcı olmak için adım attığını söylememe gerek dahi yok. Ekim ayında da, Gazprom her seferinde Mavi Akım’dan tedarik edilen günlük doğalgaz hacmini % 50 oranında artırarak teknik altyapının elverdiği azami kapasite olan 48 milyon metreküpe çıkardı.

Son derece önemli bir stratejik konuma sahip, büyük ve etkili bir ülke, üstelik komşumuz olan Türkiye ile, en son örnek olarak Güney Akım projesine sağladığı destek de dâhil olmak üzere, çeşitli enerji projelerinde işbirliği halindeyiz. Güney Akım, Avrupa’ya yönelik doğalgaz tedarikinin güvenliğini artıracak ve Karadeniz Bölgesi’ne önemli yatırımlar getirecektir. Proje ortaklarımız ENI (İtalya), Wintershall (Almanya) ve EDF (Fransa) ile birlikte, Ankara’nın Güney Akım boru hattının Türkiye’nin münhasır ekonomik bölgesinden geçmesine izin verme kararını büyük takdirle karşılıyoruz. Bu karar, tam anlamıyla bir Avrupa projesi olan Güney Akım projesinin hayata geçirilmesine olanak sağlıyor.

Doğalgaz tedarikinde yaşanan kesintilerin ardından Gazprom’un Türkiye’deki tüketicilere yardım eli uzatabilmesi, uzun vadeli sözleşmelerin arz güvenliği için ne denli hayati bir önem taşıdığını bir kez daha gözler önüne seriyor. Petrole endeksli fiyatlandırma öngören bu sözleşmeler, üretici ülkenin, hem yeni sahaların ya da uluslararası boru hatlarının geliştirilmesi gibi büyük çaplı projelere hem de günlük arz miktarında esneklik sağlayacak teknik altyapıya yatırım yapabilmesi için gerekli güvenceyi sağlıyor. Bu tür sözleşmeler ayrıca, özellikle de bizim Türk ortaklarımızla olan ilişkilerimizde olduğu gibi, ilişkilerin karşılıklı bağımlılık ve güven temeline dayandığı durumlarda, tüketiciler için de güvenlik sağlıyor. Böyle bir güvenlik ağı olmazsa, hiçbir üretici tüketicilerin talebindeki kısa ve orta vadeli artışları karşılayamayacaktır.

Doğalgaz bugün artık güvenilir, sürdürülebilir ve ekonomik enerji ihtiyacı için en iyi seçenek olduğunu ispatlamış durumdadır. İleriye dönük hedeflerimizden biri, doğalgazın kullanım alanını genişletmek, örneğin motor yakıtı olarak taşımacılık alanında yer almasını sağlamaktır. Sıvılaştırılmış doğalgazın ulaşım alanında kullanılan bir yakıt türü olarak yaygınlaşması ev, işyeri ve yerel idarelerin yakıt ihtiyaçlarına yönelik ucuz ve temiz çözümlere ulaşmasına yardımcı olacaktır. Hızlı büyüyen ekonomisi ve dinamik toplumuyla Türkiye’yi bu tür yenilikçi girişimlerde potansiyel ortak olarak görüyoruz.

Bugüne dek Türkiye’deki ortaklarımızla imza attığımız birçok önemli başarıdan uzun uzadıya bahsetmeye gerek yok. Ancak sözünü ettiğim örnekler, her iki tarafın da yararına daha pek çok adımın atılabileceğini gösteriyor. Enerji ilişkilerimizi daha da iyi bir düzeye taşımalıyız. Bunun için, izleyeceğimiz ilkeler işbirliğimizi geliştirmek ve yeni ortak hareket alanları yaratmak olmalıdır.